Bölüm şarkısı / Back To Life – Zayn
İyi okumalar.
Jungkook's pov;
Kabusla geçen aralıksız saatler sonrası gözlerim kollarımdaki Taehyung ile Namjoon'nun süratle geçip gittiği yollar arası mekik dokuyordu. Namjoon oldukça hızlı sürüyor olsa da sanki olduğumuz yerde sayıyorduk. Araba gitmiyor, etrafındaki sahneler oynatılıyor gibiydi. Olayın paniği bedenimde hala cirit atarken, sonunda ona olan sevgimi kabullenebildiğim adam kollarımda kurtarılmayı bekliyordu.
Kabus gibiydi.
Öylesine bir paradoksa esir olmuştuk ki, bundan saatler öncesinde bir umut onun tarafından kurtarılmayı beklerken şu an o benim kollarımda benden aynı şeyleri umuyordu. Onun solgun yüzüne ve kanın çevrelediği gömleğine baktıkça gözlerim doluyordu. Kendimde kalmalıydım, gözlerimi ondan bir an olsun ayırmamalıydım. Buğulanan gözlerim etrafı bulanıklaştırdığında hızla onları kırpıştırmış, elimi yavaşça Taehyung'un yanağına koymuştum.
''İyi olacaksın. İyi olmak zorundasın. Lütfen Taehyung. Beni sakın yarım bırakma.''
Kelimeler dudaklarımdan döküldükçe kalbimdeki yara daha da büyüyor gibiydi fakat buna bedenen de zihnen de engel olmak mümkün değildi. Günlerdir yaşadığım şeyler benliğimi emmiş gibiydi. Tüm o iğrenç şeyler olurken ışığım Taehyung olmuştu. Kollarımda onun sönmesi demek, benim için her şeyin noktalanması demek olurdu. Bu düşüncelere girmemeliydim
Baş parmağımla Taehyung'un yanağını hafif hafif okşarken, ani bir frenle durmamızla başımı kaldırıp yola bakmıştım. Ara bir sokağa gelmiştik. Nerede olduğumuzu çok fazla analiz edememiştim. Namjoon, hızla arabadan inerek arka kapıyı açmış içeri uzanarak Taehyung'u kucağımdan almıştı. Vakit kaybetmemek adına ben de peşinden hızla inmiştim.
''Beni takip et.''
Kucağında Taehyung ile birlikte bana bakıp konuşmasıyla başımla onu onaylamış, peşinden hızla yürümeye başlamıştım. Etrafıma bakıyor, tanıdık herhangi bir şey görmeye çabalıyordum fakat bulamıyordum. Burası gerçekten de bilmediğim bir sokaktı fakat bunun bir önemi yoktu. Acilen Taehyung için bir şeyler yapmalıydık. Mekan önemsizdi.
Namjoon'nun süratle ilerideki eski apartmana girmesiyle ben de peşine takılmıştım. Binanın içine girmemizle bize son ışığını bahşeden otomata bakmış, yanıp söndüğü için kamaşan gözlerimi kırpıştırmıştım. Hava aydınlık olsa da apartmanın karanlığı oldukça fazlaydı ve görüşümüz kısıtlanmıştı. Namjoon oldukça profesyonelce merdivenleri tırmandığında ben de dikkatle onu takip etmiştim.
Sonunda bir kapının önünde durmamızla Namjoon bana bakmış, başıyla cebini işaret etmişti.
''Sol cebimden anahtarı al ve kapıyı aç.''
İkimizde nefes nefeseydik fakat Namjoon Taehyung'u taşıdığı için oldukça yorulmuştu. Dediğini yaparak cebinden hızla anahtarı almış, kapı deliğine sokarak kapıyı açmıştım. Kapının aralanmasıyla Namjoon hızla içeri girmiş ve bana seslenmişti.
''Kapıyı kapat ve arkadan kilitle.''
Onaylar bir ses tonuyla beraber hızla içeri girmiş, kapıyı kapatarak kilitlemiştim. Namjoon'a döndüğümde, Taehyung'u koltuğa yatırmıştı. Adımlarım yanlarına yöneldiğinde Taehyung'u yatırdığı koltuğa bakmış, titrekçe iç çekerek yanına oturmuştum. Solgun yüzü kalbimi yeniden parçaladığında elimin tekiyle Taehyung'un anlına gelen saçlarını geriye doğru atmıştım.
''Şimdi ne yapacağız Namjoon? Doktor bulmamız gerekiyor. Acilen hemde.''
Beynimde bir yerlerde beni sakinleştirmeye çalışan bir yanım çok da başarılı olamıyordu. Durdukça zaman işliyor, zaman işledikçe tehlike daha da çok artıyordu. Kendi içimde kurduğum senaryolar yetmezmiş gibi bunların hepsi gözlerimin önüne de geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wanna be yours | taekook
Teen Fiction"dayanılmaz görüntün beni cezbediyor. hile yapıyorsun jungkook. şeytanla kumar oynuyorsun." taekook texting / düz yazı