Bölüm 2 : Küçük Çirkin Kız

61 7 12
                                    

  Herkese tekrar merhaba. Yeni bir bölümle yine karşınızdayım.

Bu acıklı dünyada ne kadar  tam olarak mutlu olabiliyoruz bilemiyorum ama umarım hepiniz her şeye rağmen iyisinizdir. 

Ve unutmayın her hüznün acısı gülümseyerek aza indirilebilir:)

Umarım bölümü beğenirsiniz. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.

" Evet gençler, bugünlük bu kadar." Arif hoca eline çantasını alıp amfiden çıktı. Derste tuttuğum notları toplarken yanımda oturan Efe bana dönerek "Hadi yemekhaneye inelim. Açlıktan midem sırtıma yapıştı." dedi. Karnını ovuşturarak dudaklarını büzdü. Şuan tam küçük bir çocuk gibi görünüyordu. 

  Efe ile lisede tanışmıştık. Geçen sene de bizim apartmanın alt katına taşınmışlardı. Efe benimle geçinebilen nadir insanlardan biriydi. Çoğu insan benim soğuk olduğumu söylerdi bu yüzdende Efe dışında da benimle öyle çok uzun süren bir arkadaşlığa giren olmamıştı. Efe beni konuşmasam bile anlayan tek insandı, sırdaşım, dert ortağım, kardeşim...

 Efe eğlenceli, komik ve birazda-çok fazla- çocuksu biriydi, yanında ağlamanız bile imkansızdı. Efe 183 boylarında, sarıya kaçık açık renk saçları vardı. Gözleri ise bir kumsalı anımsatıyordu. Göz bebeğinin dışı mavi içi sarı renk karışımlarıydı. Burnu ve çenesi sivriydi. Elmacık kemikleri belliydi. Dudakları ise dolgundu. Çoğu kızı kendine kolaylıkla aşık edebilecek kadar yakışıklıydı. Ama kızların hiçbirine yüz vermiyor onları umursamıyordu. Bunun bir sebebi olduğunu biliyordum ama ne olduğunu asla anlatmazdı. Ne zaman sorsam ya konu değiştiriyordu yada cevap vermiyordu. Sır gibi saklıyordu.

   Efe'nin koluna girdim ve yemekhaneye doğru yürüdük.Efe bana heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyordu ama söylediklerine fazla odaklanamıyordum. Anladığım kadarısıyla galiba Gratis'e yeni bir kil maskesi mi ne  geliyormuş onu anlatıyordu. 

  Aklımda babamın bana dün getirdiği siyah kart vardı. Ve bide Demir Güçlügüren... Bu isim de bir şeyler vardı. Neydi beni bu meraka sürükleyen duygu? Neydi beni bu onun aslında kim olduğunu öğrenme isteği ?

"Ya ama sen beni niye dinlemiyorsun şekerparem." Efe bana kırgın bakışlar atıyordu. Bu haline gülümsedim. " Üzgünüm Efe ya ,vallahi dalmışım." Efe büyük kollarını önünde bağlayarak " Aşk olsun ama ya . Sana o kadar şey anlatıyorum ama Pare Hanım'ın kafası nerede Allah bilir." Bana 'hıh' der gibi omuz silkip arkasını dönerek yemekhanenin içine girdi. Arkasından bende girerek hala bağlı olan koluna  girdim. 

"Benim süper ötesi yakışıklı kankim ben sana çıkışta cips alayım, sende beni affet olur mu?" Efe ışıldayan gözlerini bana çevirdi."Ya ben bu beyni boyundan küçük arkadaşıma hiç küser miyim? Canım arkadaşım benim sen bana sürekli cips alıver." Göz kırparak bir arkadaşının yanına gitti. Bende boş bir masaya oturarak Efe'yi beklemeye başladım. Efe tam bir cips hastasıydı günde en az 10-15 tane cips yediğini bilirim.

+++

  Okuldan çıktığım gibi eve uğramıştım. Babamın bana götürmem için hazırladığı paketleri alarak yola çıktım. Holding resmen Ankara'nın bir diğer ucundaydı!

   Sonunda holdingin önündeydim. Holding binasının uzun , sıra sıra  olan camları vardı ve binanın tam ortasında camların üstünde altın sarısı renginde GÜÇLÜGÜREN yazıyordu. Dönen kapıdan içeri girdim. İçerisi beyaz ve siyah tonlarına sahiplik yapıyordu. Tavan ve yerdeki fayanslar beyaz, duvarlar ise siyahtı. Bu iki rengin birbiriyle ahenkli dansı insanın içini gıdıklayacak kadar güzeldi.

GÖZLERİNDEKİ SİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin