Cassie ve Steve ormanın içinde yürürken ikisi de konuşmuyordu. Howard ve Peggy ne kadar onları fabrikaya yakın bırakmak istese de Hydra askerlerinin açtığı yoğun ateşle bu pek mümkün olmamıştı. İki saate yakın yürüdüklerinde fabrikanın bacasından çıkan dumanlar daha yeni yeni gözükmeye başlamıştı. Orada durup plan yapmaya başladılar. Cassie ne kadar iyi ajan olsa da Steve kadar hızlı değildi. Bu yüzden önden gidip açıkta yapılacak işleri Steve yapacakken, duvarların ardına sessizce girme işini Cassie yapacaktı.
İkisi de adımlarını hızlandırıp ayrılacakları yere gelince Cassie gidecekken Steve kolundan tutup durdurdu.
"İçeriye girince sessizce odalara bak Cassie. Sakın kahramanlık yapmaya çalışma ve beni bekle."
''Kesinlikle seni dinleyecek Rogers.'' Tony alayla söyledi. Steve gözlerini devirmekle yetindi. Tony kesinlikle annesinin karbon kopyasıydı. Fiziksel ve kişilik olarak her şeyiyle aynıydılar.
Cassie gözlerini devirip başını salladı. Steve'in son kez yanağını öpüp ormana girip ilerlerken Steve de araba yolundan ilerleyip önüne çıkan askerleri öldürüyordu.
Cassie ilerleyip tellerin oraya gelince durdu. Teller elektrikliydi. Ön kapıdan girmesi zor olduğu için başka bir giriş aradı. Yan tarafta küçük bir açıklık gördü. Girmeye çalışırken biraz elektrik yese de ilerlemeye devam etti. Açık bir pencere bulunca hemen içeriye girip bakmaya başladı. İlerledikçe Steve için giden askerlerin seslerini duyuyordu. Steve onları oyalarken Cassie de aşağı katlara inip esir tutulan askerleri arıyordu.
Nihayet zindanları bulunca içeride çok fazla Hydra askeri olduğunu gördü. Kimseye görünmeden girdiği takdirde okla hepsini öldürebilirdi fakat bu da imkansızdı. Bu yüzden katanalarını kılıfından çıkartıp son kez etrafa bakıp içeriye girdi. Onun girmesiyle Hydra askerleri direkt ona yöneldi. Cassie önüne geleni öldürse bile askerler bir şekilde diğerlerine haber vermişti.
Cassie bir yandan adam öldürürken bir yandan da kafesteki askerlerle konuşmaya çalışıyordu.
"Aranızda James Barnes olan var mı?"
Askerler diğerlerine sorarken orada olmadığını öğrenmişti. Cassie git gide köşeye sıkışırken Steve de yanına geldi ve içerdeki askerleri kısa sürede öldürdüler. Yenileri gelmeden askerleri kafesten çıkardılar.
''Nerede kaldın Steve, uyuyor muydun?'' Steve sadece yorgun bir bakış attı ve ikisi de askerlere döndü.
"Herkesi alıyor muyuz? Ben Frenso, Ace'denim."
"Aranızda Çavuş James Barnes var mı?"
"Az önce söyledik burada değil. Bazılarını izolasyon denilen bir yere götürdüler ama oradan dönen kimse olmadı." Steve ve Cassie göz göze geldi.
"Ağaç sınırı kuzey batıda. Kapıdan çıkınca hemen 70 metre ileride." Steve'in konuşmasıyla askerler ona döndü. "Çıkıp onlara günlerini gösterin. Bulabildiklerimle gelirim. Açıklıkta buluşuruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Court Baiser de la Mort | wtm
Fanfic" Hayır Tony, maalesef geçmişte bazı yanlışlıklar yapılmış ve senin annen olmaması gereken biri olmuş. " Hydra'nın 2. Dünya Savaşı sırasında geçmişe gönderdiği bir kadın yüzünden tüm evrenin kaderi ve zaman çizelgesi değişti. Bunun düzeltilmesi ger...