Yemekten sonra odama çıkıyordum.
"Yenge gel bu taraftan abimin odası burası "
Beyaz dolgulu kapıyı aralayınca kapının yanında aynalı tek gözlü çekmece vardı.
Yer yer lacivert kabartmalı duvarlar.
Yüksek konforlu gözüken yatak bembeyaz örtülerle kaplanmıştı aynalı makyaj masası altında duran koktuk karşılıklı iki tane cam kapı biri lavobaydı diğeri giyinme odası güzeldi."Abim gösterse iyi olurdu ama acil işi çıktığı için birkaç gün sonra gelir"
Haber verme zametine girmeden gitmişti kocam.
"Ben çıkayım sen dinlen akşam yemeğinde görüşürüz"
Beyaz elyaf yorganın arasına girip kafamı yastığa koydum.
...
Gözlerimi aralarken korkuyla kalktım yataktan geç kaldım kesin geç kaldım ah Maral üzerimi değiştirip koşarak aşağıya indim masa boştu kahvaltıya yetişemedim mi acaba ayıp oldu ilk günden.
Mutfaktan çıkan yardımcı ile gözgeze geldik."Aaa Gülizar hanım bi isteğinizmi vardı? "
Derin nefes verip.
"Yok ben geç kaldım sandım"
Muslukta duruladığı elini kurularken bana doğru adımladı.
"Yok yok Gülizar hanım biz daha yeni başladık isterseniz size birseyler hazırlayım"
Tezgahın kenarlarına elimi yerlestirip ocakta kaynayan yemeği süzdüm
yıkanmış salata malzemeleri,üst üste konmuş servis tabakları yanında sıra sıra dizilmiş meze tabakları."Ben su alacaktım acaba nerde"
"Ben hemen veriyim Gülizar Hanım"
Elimle dur yapıp
"Yok ben katarım"
"Dolapta olacaktı sular"
Kapağı kendime doğru çekip küçük su şişelerinden birini alıp içitim.
"Yardım edilecek birşey varsa yapabilirim"
"Tabakları masaya dizebilirsiniz"
Tezgahtaki tabakları kucaklarıp masaya özenle dizmeye başladım sürahiyi alıp su doldurdum masadaki yerine koydum.
Yavaş yavaş gelen yemeklerle birlikte masa hazırlandı.
Salona gelen ev halkıyla sofraya oturduk."Masaya yardım mı ettin kızım?"
Lokmamı yudumlarken kafamı aşağı yukari hareket ettirip.
"
Evet su almak için girmiştim biraz yadım ettim"
Dikkatle beni dinleyen Sevgi hanım gülümsemeyle karsılık verdi.
Yemek yeniş sofra toplanıyordu biz salona geçip koltuklara dağıldık.
Neredeyse duvarsın yarısını kaplaya dev ekran televizyona uzakran kumanda ile çalıştırıp almanca haber sitesini dinlemeye başladık Adnan beyin bu haline göz deviren Hürkan telefonunu çıkarıp ilgilenmeye başladı.
Lisede sadece iki saat gördügüm kadarıyla temel düzey Almancam ile anlamaya çalışıyordum."Gelin kızımızın bir kahvesini içelim "
Oklar bana dönünce
"Tabi hemen yaparım"
Mutfağa geçip
"Şey ben kahve yapacaktımda "
"Buyrun şöyle geçin makina şurda kahve ve
Şeker yemen yanında "Makinenin içinden cezveyi çekip ölçüyle kahve ile şeker katıp karıştırdım.
Tepsiye dizilmiş fincanları tezgaha bırakan Sevim hanım sabırla kahveyi bekledim.
Ötünce fincanlara doldurdum büyükten küçüğe dağıttım."Sağ olasın kızım eline sağlık"
"Eline sağlık yenge"
Kısaca afiyet olsun diyip yerime geçtim.
Kahvelerimiz bitmiş sohbet ediliyordu .
Adnan babanın telefonu çalınca herkesin odağı oldu.
Telefonunu çıkarınca cevaplamayıp yukarıya çıktı.
Bir iki dakika sonra arkasından Sevgi annede gitti salonda üç kişi kalmıştık."Ben çıkıyorum biraz eğleneyim "
Çapkınca göz kırpıp ayaklandı.
Ailenin şımarık çocuğu Hürkan'dı kolunda birkaç dövme kulağında küpe ortalamanın altında zayıflıktaydı giydiği koyu mavi yırtık pantolon üzerinde beyaz tişört giymişti yakışıklıydı kullanmasını iyi biliyordu fazlasıyla çapkın olduğunu anlamıştım."Hadi görüşürüz kızlar"
Şimal bıkmışlıkla göz devirip.
"Bir gün bu salaklıkla başına bela alacağından çok eminim babam mı çarpar yoksa allahmı bilemem "
Duymazlıktan gelerek salonu terk etti.
"Şımarık"
Dudaklarım kıvrılırdı bu hallerine salonda ikimiz kalınca yukarı çıkmak için ayaklandım.Merdivenden duyulan seslere istemeden kulak misafiri oldum.
"Ne diyorsun sen Adnan ne demek gelmiyormuş eve"
"O kızı aldığınız gün söyledim gelmem diye kimse Nail Nizamoğlunu zorlayamazmış"
"Bana baksın o ayağını denk alsın gelsin karısının yanına "
Tıkırtılar gelince odama kaçtım.Göğsüme oturan yumruk yer geçen saniye nefes almamı zorlaştırıyordu.
Yatağa kadar adımlarıp göz yaşlarım birbir akıtıyordum elin memleketin tanimadığım bir aile beni isteneyen kocam ne yapacaktım hiçbirşey bilmiyorum.