Maalesef ki Mardin'e gelmiştim 1 saat 20 dakika süren uçak yolculuğunun ardından evden bir koruma beni almış eve götürmek istemişti fakat ben kabul etmeyip çarşı da zar zor inip bir parka oturmuştum hayatı sorguluyordum taa ki evdeki manyakların beni telefondan bininci kez arayışına kadar.
"Ne var ulan ne var yarın erkence gelirim merek etmeyin oğlunuz ölmeyecek benim için aynı şeyi söylemek mümkün değil ama"
"Dur bi oğlum annenim ben senin hepinizin ne sana ne kardeşine birşey olsun ister miyim fakat herşeye çağre vardır ölümden başka"
"Neye çare var anam neye çare var bizim aşiretten bile büyükler boşanmak istemek bile ölüm"
"Hele oğlum bir hal çaresi bu-"
"Ne çaresi ulan kaç sene İstanbul da tek yaşadım bazen para göndermezdi o adam dışarda kalırdım sokakta bir sokak lambasının altı küçük bir kaydırakta hani şu çocukların eğlenmek için gittiği kaydıraklardan anne! Şimdi mi geldi aklınıza bir oğlunuz daha olduğu!" Diye oturduğum yerden kalkıp bağırdım boğazım ağrımıştı.
"Oğlum haklısın ama elden ne gelir kadın başına. Bu yerlerde böyle işte herşeyi yaptım yaptık keşke şimdi de gelmeseydin bunların hiç biri olmazdı son özgürce geçireceğin bu saatlerde rahat rahat kal kafanı dinle ama yarın erken saatlerde gel olur mu yalvarıram seni seviyorum oğlum."
Hiç cevap vermemi bile beklemeden cümlelerini sıralayıp yüzüme kapatmıştı 'iyi misin?' 'nerdesin' bile demeden yarın erkence gel diyip kapattı.
Yere çökmüştüm yaşadıklarımı kaldıracak gücüm kalmamıştı. Ulan nasıl bir insan da tanrı da sevmezdi insanı ben oydum işte benim için canını verecek arkadaşlarım vardı abim vardı ama annem yoktu babam yoktu lanet olsun.
Daha fazla da dayanamazken oturduğum yerde yüzümü kapatıp hıçkıra hıçkıra ağlamıştım içimi döküp rahatlamam gerekti ki yarın maskemi takabileyim.
1 haftada önce Mardin
Can"Can ne yapmayı planlıyorsun kardeşim"
"Ertuğrul Ertuğrul sence ben planlarımı son dakikaya mı bırakırım? Bırakmam. Sevdiğim kadını da bırakmam ne pahasına olursa olsun." Demiş elimdeki tesbihi çevirmeye devam ettim.
"Egolu piç hava yapma ne yapacaksın anlat de hayde"
Yan bir gülüş atarken Ertuğrul şerefsizine bakınca gördüğüm manzara hoşuma gitmemiş tesbihi kafasına atıp azıcık boğuşmuştuk. Amına goyum ayak ayak üstüne atıp elindeki kahvesini tüm dünyanın oksijenini çeker gibi çekip birde oruspu gibi sakız çiğnerse böyle olur az bile yaptım.
" Napiyorsun yavşak anlat artık işim gücüm var"
İşi gücü yeni işe aldığı hizmetçiyi sikmek pezevenk ya.
"Sus lan pezevenk şimdi plana gelirsek bilirsin bizim töreleri kız kaçırırsak ya ölürsün ya da berdel yaparsın" dikkatle beni dinlemesi ve soru sormaması üzerine devam ettim.
"işte benimde bir kardeşim var he sana da güveniyorum başka bir yerden duyarsam ilk seni sonra ananı sikerim
Neyse o çift cinsiyetli böyle olaylar da var diye babam İstanbul da tutuyor onu ondan utandığı için onu buraya getireceğim olaylar var diye o günde mihrimi kaçıracağım üstüne de o geldiği için herkes berdel isteyecek.""Oğlum şerefsiz misin sen haha çok iyi bir de nasıl çift cinsiyetli lan vay amına özgürdü galiba ismi de kaç yıldır görmüyorum lan guzel miydi? Lan tamam şaka yapıyoruz bakma mal mal"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel bxb
Teen FictionÖzgür, ismi gibi özgür ruhlu bir çocuktu ama Mahir ağa için kesinlikle tam tersiydi. Peki bu iki zıt kutup, berdel yüzünden evlenmek zorunda kalsaydı işler nasıl ilerlerdi?