H: Sorun nedir?
Hos. : Hava inanılmaz yağmurlu ve birazdan iniş yapacağız. Koltuklara sıkıca tutunun ve kemerlerinizi bağlayın.
İkimizde biraz korkmuştuk ama sakin olmamız gerekiyordu. Kemerlerimizi bağladık ve sıkıca tutunduk.
☂️
Sağ sağlim inebilmiştik. Yağmurdan dolayı bizi biraz uçağın içinde bekletmişlerdi. Yaklaşık yarım saat sonra yağmur dinmişti ve bizde inmiştik.
Seul'den gelen görevliler bizi oldukça lüks bir arabaya bindirdiler ve otele götürdüler.
Otele geldiğimizde saat 13.05 ti bize yemek yiyip yemeyeceğimizi sordular. İkimizde oldukça acıkmıştık. Bu cazip teklifi kabul ettik ve yemek bölümüne geçtik.
Yemekleri yedikten sonra bizi otelde gezdirdiler. En son odaya geldiğimizde saat 19.49 olmuştu. Otel oldukça büyük olduğu için çok zamanımızı almışlardı ama otel inanılmaz güzeldi.
Hyunjin ile aynı odada kalıyorduk. Neden böyle ayarlamışlardı anlamamıştım. Ama çokta kafa yormadan kendimi yatağa attım.
H: Yoruldun mu?
F: Hemde nasıl
H: Hazır başbaşayken konuşalım
Kafamı kaldırdım ve ona baktım. Bahçedeki masaya oturdu.
Bende yataktan kalktım ve onun yanına gittim. Sandalyeye oturmadım ve ayakta onu dinlemeye başladım.
F: Ne konuşacakmışız?
H: O gün neden evden kaçtın?
Küçük dilimi yutmuştum. Sadece utandım diyemezdim. Ne diyeceğimi bilememiştim.
Hyunjin nedense sinirli gözüküyordu. Bir anda neden bu kadar gerilmişti anlamamıştım.
Hyunjin elini masaya vurdu ve ayağa kalkıp bana yaklaştı.
H: Senin o aptal hareketin yüzünden babam bütün başımın etini yedi! Neden gittin ki evden?! Adam öldürdün sanki ya.
Bir yandan konuşup bir yandan üstüme yürüyordu. Ben ise arkama bakmadan geri adım atıyordum.
H: Konuşsana! Geri kaçıcağına!
Ben çok korkmuştum bir yandan ne diyebileceğimi düşünüyordum. En sonunda havuzun dibine gelmiş olacaktım ki ayağım kaydı.
Tam düşecekken düşmemek için Hyunjine tutunmaya çalıştım ama o da benimle birlikte havuza düştü.
O an öleceğimi sanmıştım. Çünkü yüzme bilmiyordum. Ciğerlerimin içine su dolduğunu hissettim. O an her şeyden vazgeçtim. Kendimi tamamen havuza bıraktım.
☂️
Gözlerimi açtığımda Hyunjinin kollarında havuzun içindeydim. Beni havuzdan çıkarmıştı.
Ciğerlerimdeki suyu çıkarmak için bir kaç kere öksürdüm ve rahatladım. Bu sırada Hyunjin beni tutuyordu. Bende onun ensesini kavramıştım.
H: İyi misin?
F: İyiyim. Ben yüzme bilmiyorumda.
H: Anladım onu.
O an sadece birbirimize kenetlenmiştik. O beni tutuyordu ben onu. En sonunda dudaklarıma baktığını fark ettim. Çünkü bende aynı noktaya kilitlenmiştim.
F: Hyu-
Burdan sonrası smut isteyenler geçebilir.
Konuşmama izin vermeden dudaklarıma yapışmıştı. Bende kendimi tutmayarak karşılık verdim. Çılgınlar gibi öpüşüyorduk. O bir yandan üstümdekileri çıkarıyor bir yandan beni öpüyor bir yandan da beni tutmaya çalışıyordu. Havuz derindi ayaklarım yere değmiyordu.
En sonunda üstümdekilerden kurtuldu ve kendine geçti. Havuzun içi kıyafetlerimizle doluyordu.
(Diğer bölüm smut devam edecektir)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekçinin Oğlu | Hyunlix ✓
Fanfiction" Birbirine düşman 2 çiçekçi, ileride birbirlerine aşık olacaklarını nereden bilebilirlerdi? " " Hoşuna gidiyor değil mi benden üstün olduğunu düşünmek " " Düşünmüyorum direk öyle zaten çilli " Not: Kitapta cinsellik ve küfür bulunur. #hyunjin #fel...
