jimin:
hoseok, günaydın.
iyisin değil mi?
08.13, görüldü.hoseok:
sana da günaydın.
ben iyiyim, sen iyi misin?
dün eve sağ salim gittin, değil mi?jimin:
gittim gittim, gitmez olur muyum?
montun sıcacık tuttu beni, şemsiyen sayesinde de ıslanmadım zaten.
sen beni bırak, sen benim dediklerimi yaptın mı?
hasta olacaksın.hoseok:
ben iyiyim jimin'im, sen merak etme.
sen nasılsın? bana onu anlat.
seni dinlemek istiyorum.jimin:
jimin'im...|
gerçek dışı geliyorsun hoseok.|
nasıl olabilirim ki?
dün geceden beri sarhoş gibiyim.
güzelliğin sarhoş etti beni.
görüldü.jimin:
dün gece olanlardan beri iyi değilim.
bana sarılışın, benimle dans edişin, gözlerimden öpmen, yanağıma kondurduğun minik öpücük, çiçek gibi olan kokun, saçlarımı kurutmaya çalışman, ve de yağmurun altında olan öpüşmemiz...
sahi, biz birbirimizi öptük değil mi?
bunca zamana kadar sadece bir hayalden ibaretti bunlar, şimdi gerçek olması ağlamak istememe neden oluyor.
ağladım da zaten dün eve gittiğimde.hoseok:
bende jimin, bende ağladım.
güzelliğine ağladım.
çok güzeldin, rüyama bile girdin.
sana sanat eserisin derken şaka yapmıyordum.
hele gözlerin? ışıl ışıllardı resmen, büyülenmiş gibi hissediyorum.
görüldü.jimin:
kalbim patlayacak gibi hissediyorum.
öyle bir etkin var ki üzerimde, seni rüyamda bile görsem kalbim hızlanıyor.
gerçek olamayacak kadar güzel ve zarifsin hoseok'um.
rüya ve gerçek olamayacak kadar zarifsin, nadirsin.
görüldü.jimin:
montunu getirmeyi hiç istemiyorum.hoseok:
ㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋ
sende kalabilir demiştim zaten.jimin:
ama senin için sorun olmaz mı?
hava soğuk, ne giyeceksin bugün?hoseok:
başka bir montum daha var jimin, endişelenme.jimin:
oh, tamam.
montuna kokun sinmiş ve ben kokunun bağımlısı oldum da.
kokun olmazsa bayılacakmış gibi hissediyorum.
bugün bu montu giysem?hoseok:
çok tatlısın, giyebilirsin tabi.jimin:
şuan deli gibi sana sarılmak istiyorum, seni çok özledim.
okula erken gelebilme ihtimalin var mı?hoseok:
var tabi ki, bende seni özledim.jimin:
ders başlamadan biraz bahçede gezeriz, konuşuruz, olur değil mi?hoseok:
sorman hata jimin.
görüldü.jimin:
bu cümleden sonra ne olmuştu hatırlıyorsun değil mi?hoseok:
evet.
beni öpmüştün.jimin:
düşünmesi bile kalbimi yerle bir ediyor.
dudaklarının tadı çok güzeldi, seni daha çok öpmek istiyorum.
görüldü.jimin:
kızaran elmacık kemiklerini de öpmek istiyorum sanırsam.
görüldü.hoseok:
çıkıyorum ben, okulda görüşürüzz.jimin:
görüşürüz güzelim.♡-
sabah saatleri, çoğu kişi okula daha yeni gelirken ikili, okulun arka bahçesindeki banklardan birinde oturmuş sohbet ediyorlardı. daha doğrusu hoseok konuşuyordu, jimin de onu yüzündeki kocaman gülümsemeyle dinliyordu.
"keşke bir hedefim olsaydı. okuyorum ama ilerisinde ne olacağına dair hiçbir fikrim yok. geleceğimin bu kadar belirsiz olması beni korkutuyor."
jimin'in gülüşü solmuş, hoseok'un uzaklara bakan yüzüne odaklanmıştı. eli hoseok'un çenesine gitmiş ve kendine çevirmişti.
"hoseok'um, sen iyi misin?"
jimin'in naif ses tonuna karşı gülümsemişti hoseok. "iyiyim jimin, sadece dediğim gibi. ileride ne olacağını bilmiyorum. sonsuza kadar kafede çalışamam sonuçta."
jimin elini hoseok'un çenesinden çekti ve hoseok'un ellerini sıkıca tuttu. "bende pek bilmiyorum. istediğim hiçbir meslek yok. ama ne olursa olsun senin yanındayım, bunu biliyorsun değil mi?"
kocaman gülümsedi hoseok. "biliyorum jimin, iyi ki varsın. güvenli yerimsin sen benim."
gülerek kocaman sarıldı hoseok'una jimin. çiçeğinin güvenli yeri olmak onu bambaşka hissettiriyordu.
okul zilinin çalmasıyla jimin hoseok'tan ayrılmıştı. aklına gelen fikirle gülümsemişti. "hoseok, bugün kafede sana yardım edebilirim değil mi?"
küçük bir kırkırtı bırakmıştı hoseok. "cidden bu kadar çok mu istiyorsun?"
"EVET." demişti heyecanla jimin. hoseok ise onun bu heyecanlı haline gülmekle yetinmişti.
"zil çaldı, gidelim hadi." demiş ve ayağa kalkmıştı hoseok. jimin'de ayağı kalkmış ve hoseok'un güzelliğine dayanamadığı için iki adımda çiçeğinin dibinde bitmiş ve hızlıca kırmızı dudaklara küçük bir öpücük kondurmuştu.
hoseok aldığı öpücükle afallamış ve utançtan kızaran yanaklarını saklamak amacıyla başını eğmişti. jimin onun bu tatlı halleriyle ne yapacağını bilemiyordu.
hoseok'un elini kavramış ve "eğer biraz daha böyle durursak derse geç kalacağız, hadi gidelim güzelim." demişti.
hoseok kafasını kaldırmış jimin'in eline kendi elini kenetlemişti. "gidelim o zaman." demiş ve ikili okula girip sınıflarına dağılmışlardı.
-
bölüm geç geldi biraz ÇÜNKÜ NE YAZACAĞIMI BİLEMEDİM.
ve sanırım biraz daha düzyazı yazabilirim bilemiyorum valla.kitabın okunması çok çabuk artıyor, daha dün 500'dü, bugün 600 olmuş. cidden teşekkür ederim. 💌💌
bu aralar içimde bir huzursuzluk var, ne yapacağımı bilemiyorum. hikayeye yansıdıysa üzgünüm efenim. hoseok'la aynı duyguları paylaşıyoruz, keşke bir hedefim olsaydı. ileride ne olacağımı bilmiyorum.
NEYSE ÇOK BOŞ YAPTIM YİNE SİZİ SEVİYORUM İYİ Kİ VARSINIZ, SİZİ YANAKLARINIZDAN DEĞİL KALBİNİZDEN ÖPÜYORUM. HOŞÇAKALINN!! 💙💓💕💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
arcturus ➸ hopemin
Fanfictionbilinmeyen numara: çok güzelsin hoseok, keşke karşına çıkabilecek cesareti kendimde bulabilseydim... [texting, düzyazı.]