~Tanıtım~

749 33 0
                                    

Uykum vardı, sadece uykum vardı. Ama bu başımın dibinde öten telefon yüzünden, sinirlerim tepeme çıkıyordu ve uykum açılıyordu. Demekki meşgule attıysam uyuyorum ne arayıp duruyorsunsunuz be!

"Hay kim arıyorsa onun elinide, telefonunu da, arayan parmaklarını da, nedenlerini de, kendisini de sikim! He ne var oruspu çocuğu? 15 kere reddettiysem demekki uyuyorum!" diyerek telefonu açtım. Kim olduğuna tabiki de bakmamıştım ve arayan kişi her zamankinin aksine küçük abim değil büyük abimdi.

"Hopp hop yavaş gel, aslanım. Abin arıyor burda, ayrıca 15 kere de aradıysam demekki önemli. Belki birisi öldü kaldı ne geniş bir insansın" diyen Can abimle gözlerimi devirdim.

"Birisi öldü mü? Ölmedi, tamam o zaman daha fazla beni uykumdan mahrum etmede ne diyeceksen de"

"Ah cidden, cidden seninle uğraşamayacağım orda ki kendince işlerini hallet ve iki gün içersinde burda ol" diyen abimle az kalsın yataktan düşüyordum ne demek Mardin'e gel hemde bir anda.

" Ne diyorsun abi ne Mardin'i ya işim gücüm var belki gelemem Mardin'e falan hem niye gelecekmişim yav" dedim sinirle gidemezdim hiç Mardin'e falan.

"Ulan siktirme işleri- ahhh abicim, güzel kardeşim benim gelmen gerek niye mi? Kız kaçıracaz ulan gel dedik mi? Dedik bitti. Hem Bartu abinde askerde eğerkim gelmezsen, seni kimse de elimden alamaz bilesin, hayde." diyip telefonu yüzümü kapattığında gerçekten yataktan düşmüştüm ne kız kaçırması yahu kaçıncı yüzyıldayız.

Defalarca aramam rağmen açmamıştı ve bir sürüden sonra da telefonunu büyük ihtimalle uçak mooduna almıştı.

Ulan benim neyime kız kaçırmak daha doğrusu ben ne alaka? Götüne soktuğum ben ne alâka ama gitmez isem Cancan abimin ne yapacağını da kestiremiyorum. İt oğlu it sinirince kırmızı görmüş boğa gibi oluyordu. Gerçi boğa mıydı ki lan o
Neyse ne amık çok mu önemli yav of yeminle of.

Oflamakla bir şeylerin olmadığını bildiğim için yataktan kalktığım gibi duşa girdim günlük rutinlerimi de halledip evden çıktım kahvaltıyı Emir'imde yapacağım.

"Abicim oraya geliyorum bana şöyle fiyakalı bir kahvaltı hazırlayın kralınız uzunca bir süre büyük ihtimalle buralarda olamayacak" diye Emir'e yani en yakın arkadaşlarımdan biri olan şahsiyete ses kaydı atıp motoruma binip basmıştım emir'in evine.

20 dakikalık bir süreden sonra Emir'in evine varmıştım müstakil büyük villasına daha doğrusu saray yavrusuna.

Tabi beni gören hizmetliler hemen kapıyı açmıştı elimi kaldirmama bile gerek kalmamıştı ulan böyle zamanlarda kendimi çok daha önemli hissediyorum yeminle, fakirde değilim amık demekki ruhumuz fakir. Ulan hayat.

"Lan sikik nereye gidiyorsun" diyerek bornozla aşağıya inen emir ile düşüncelerimden sıyrılıp tamamen odak noktamı Emire çevirmiştim.

"Mardin'e gidiyorum emir'im biliyorsun oralara gidince bir 6-7 ay dönemiyorum babam sağ olsun neyse geç otur kahvaltı hazırlanana  kadar düzgünce konuşalım."

Diyip adımlarımı büyük salona çevirip her zamanki baş köşeme tabiri caizse camış gibi atlayıp konuşmaya başladım.

Tabiki bu gidişimle kendimi Mardin'e tam anlamıyla bağlayacağımı bilmeden...





Hello yeni aslında eski bir kurguyla karşınızdayım çok önce yazıp taslaklara attığım bir kitap görünce atasim geldi.
Evet farkındayım noktalama işaretleri bok yolunda ama olurda tutarsa öyle düzenlerim şimdi sadece öylesine yazıyorum

Not:

Bu kurgu eşcinsel evliliklerin doğal karşılandığı bir Türkiye de geçmektedir..

(Kaç yılı aq bende bilmiyorum kim bilir ne zaman Türkiye bu cahillikten çıkar.)

Berdel bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin