D: O gayet iyi merak etmeyin. Odaya aldık şimdi. Görebilirsiniz.
Hyunjin'in babası ve ben rahat bir nefes almıştık. Ben tam konuşacakken Hyunjin'in babası sözümü kesti.
HB: Oğlum benim işim çıktı Hyunjin'e sen bakabilir misin? Be dönene kadar.
F: Ah tabi bakarim efendim aklınız kalmasın.
HB: Sağol oğlum gidiyorum ben. Hoşçakal
F: Hoşçakalın.
Hyunjin'in babası uzaklaştı ve bende Hyunjin'in odasına doğru gittim.
Kapıyı yavaşça açarak içeri doğru adımladım. Hyunjin uyanıktı. Kafası cama doğru dönüktü. Anlaşılan dışarı bakıyordu. Beni duymuş olacakki kafasını bana döndürdü.
H: Hoş geldin çilli
Bu halde bile bana çilli demesi beni her ne kadar rahatsız etsene bir o kadar mutlu ediyordu. Ayrıca kırmızı saçları ona oldukça yakışıyordu. Saçları boyaydı ama çok gerçekçi duruyordu.
Ona bir şey olacak diye gerçekten çok korkmuştum. Onu her ne kadar sevmesemde gerçekten üzülmüştüm. Neden böyle olduğunu bilmiyordum.
F: Hyunjin seni çok merak ettim iyi misin?
H: İyiyim ama o tokatın bedelini daha sonra ödeyeceksin.
Şoka uğradım. Anlaşılan bu tokat olayını bayağı onun canını sıkmıştı. Bir kez daha kendimi suçlu hissetmiştim.
F: Hyunjin ne diyeceğimi bilmiyorum.
H: Her neyse uzamasın artık bu konu çilliciğim.
F: Çilliciğim?
H: Çilliciğim.
F: Benden mi hoşlanıyorsun sen kırmızı kafa?
Hyunjin yatakta dikleşti. Yanında oturduğum sandalyeyi kendine doğru çekti ve yüzlerimizi aynı hizaya getirdi.
H: Evet senden hoşlanıyorum olamaz mı?
Dona kalmıştım. Ne yani gerçekten benden mi hoşlanıyordu?
Hyunjin'in yüzüne bakarken bir anda gülmeye başladı.
H: Salak herif inandın mı gerçekten?
Şaka yapmıştı. Bayağı komik bir şakaydı gerçekten🫤.
F: Tamam en şaka sensin.
H: Sağol
Hyunjin'e göz devirdim. Tam odadan çıkacaktım ki bileğimden tuttu.
H: Otur bir şey anlatacağım.
Ben cevap vermeden beni tekrar oturttu.
F: İyi anlat
Bileğimi bıraktı ve bana döndü.
H: Şu gazeteciler... Bizle röportaj yapmak istiyorlarmış. Sen gazateye düştükten sonra bir çok kişi seni yakışıklı bulmuş ve tanışmak için gazetecileri aramışlar. Gazetecilerde benle iletişime geçtiler ve bizi seul'e davet ediyorlar.
Orada 2 gün bizi misafir edeceklermiş. İlk gün bizi gezdirip yemek yedireceklermiş. 2. Gün ise röportaj yapacakmışız. Bizden para almayacaklarmış. Ne diyorsun?
Alt tarafı gazetelere düşmüştük ve başımıza gelen olaya bak. Hiç röportaj yapacak halim yoktu ama bu aynı zamanda benim için bir tatil fırsatıydı. Yeni bir yer görecektim. Hyunjin her ne kadar yanımda olsada bu iyi bir gezi olacaktı.
F: Tamam da senin bacağın sakat nasıl gideceğiz?
H: 2 Hafta sonra gideceğiz. Doktor o zamana kadar ayağımın üstüne basabileceğimi söyledi.
F: Peki tamam gidelim.
H: 7/24 benimle olacaksın biliyorsun değil mi?
F: Maalesef ama gideceğim.
H: İyi harika adamlara haber verelim o zaman.
Hyunjin telefonunu eline aldi ve açtı. Yüzüne bakarken aniden yüzünün düştüğünü gördüm. Anlaşılan kötü bir şey görmüştü.
H: BUNE AMK
F: Noldu lan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekçinin Oğlu | Hyunlix ✓
Fanfiction" Birbirine düşman 2 çiçekçi, ileride birbirlerine aşık olacaklarını nereden bilebilirlerdi? " " Hoşuna gidiyor değil mi benden üstün olduğunu düşünmek " " Düşünmüyorum direk öyle zaten çilli " Not: Kitapta cinsellik ve küfür bulunur. #hyunjin #fel...
