4. çaresizlik.

348 31 0
                                        

Vay anasını bir yıl oldu herhalde bölüm atmayalı kitabı unutmusum AMK NEHSJEHSHEJZHEJSHS özür dilerim valla okuyan varsa

Yavaş Yavaş yazmaya başlayacağım artık okunsada okunmasada özgür mutluluğu hakediyor.

Ve tekrar edeyim noktalama işaretleriyle ilgilenmiyorum pek haberiniz olsun öyle olduğu gibi yazıyorum baya tutarsa veya tam istediğim gibi bitirirsem Yaz tatilinde düzenleyeceğim.






İnsan bazen; ailesi olsada yuvasız kalır, parası olsa da sevgisiz kalır, eli kolu olsa da muhtaç kalır. Öyle bir durumdaydım şuan.

Çocukluğumdan beri hep böyle oldu evet yasal olarak eşcinsellik var ama "kız gibi" pembe rengi sevmek, takı takmak, hafiften makyaj yapmak veseyre veseyre
Aileme hep battı daha doğrusu babamla, dedeme battı zaten ailenin reislerinin gözünden düştüysen işin bitti. Her ailede böyle mi ama bizde böyle.

Tabiri caizse onlar eşcinselliğe karşı değil ama altta olmaya karşı çünkü doğanlar olarak bizler hep baskın olmak zorundaydık ben çoğunlukla pasif olduğum için ve gay de olduğum için pasif olacağımı düşünmüştüler hep onun için şirkette benim söz hakkım yoktur ya da ev olaylarına ya da burda üniversite okumama onların gözünden daha çocuk iken silinmiştim.

Şimdi de Can abim için doğanlardan pasif çıkmayı hemen kabul etmişlerdi annem bile hiç itiraz etmemişti annem bile.

Belki pasif olmazsın be özgür ne anlatıyorsun ya

İcses sus lütfen surda olmayan edebiyatımla edebiyat yapmaya çalışıyorum ayrıca yelkenler hemen suya inecek tabi adam bizi bir sikse on gün götümüzün üstüne oturamayız.

Ya ne diyorum ben ya iyice delirdim yani çok klişe ama demem o ki hep aile evinde dışlanmış kişi ben oldum abilerim annem beni çok severler hiç dışladıklarını da hissetmedim ama bir kez olsun babamın başımı okşamasını isterdim.
Birkez olsun benimle çocuk iken eğlenmesini.

Kim bekler ki babasından odalara kilitlenmeyi, ağzı burnu kırılana kadar dövülmeyi hatta bir kez lisede bütün kredi kartlarımı kapattırıp kaldığım yurttan beni attırıp dışarda ölüme terk etmeyi kim bekler Allah'tan yine ve yine bartu abim bir süper kahraman gibi gelip beni yine kurtarmıştı.

Keşke yine gelse de sıkı kollarının altına alıp beni " tamam bitti abim, ben varken kimse, sana zarar veremez. Hersey bitti ben burdayım" dese ve beni alıp götürse ama bu biraz zor üstelik şuan görevde idi arayamam da o da arayamazda ama herşeyimi verirdim bunun olması için.

"Abi kalkacak mısın dükkan kapanacakta" bir anda yanımdan gelen 15-16 yaşındaki çocuk yüzünden düşüncelerimden tamamen sıyrılmıştım.

"Ha, pardon saat kaç ki" dediğimde inanılmaz birşey demişim gibi bakıp cevap verdi.

"Abi akşam on oldu saat üstelik elindeki yaralar için falan bir çok kez seslendik ama hiç duymadın"

"Nasıl saat on oldu lan" diyip ayağa hızlıca kalktığımda ani baş dönmesi ile geri oturdum.

"Kurban olan abi iyi gözükmüyon üstelik elin kanla kurumuş şu eline bir baksak he ölecekmiş gibi bakarsın bana" demesi ile arkasındaki kapının üstünden acil durum çantasını alıp yanıma oturmuştu.

"Mahmut ağabeyim bugün şükür ki yok, yoksa derdini falan dinlemezdi ağabey ama benim böyle yaptığımı kimseye deme tamam mı kurban olam yoksa çok kızar bana" dedi

"Ne diyecen oğlum kimseye Mahmut kim sen kimsin üstelik kimse bana birşey yapamaz bugüne bugün doğanların oğluyum ben!" Dememle çocuğun elindeki sargı bezi yere düşmüştü ulan korkmayın sikecem he

Adını bilmediğim velet yerdeki sargı bezini alıp çöpe atıp başka sargı bezini eline almışken ben elinden aldım ve çantanın içinden bulduğum hijyenik temizleme suyu ile elimdeki bunca saattir kurumuş kan lekelerini temizledim asitin verdiği can yakma gözlerimi doldurması gerekirken hiçbir şey hissedemedim.

Daha sonrasında tentürdiyot'ü elime alıp asıl kesilmiş yere pamukla ilave ettim aslında hastanelikti ama cildim alışık olduğu için bunun yeterli olacağını düşünüyordum mikrop kapmaması da bugünün tek iyi yanıydı galiba. Son olarakta sargı bezi ile iyice elimi kapatmıştım.

İsmini bilmediğim çocukta bana boş boş bakıyordu daha fazla onu korkutmak istemediğim ve vaktini çalmak istemediğim için cebimden çokça parayı masaya bırakıp kapının oraya gittim.

Gitmeden önce son kez arkamı da dönmeden "beni görmedin, duymadın, bilmiyorsun." Dedim çıktım ve konağa doğru gitmek için adımlarımı attım.

~~

Konağın önüne geldiğimde nefes alıp verdim ve içeri adımlarımı attım. Konakta fırtınadan önceki sessizlik vardı hissediyordum.

"Oğlum!" Diye haykıran annemle merdivene baktım ama sadece baktım kollarını boynuma sardığında da sadece baktım.

Şimdi ise sadece bakıyordum olan biten herşeye büyük odaya geçmiştik ve evliliği konuşuyorlardı daha sabah alınan bir kararda ben gittikten sonra alınan düğün tarihini yani o kadar kendimi yırtmam hiçbirin de bir etki yaratmamış gerçi yaratmasını beklemek saçma. Cünkü biliyorum ne olursa olsun bu olacak çünkü babam öyle istiyor..

"Yarın özgür oğlumla kayınvalidesi çıkar alışverişini yapar sultanlada Mihrimah kızım yapar" diyen büyük annemle susma yeminimi bozmuştum artık yeter bu ne amına koyayım.

" Böyle bir saçmalığı kabul edildi diye sabahtan beri herşeye sustum diye bu kadarı da olmaz isterseniz gerdek lazımlıklarını da alalım" diye sinirden gülmüştüm.

"Özgür oğl-" diyen annemin sesini tabiki yine babamın tokadı susturmuştu.

"Ulan hadsiz sen nasıl konuşursun büyüklerinle böyle"

Abim ve annem hemen babamın önüne geçmişti dedem ise sadece yüksek sesle babamın adını zikredip susmuştu.

"İstersen öldür baba umrum dışı hatta benim kurtuluşum olur. Yarın hiçbir yere gitmiyorum onlarla aksine İstanbul'a gideceğim sizin evlilik gününüz gelene kadar da ordaki kalan birkaç işimi halledeceğim izin verin ya da vermeyin umrumda değildir!" Diyip hızlıca hiçbir cevap gelmeden konaktan çıktım arkadaki bağırış seslerini duyuyordum ama umursamadım. Anahtarı üstünde olan abimin BMWsini alıp havaalanına sürmüştüm gece ikide olan son uçuşa yetişmiş son koltuğu almıştım Allah'tan.
















Nerde bitirip nerde başlayacağımı hiç bilmiyorum yavv neyse bugünlük böyle olsun

Berdel bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin