gerçekten etkileşim o kadar düşük ki... vpn kullanmadan önce de bu böyleydi yalnızca uygulamanın kapanmasına yoramam yani 😃
iyi okumalar
━━━━━━━━━ • ━━━━━━━━━
Bir haftadır ne evden çıkıyor ne de odalarından bir adım dışarı atıyorlardı. Okulu salmışlardı, kendilerince kafa tatili yapıyorlardı. O akşam yemeğinden sonra Taehyung'un toparlanması kolay olmamıştı. Jeongguk'un uykuları Taehyung'un geceleyin bir anda ağlamasıyla bölünüyordu. Bir çocuk gibi ağlıyordu hem de, içli içli. Genç çocuk onun bu hallerine daha önce şahit olmadığından o kadar canı sıkılıyordu ki durmadan sevgilisine sıkı sıkı sarılıyor, yanında olduğunu ona böyle belli ediyordu.
Tüm bu süreç boyunca büyükanne onlara hizmette bulunmuştu ancak söylenmemişti bile. Arada Jeongguk'tan Taehyung'un nasıl olduğunun haberlerini alıyordu. O da endişelenmişti. Az çok ailesinin katılıklarını biliyordu ve Taehyung'un da nahif bir çocuk olduğunu bildiğinden kendi evladıymış gibi içi gidiyordu.
"Benim uğramam gereken birkaç yer var Jeongguk," diye düşük tondan konuştu Bayan Jeon. "Birazcık dönüşte parka uğrarım, hava alırım, olur mu oğlum? Biraz yürümek iyi gelir bana. Ben de sizinle birlikte çok evde kaldım."
Jeongguk kapının arkasından çıkıp kendisini tamamen büyükannesine gösterdi. Birlikte odanın önünde dururlarken genç çocuk kapıyı Taehyung'un üstüne kapamıştı. Taehyung yataklarında tavana bakarak uzanıyordu.
"Bir şey olursa beni ara tamam mı? Çıkar gelirim iki dakika."
"Tamam tamam. Ocakta yemek de var, ısınıyor. Bir bakıver ben gittiğimde."
Jeongguk başını salladı.
"İyi mi Taehyung?"
Genç çocuk dudaklarını birbirine bastırıp omuz silkti. "Bilemiyorum, banyoya sokacağım bir onu. Bir haftadır duş almıyor. Kendisine gelir. Biraz odadan da çıkartacağım. En azından salonda falan otururuz."
"Çok iyi yaparsın bir tanem, sen de bir şey olursa ara beni."
Büyükanne üzerine kabanını geçirip evden çıktığında Jeongguk hemen mutfağa gidip yemeğe baktı. Dünkü yemekle aynıydı fakat bu onlar için bir sorun teşkil etmiyordu elbette. Hatta ikisi de büyükanneye minnettardı.
Odanın kapısı açıldığında Jeongguk koridora yöneltti bakışlarını. "Taehyung?" diye içeriye seslenmesinin ardından sevgilisi oldukça bakımsız haliyle karşısına çıktı.
"Büyükanne gitti mi?"
"Hmhm, dolaşacakmış biraz. Yemek koymuş gitmeden de."
Taehyung minik bir tebessümle Jeongguk'a baktı. "Hakkını ödeyemeyiz."
Jeongguk da gülümsemişti çünkü Taehyung'u gülüyordu.
"Orası öyle ama büyükannem sana çok değer veriyor. Üzülmene dayanamaz, ben onun için neysem sen de osun."
Jeongguk yemeği karıştırmaya başladığında Taehyung onun arkasından beline dolandı, omzuna dayadığı çenesiyle sıcak kolları arasında ısıttı sevgilisini.
"Sen iyi misin biraz daha peki?"
"İyiyim. Normal hayata dönme vaktim geldi galiba." Burukça dudakları kıvrıldı. "Daha fazla yük olamam kimseye."
"Yük değilsin."
Taehyung Jeongguk görmese de gözlerini devirmişti.
"Duş almak ister misin? İyi gelir, açılırsın biraz daha."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lust for life
Fanfiction𝘁𝗮𝗲𝗴𝗴𝘂𝗸 Jeongguk ve Taehyung, zıtlıklarına rağmen uyum yakalamış iki arkadaştır. Aralarındaki bağın gücü, gün geçtikçe sadece arkadaş olup olmadıklarını sorgulatır. [𝘁𝗲𝘅𝘁𝗶𝗻𝗴] + [𝗱𝘂𝘇𝘆𝗮𝘇𝗶] [𝗳𝗿𝗶𝗲𝗻𝗱𝘀 𝘁𝗼 𝗹𝗼𝘃𝗲𝗿𝘀]