3. bölüm

408 8 1
                                    

Kapıma aralıklarla vurulmasıyla gözlerimi araladım.

"Yenge kalktın mı? Yorgunsundur diye uyandırmadık iyi misin? "

Ayaklanıp kapıyı araladım.Gelinliğim üzerimde makyajım akmıştı.

"Yenge iyi misin "

"Ben şey gelinliğimi çıkaramadım"

"Tamam ben sana kıyafet alıp geleyim hazırlanıp çıkarız uçağa yetişmeliyiz"

Urfa'da son günümdü elin memleketine kocamın ailesinin yanına gidiyordum.
Kapıyı tıklatıp içeriye geçti Şimal elinde tuttuğu ince ipli omuzundan bağlamalı çiçekli elbise ayakkabı çanta vardı.

"Yenge bunu al yüzünü yıkarsın "

Mahçupca gülümseyip.

"Teşekür ederim"

Gelinliğimin düğmelerinini çözüp gitti.

Banyoya girince ılık suyu ayarlayıp altına girdim kurumayan göz pınarlarımdan hayladı yaşlar.
'Ağlama Gülizar ağlama'

Köpüğü elime sıkıp yüzüme yaydırdım akan maskara izlerinin üzerini ovalayıp yüzümü yıkadım.
Giyinip aynaya baktım gözlerim kan çanağına dönmüş haldeydi.
Çantamı alıp aşağıya inmeye başladım merdivenin son basamağına gelince kendimi kasmadan edemedim elimdeki çantanın askısını sıkarken.

"Günaydın kızım"

Sevgi hanım her zaman güler yüzlüydü bana karşı hafif gülümseyip.

"Günaydın"

"Hadi geçelim sofraya"

Adımlarımı Sevgi hanımın gittiği yöne çevirdim.
Uzun masaya a dan z ye kadar herşey vardı.

"Arslan hadi oğlum Maral'ı alda gel!"

Birkaç adım geriye gidip masayı süzdü.
Memlunca gülümseyip.

"Hürkan dokunma masaya bi anlayamadın!"

Salatalığı çiğnerken.

"Ha şimdi yemişim ha birazdan ikiside aynı hesap"

Sandalyeyi çekip oturdu evin en küçüğü Hürkan.

"Kızım ayakta kaldın gel otur şöyle bakayım"

Gösterilen yere Hürkan'ın karşısına oturdum.

"Meraba yengen tanışmaya fırsat olmadı ama ben Hürkan "

Uzattığı eli sıkıp.

"Gü-Gülizar bende"

Samimi gülüşüyle göz kırpti.

Adnan baba baş köşeye geçti

"Herkese günaydın"

Kısık sesimle varla yok arasında

"Günaydın"

Şimal portakal suyunu masya koyup yanıma oturdu Sevgi hanım kucağında ik yaşında sarı saçlı yeşil gözlü hafif tombul kız çocuğuyla içeri girdi arkasından evin en büyük oğlu Arslan ağabey girdi.

"Adnan Nail'i ara dedim ya sana nerde o"

Nefes alamadım akşam kapıyı çarpıp çıkmıştı kocası.Adnan bey

"Nail sabah erkenden döndü Almanya'ya"

"Ne bize niye haber verilmiyor"

Kızmıştı Sevgi hanım

"Kızım sana birşey dedimi Nail"

Ne diyecektim ki beni aşağılayıp çekti gitti mi?

"Yok bana birşey demedi"

Adnan beyin afiyet olsun demesiyle herkes yemeğe başlammıştı.Sanki kıtlıktan çıkmış gibi kahvaltısını eden Hürkan bir kızına birde kendine yediren Arslan ağabey utandığım için rahat kahvaltı edemiyordum.
Kahvaltıyı toplamaya toparlamaya yardım ettim.
Küçük hiç açmadığım valizi alıp avluya indim.Yavaş yavaş herkes toparlanmıştı arabalara geçip hava alanına ilerledik.
İlk defa uçağa binecektim heyecan ve korku vardı.

"Yenge gel lavobaya gidelim uçuştan önce"

Kafamın sallayıp ilerlemesine ayak uydurdum.

...
Pasaport kontrolünden geçip uçağa bindik
Koltuğuma oturdum yanıma Şimal vardı.

"Sayın yolcularımız uçak kalkışa hazırlanıyor iyi uçuşlar dilerim"

Kendimi kasıp gözlerimi yumdum.
Kolumu nazikçe tutan Şimal.

"Korkma uçuşa geçinceye kadar böyle oluyor "

"Ben biraz panik atağım ilk kez biniyorum"

"Bende senin gibiydim ilk bindiğimde sonra alıştım"

Uçak uçuşa kalkınca ilk korktum sonra sehir halinde devam etti.Koltuğumu yatırıp pencereden dışarıyı izledim bulutlar pamuk toplarını andırıyordu sonsuz maviler yeryer pamuğu andıran bulutlar sonsuz manzarayı muazzam kılıyordu  kulaklığını takıp kitap okuyan Şimal'i rahatsız etmek istemedim dün gece uyuyamamıştım en iyisi uyumaktı.

...
"Gülizar'cım hadi kalk uçak inişe hazırlanıyordu"

Sevgi hanımın türtmesiyle kemerimi bağladım iniş yaptığımız yer Berlin'di.
Uçaktaki çantamı alıp.

"Gel Gülizar bu taraftan gideceğiz"

Arslan abinin uyarısıyla arkasından takip ettim kızı kucağındaydı acaba karısı nerdeydi uyuklayan küçük kız babasının boynuna doladı kollarını çok tatlıydı oyuncak bebek gibiydi Arslan abi durup beklemesiyle yetiştim yanlarına

"Heyecanlı mısın Gülizar"

"Evet heyecanlıyım hayatımda ilk kez uzun bir seyahat ettim farklı bir ülke deyim şuan"

"Alışırsın zamanla"

Hava alanından çıkıp aracımıza bindik.
Cam kenarına oturunca yol boyu etrafı izledim çok güzeldi tarihi yapısı ve havası yaz ayı olmasına rağmen hafif soğuktu.

"Nasıl kızım beğendin mi buraları"

Heyecanla
"Beğendim"

Gülümseyerek karşılık verdi .

Evin önünde durunca indik köşk gibiydi gösterişli,görkemli kalın kolonları asaletli gösteriyordu bembeyazdı büyük giriş kapısından adımımı attım.

"Gel kızım gel"

Geniş salon ikinci katın zemininden aşağı uzanan kocaman avizenin etrafında dönen merdiven ev çok güzeldi.

Ne yapacağımı bilmeyerek ayakta kaldım
Hürkan

"Yenge geç otur"

Koltuğa emananet oturdum.
Evde iki tane hizmetçi vardı biri yaşlı digeri gençti.Büyük masaya hazırladıkları sofranın eksiklerini tamamlıyorlardı.

"Hanımım sofra hazır"

"Tamam Şengül siz servise başlayın"

Masaya geçip sevgi hanımın yanına oturdum.


GÜLİZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin