Ferit duştan çıktıktan sonra ben girdim. Ama bir sorun vardı. Ben gelinliğimi açamıyordum! Ferit'ten şuan şu durumda yardım istemek,en son istediğim şeydi ama yapacak da birşey yoktu.
Banyo kapısından kafamı uzattım ama uzattığım gibi geri çektim. Çünkü ben...
Ben Ferit'in neresini gördüm! Gerizekalı adam,neden odanın ortasında soyunursun ki NEDEN!?10 dakika boyunca kapıya yaşlanmış bir şekilde durmuştum,çünkü az önce yaşadığım olayın şokunu hala atlatmış değildim.
Birden kapı tıklayınca küçük bir çığlık attım,gelinliğimi açmasını söylemek için kapıyı açıp,bambaşka bir manzarayla karşılaştıktan sonra kapıyı kilitlemeyi unutmuş olmalıyım ki,Ferit kapıyı açıp içeri girdi.
Yanıma yaklaştı ve "Seyran noldu,niye bağırdın ya? Ödümü kopardın."dedi. Ben utançtan yüzüne bakamıyordum. Kafamı yere eğerek cevap verdim. "Ya sen öyle bir anda kapıyı şey yapınca çalınca ııı bende işte şey oldum korktum."dedim,eveleye geveleye.
O da gülüp yüzümü görmek için kafasını eğdi.(🥵) "Yaa seyran yaa,"deyip bir kahkaha attı. "Kızım niye utanıyorsun ki,hayır yani neye utandın da kızardın ben onu anlamadım."dedi. Bir kaç kere daha kahkaha attıktan sonra sinirli bakışlarımı anlamış olacak ki sustu.
"Tamam tamam birşey demedim."dedi.
5 saniye geçmeden tekrar pis pis sırıtmaya başladı. "Gelinliği ben mi çıkarayım?"diye sorunca koluna vurdum."Ya Ferit yürü git hadi yallah."diyerek ellerimle kapıya yönelttim,doğrusu yöneltmeye çalıştım. Kocaman cüsseli bir adam olduğunu düşünürsek,ki öyle. Onu kapıdan çıkarmam için on tane ben gerekiyordu.
"Ya tamam vallahi gülmeyeceğim,ama sen neden çıkarmadın gelinliğini."dedi.
Ben Ferit'in yüzüne hala bakamazken cevap vermek için derin bir nefes aldım."Çıkaramadım."dedim. "Seyran valla alemsin. Ya kızım söylesene,sabahtan beri bende sana gülüyorum. Yardım edebilir miyim?"dedi. "Başka çarem yok ki zaten."dedim.
~Ferit'ten~
Seyran'ın gelinliğini açmak için,ona biraz yaklaştım. Kokusu burnuma dolarken,gözlerimi kapattım. Çok,çok güzel kokuyordu. Saçlarını omuzuna atarken,saçlarının yumuşacık olduğunu anlamam da kısa sürmüştü. Bu anın bitmesini istemediğim için, fermuarı yavaş yavaş açtım.
Son kez Seyran'a bakıp,banyodan çıktım. Ben çıktıktan sonra kapı sesi,hemen ardından su sesi geldi.
Bu kızın hem kendine has bir kokusu,hem de saçlarının kendine has bir kokusu vardı. Ben hayatımda bu kadar güzel kokan birşeyi,birini görmedim.
Yatağa uzandım ve düşünmeye başladım.
Nasıl olacaktı ki ben evlilik adamı olmadığımı zaten biliyordum. Ama Seyran.. tabiki bilmiyordu. Evliyiz,birbirimize güveneceğiz. Ama ayrıca çocuk da yapmamız gerek,dedem olacak o adamın saçma sapan istekleri yüzünden.Nikah tarihi almak için Seyran ve Suna ile dışarı çıktığımızda moralimin bozuk olma sebebi sabahında annemin gelip evlilik,torun hakkında söylediği şeylerdi.
Flashback
Bütün gün yatmayı düşünürken,annem bana sürpriz yaparak odamın kapısını çaldı. "Ferit gelebilir miyim annecim?"dedi. Bende elimle yatağı işaret ettim. Bana tebessüm edip yatağa oturdu.
"Oğlum bugün gidip nikah tarihi alacaksınız,Suna'yı da alın yanınıza o da Abidin'le iyi anlaşıyor gibi,yani deden onlar hakkında da bir kaç şey söyledi ama isterler mi ben bilemem. Neyse,oğlum bak birşey söyleyeceğim ama sinirlenmek,kızmak;vurmak,kırmak
yok. Tamam mı?"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serendipçe🤍ʏᴀʟı çᴀᴘᴋıɴı
RomanceSerendipçe;Aramazken bulunan,mutlu tesadüf. Mutlu kaza. Serinledikce her bilinmeyen gunlerde lukatvde🥳🛐💍💗🤩🐄💨