13. Bölüm - Kan Ve Şarap Kokusu (Final)

541 55 125
                                    

Hyunjin ile kapının önündeydik. Hemen sağ tarafta duran Hyunjin in arabasına atladık ve Hyunjin sürmeye başladı.

Kafamı arkaya çevirdiğimde eşyalarımızın koltukta durduğunu fark ettim. Onları oraya biz koymamıştık. Sanki bu olacaklar planlıymışta bizim oradan çıkıp arabaya bineceğimiz tahmin edilmişti. 

F: İyi misin?

H: Konuşma. Hiç iyi değilim.

Yine bana sertti. Daha fazla sesimi çıkartmadım ve cama döndüm.

☂️

Havaalanına gelmiştik. En yakın uçakla geri dönecektik. Hyunjin bir adamla konuştu ve durumu anlattı. Ve bizi apar topar bi uçağa bindirdiler.

☂️

00.36 - Türkiye

Hyunjin kendi evine ben kendi evime gitmiştik.

Bu olanlar neyin nesiydi anlayamıyordum. Biri resmen hayatımızla oynuyordu.

Biraz olsun rahatlamak için kendimi duşa attım.

Hyunjin ve babası - Ev

Hyunjin anlatım:

Eve varmıştım. Sokak kapısındaki zile bastım ve içeri girdim.

İnanılmaz sinirli ve gergindim. Acaba babam olanları duymuş muydu?

HB: Hoş geldi-

H: Olanları duydun mu?

HB: Ah duydun demek.

H: Lafı uzatma ve sadede gel.

HB: İçeri gel. Kapıda mı konuşacağız.

Sinirle ayakkabılarımı çıkardım ve oturma odasına geçtim.

H: Annem nerde?

HB: Anneannende o bu gece.

H: Noldu bir şey mi yaptın ona!

HB: Hayır. Anneannen hastaymış ona bakmaya gitti. Orda kalacak.

H: Tamam. Hadi anlat artık.

HB: Bunun olacağını hiç tahmin etmemiştim. Resmen sırtımdan bıçaklandım.

H: Hadi dedim!

HB: Kardeşinin katili Felix'in babasıymış. 4 sene önce arabasıyla ona çarpmış ve öldüğünü fark edince ormanlık alana gömmüş.

Şoka girmiştim. Sevdiğim adamın babası kardeşimi öldürmüştü. Bu inanılmaz acı vericiydi.

Ama ne olursa olsun bu sefer aşk affetmeyecekti. Bana, bize bunu yaşatan bedelini ödeyecekti.

O bana ne yaşattıysa aynısı kendi yaşayacaktı. Hemde evlat acısıyla.

Gözümün karardığını hissettim. Gözlerimi ovaladım ve gerindim.

Her şeyin sonuna geliyorduk. Artık Hyunlix olmayacaktı. İki düşman çiçekçi olmayacaktı. Düşmanlıktan doğan bir aşk olmayacaktı. Bu hikaye hiç iyi bitmeyecekti.

Felix'i acı çektire çektire öldürecektim. Her ne kadar aşık olsamda intikam duygum beni ele geçiriyordu.

O ve ben bir daha görüşemeyecektik. Öpüşemeyecek, sarılamayacaktık.

Telefonumu elime aldım ve Felix'i aradım. İkinci çalışta telefon açıldı.

F: Hyunjin?

H: Hadi kafa dağıtmak için bizim dükkana gidelim. Bende şarap var. İçeriz.

F: Bu saatte mi? Yarın akşam olmaz mı?

H: Hadi ya kafamız dağılsın.

F: Tamam çıkıyorum şimdi.

H: Bekliyorum.

Telefonu kapattım ve cebime attım. Kapıya doğru yürüdüm ve celetimi giyip evden çıktım.

Dükkana vardığımda Felix ortalarda gözükmüyordu. Hızlıca kapıyı açtım ve içeri girdim. Arka kapıyı açtım ve odaya girdim. Burda genelde babamla bazen takılır alkol içerdik.

Dolapta duran şarabı aldım ve bardaklara boşalttım. Cebimden çıkardığım o ilacı şaraba döktüm. Bu ilaç onu sonsuz bir uykuya uyutacaktı. Mutsuz, nefessiz iğrenç bir uyku.

Şarapları masaya koydum. O sırada kapının açıldığını duydum.

F: Hyunjin?

H: Burdayım gel.

Felix beni gördü ve yanıma geldi. Bir sandalye çekti ve oturdu. Bende sandalyeyi karşısına doğru yön verdim ve oturdum. Ona şarabını pardon son içtiği şeyi uzattım. Gülümseyerek elimden aldı ve bir yudum içti.

Bende kendi şarabımdan içtim ve masaya bıraktım.

Felix bir yudum daha aldı ve masaya bıraktı.

F: Katil kimmiş? Belli m-

Bir anda öksürmeye başladı. Çok şiddetli öksürüyordu. Bu artık son nefesleriydi.

F: Su ve-

Sandalyeyle birlikte yere düştü. Ben ise sadece onu izliyordum.

H: Belli. Baban

Felix öksürerek yattığı zeminden bana döndü. Anlaşılan olayları ve şuan yaşadığımız şeyi anlamıştı.

Kendini zorlayarak konuştu.

F: Bunu bana yapmış olamazsın.

Cevap vermedim sadece can çekişini izledim.

Dakikalar sonra gözlerini sonsuzluğa kapattı.

Oturduğum yerden kalktım ve Felixe doğru eğildim. Onu sırt üstü yatırdım ve dudağına bir buse kondurdum. Bu onu son öpüşümdü. Son öpüşmemizdi .

H: Özür dilerim sevgilim. Seni seviyorum. Cennette görüşürüz.

Babamın gizli dolabının şifresini girdim. Çekmecede duran silahı aldım  ve tam kalbime sıktım.

Saniyeler içinde Felixin yanına düştüm. Gözlerim sevgilime bakarken kapandı. Artık ikimizde sonsuz uykudaydık.

İki genç adam o gün can vermişlerdi. Birbirlerine tutkuyla sarıp sarmaladaklarını sanmışlardı. Ama durum pekte öyle olmadı, olamadı.

Bu iki aşıklar artık sorunsuz, intikamsız, ön yargısız yaşayacaklardı. Kimse onlara karışmadan özgürce.

Onlar artık mutluydu. Sonsuz acı sonsuz mutluluk.

İşte her şey o dükkanda son buldu.

Kan ve şarap kokusu.

         
                                 SON

Biliyorum yine kötü sonla bitti. Ama bundan sonra kötü yazmayı düşünmüyorum. En azından bir süre :)

Kendinize iyi bakın. Yeni ficte görüşürüz.

Çiçekçinin Oğlu | Hyunlix ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin