Selam!
Oy verip yorum yapmayı unutmayın!
*
Dünden beri gözüme bir gram uyku bile girmemişti. Gözlerim sürekli ekrana bakmaktan başıma ağrı girmişti. O şu an yattığı yerde ilaçlar sayesinde uyutuluyordu, ben ise burada onun uyanmasını bekliyordum.
Bir insana uzak olmak ne zormuş.
Yanında olamamak...
İçimi korkuya teslim etmemeliydim.
Korhan'a güveniyordum, başından 2 tane kanser geçmiş, bunu da geçirecekti.
Anıl'ın mesaj attığını gördüğümde hızlıca sohbetine tıkladım.
Anıl: Korhan'ın durumu iyiymiş. Şimdi doktoruyla telefonda görüştüm, endişelenecek bir durum yok.
Parmaklarımı klavyenin üstüne götürdüm. Yorgun parmaklarımla yazmaya koyuldum.
Yosun: Şükür.
Yosun: Ne zaman uyanacakmış? Uyanmış mı?
Anıl Yazıyor...
Anıl: Uyanmış, ailesi yanındaymış. Merak etme, birkaç güne toparlanır. Grip geçirmiş.
Yosun: Tamam, sağ ol haber verdiğin için.
Anıl'ın bana onun numarasını gönderdiğini gördüm.
Anıl: Aramak istersen buradan arayabilirsin. Kendi telefon numarası.
Telefon numarasını rehbere kaydettim.
Yosun: Sağ ol.
Numarasına baktığımda sohbete tıkladım. Telefondan aramaya koyuldum. Telefonu kulağıma götürüp tuttuğumda çaldığını duydum. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Telefon açıldığı an gözlerimi kırpmadan başımı telefona hafifçe çevirdim.
"Alo?" dedim titreyen bir sesle.
"Yosun?" Sesini iyi duyduğumda rahatça nefesimi verdim. "Telefon numaramı nereden buldun?"
Gülümsedim. "Anıl'dan."
Sesini çıkartmadı.
"Nasılsın?"
"Anıl'dan almışsındır haberimi." Sesi kısık ve yorgun geliyordu kulağa.
Aldım.
"Evet," dedim kısaca. "Şu an hastanede misin?"
"Hayır, yarım saat önce eve geldim. Dayanamadım hastane odasına. Annemlere de aynen böyle dedim," deyip güldü.
Gülümsedim. "İyi yapmışsın."
"Yosun," dedi seslenerek. "Beni merak etme."
"Ederim," deyip burnumdan soluğumu verdim. "Hem unuttun mu, beni diğer arkadaşlarından ayıran bir özellik de bu."
Gülümsedi. "Bugün ne yapacaksın?"
"Plan yapmadım."
Uyuyacaktım.
"Uyu bugün."
Kaşlarımı çatıp telefonu kulağımdan çektim, ekrana baktım. Tekrar kulağıma götürdüm. "Efendim?"
Güldüğünü duydum. "Uyumadığını biliyorum," dedi ve ekledi. "Anıl söyledi."
"Aklım sende kalıyor," dedim içimdeki korkuyla birlikte.
"Kalmasın, ben iyiyim."
"Değilsin."
"İyiyim, hadi, uyu Yosun. Yoksa kendimi suçlu hissedeceğim."
"Niçin?"
"Sırf benim aptal hastalığım yüzünden sevdiğim insanı uyutmadığım için."
"Görüntülü konuşalım mı?"
"Hayır, göz altlarını görmek istemiyorum. İnan, sende benim bu halimi görmek istemiyorsundur."
"İstiyorum, yoksa seni nasıl daha iyi tanıyabileceğim?"
Gülümsedi. "Arıyorum, aç."
"Açıyorum," dedim, telefonu kapatıp bilgisayarın karşısına geçtim. Gelen aramasını onaylayıp açtığımda onu karşımda solgun teni, yorgun bakışlarıyla gördüm. Kendimi ise uykusuz bir şekilde gördüm. "Gözlerini özlemişim."
Güldü. "Hadi, uyu."
Cıkladım. "Seninle konuşmak istiyorum." Bilgisayarı yastığımın yanına koydum, başımı da yastığa koyup ekrandan ona baktım.
"Uykun var, uyu işte."
Omuzlarımı silktim. "Anlat sen."
"Yosun..." dedi kendine sakin olmaya çalışırken. "Ne anlatmamı istiyorsun?"
"Sen ne okuyorsun?"
"Bilgisayar mühendisliği ama okula ara verdim hastalığımdan dolayı. Şu an gitmiyorum."
"Arkadaşlarım uzakta demiştin. Orada hiç mi arkadaş edinmedin?"
"Hayır, fırsatım olmadı."
Bir şey söylemedim.
"Hadi, uyu. Uyandıktan sonra konuşuruz."
Onun daha fazla ısrarına maruz kalmadan başımı hafifçe salladım. Ona bakarak gözlerimi kapattım, tekrar açtığımda o da kendi yatağına yatmış beni izliyordu.
"Kapatmayacak mısın?"
"Sen uyuduktan sonra kapatacağım."
Sesimi çıkarmadan yüzüne bakmaya devam ettim. Birkaç dakika sonra esnedim ve gözlerimi ister istemez kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
-
Uyandığımda ekranın hala açık olduğunu, onun da kendi yatağı üstünde uykuya daldığını görünce gülümsedim. Yüzü ekrana dönüktü, uyurken çok güzel gözüküyordu. Parmaklarımı ekrana dokundurup saçlarını ve yanağını sevdim. O birkaç zaman sonra ya bu dünyadan silinip insanların hafızalarına anılarla kazınacaktı ya da bu hastalığı yenip hayatına sağlıklı halde bakacaktı.
Onun bu yaşında öleceğini düşünmek çok korkunçtu.
Hava kararmıştı iki yerde de. Saate baktığımda epey geç olduğunu fark ettim, onun da yaklaşık birkaç saat önce uyuduğunu tahmin ettim. Görüntüyü daha fazla açık tutmadan kapattım. Sohbete girip yazdım.
Yosun: İyi geceler.
Görmedi.
En yakın zamanda yanına gitmek istiyordum. Onu herkes nasıl canlı görmüşse bende görmek istiyordum.
***
Instagram: gulcewguren
Pinterest: gulcewguren
Takip etmeyi unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİRMİ YEDİNCİ GÜN / YARI TEXTİNG
Historia CortaHayatın içine saklanmış bir gün, 27. Birisi için son nefesler, son saniyelerdi. Geride kalanlar için hayatlarının bambaşka bir hale döndüğü günün ilk saniyeleri, ilk nefesleriydi. Yirmi yedinci gün farklıydı, her senede farklı olacaktı sevgilim. ...