jimin:
en olağanüstü insanlardan birisin.
bi' nota kadar net, ve bi' melodi kadar samimi.
tanıştığımız ilk günden beri kafamın içinde çalan müzik sensin.
20.27, görüldü.jimin:
bir animasyon izlemiştim, orada geçiyordu bu sözler. sence de çok hoş değil mi?hoseok:
bana dedi sandım...|
çok salağım.|
çok güzel, çok hoşuma gitti.jimin:
eh, bi' nevi benim sana demek istediklerime de tercüman olmuş oldu.
sen bir müziksin hoseok ve bu müzik 7/24 saat, her gün kafamda çalıyor.
çok güzelsin kısacası.
görüldü.hoseok:
kalbim çok hızlı atıyor.|
sende çok güzelsin jimin.jimin:
ben öyle düşünmüyorum.
zaten karşına çıkmama sebebim de bu.hoseok:
hiç bi' insan çirkin değildir jimin.
aynı zamanda insanın kalbinin güzelliği yüzüne de vurur derler, senin kalbin çok ama çok güzel, bunu böyle bil lütfen.
görüldü.jimin:
bilmiyorum hoseok, karşına çıktığımda beni beğenmemen beni o kadar korkutuyor ki, kafayı yiyecek gibi oluyorum.
yakışmıyorum yanına.hoseok:
dış görünüş önemli değil, ben senin kalbini sevmişken, niye böyle deyip kendini küçümsüyorsun ki?
bu huyunu hiç sevmedim jimin, kendini her koşulda sevmelisin ve gurur duymalısın. çünkü davranışların olsun, konuşma şeklin olsun, çok mükemmel birisin benim için.
ayrıca güzellik standart bir şey değil, her insana farklı olan bir şey güzellik anlayışı. mesela sen beni çok güzel bulduğu söylerken, bazı insanlar öyle düşünmeyebilir. hatta belki başkaları için ultra çirkin bile olabilirim, bilemeyiz. bu yüzden buna çok da takmaman gerekiyor.
takma lütfen çünkü böyle yapman hoşuma gitmiyor.
görüldü.jimin:
ağlıyorum sanırım.hoseok:
ne?
NEDEN?
yanlış bir şey mi söyledim?
özür dilerim öyleyse.jimin:
hayır hayır öyle değil!
güzelliğine, mükemmelliğine ağlıyorum hoseok'um.
sana neden aşık olduğumu anladım. doğru kişiyi seviyorum.
görüldü.jimin:
dün anneme seni anlattım.hoseok:
ne, beni mi anlattın? 🥺jimin:
annem zaten bir şeylerin olduğunu anlamıştı, neymiş daha enerjikmişim, sürekli gülüyormuşum falan falan.
işte dün anneme yemek yapmasında yardım ederken bi' anda 'anne ben çok seviyorum galiba.' dedim.
böyle bildiğin bi' anda oldu.
(hep seni düşünüyorum o yüzden oldu galiba.)
annem ilk başta yaptığımız yemeği çok sevdiğimi söylediğimi zannetti. 'çünkü elim lezzetli.' dedi böyle övünerek. (haklı bu arada, eli çok lezzetli.)
neyse, sonra ben anlamadım, şaşkın şaşkın bakıyorum anneme, annemde ona baktığımı görünce o da bana bakmaya başladı. böyle birbirimize en az 1 dakika anlamsız bakışlar attık.hoseok:
ㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋ
özür dilerim böldüm, devam et lütfen.jimin:
hiç sorun değil hoseok'um, aksine gülmene sevindim.
neyse işte, annem ne olduğunu sorunca bende 'anne ben aşık oldum.' dedim gülümseyerek.
annem hiç şaşırmadı, 'biliyordum böyle bir şey olduğunu, anlat bakalım kimmiş seni bu kadar mutlu eden?'
sonra bende sana karşı hissettiğim her şeyi anlattım.
beni nasıl mutlu ettiğini, gülünce ne kadar güzel olduğunu, -daha doğrusu her zaman güzel olduğunu- huzur verici olduğundan bahsettim.
ve konuşma 3 saat sürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
arcturus ➸ hopemin
Fanfictionbilinmeyen numara: çok güzelsin hoseok, keşke karşına çıkabilecek cesareti kendimde bulabilseydim... [texting, düzyazı.]