7. BÖLÜM- KARAR

233 27 13
                                    

"Kızım, delirdin mi sen?!"

"Uyuyamazsam,evet."

Cezaevine geri getirildikten on dakika sonra görüşme var diyerek görüşme salonuna getirmişlerdi. O kadar şeyin üstüne derin bir uyku çekme hayallerim suya düşmüştü.

"Bırak şimdi uyumayı. Ülkede kaçak olarak arandığının farkında mısın sen?"

"Ne?"

Kaçak mı çıktı şimdi de başımıza.

Uğraş dur şimdi.

"Ne yapacağız?"

"Yaşadığın şeyleri bilmediğim için bir yorum yapamayacağım."

Selma ablanın trip atar gibi söylediği şeyle dehşete düştüm. O kadar olayın içinde ona haber vermememi dert ediyordu.

"Tamam Selma abla. Bir dahakine silahlı adamlar beni kovalarken 'iki dakika soluklanın ben de Selma ablaya haber vereyim.' derim."

"Boşver şimdi makarayı. Her şeyi anlat."

Derin bir nefes alarak ona her şeyi anlattım. Arabanın takla atıp devrilmesinden, ormanın içinde silahlı adamlar tarafından kovalanmama kadar.

"Kızım, şu anda tek şansımız yanında ki polisin lehine ifade vermesi. Ki dediğin gibi o da görmüşse kaçak davasını kapatırız."

Esneyerek onu onayladığımda görüşme için verilen süre bitmişti. Geri koğuşa götürüldüğümde direkt yukarı çıkıp yatağıma atladım.

Yorgunluktan yatağıma çıktığımda direkt uykuya daldım. Rahat bir yatak olmasa da benim için şu an en huzurlu uykuydu.

                                 🩸

Güneşin ışıkları yüzüme vurduğunda elimle yüzümü siper ettim. Yatakta oturur vaziyete geldikten sonra bir süre hayatımı sorguladım.

Gözümü ovuşturup vücudumu esnettim. Saate baktığımda on ikiyi çeyrek geçmesine rağmen kendimi hâlâ yorgun hissediyordum.

Dün öğrendiğim -memurlardan duyduğum- kadarıyla, yanımda ki polis kendine gelmişti ama kendisi yarın vermek istediğini söylemişti.

Onun ifadesinden sonra mahkeme olacaktı. Cezanın uzayıp uzamayacağı buna belliydi.

Sarsak adımlarla lavaboya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Saçımı başımı düzeltip biraz olsun insana benzedim.

Lavabodan çıkıp mutfağa yöneldim. Alt çekmeceden ekmeği çıkarıp buzdolabından domates ve peyniri çıkardım. Domatesi yıkayıp dilimledikten sonra ekmeğin arasına koydum. Peyniri de ekmeğin arasına koyup tabağa aldım.

Mutfak masasına oturup rutin olan sabah bültenini izlemeye başladım. Ne kadar öğlen olsa da sonlarına yetişmiştim sanırım.

Yanımda ki kadın kumandayla televizyonun sesini açtı. Ses artık daha net geliyordu.

"Polisi yaralayıp kaçtığı düşünülen Belgi Uysal, yakalanıp cezaevine geri gönderildi. Bugün cezasının ne olacağı belirlenecek."

Kendi ismimi televizyonda duymanın şokunu yaşarken, tüm koğuşta ki gözler bana döndü.

"Sokaklara çocuklarımızı gönderiyoruz.
Yakalanması iyi oldu. En azından daha az tedirgin oluruz."

Sunucu kadının sorduğu soruya verilen cevaptan sonra ekranda benim resmim belirdiğinde isim benzerliğidir diyip kafalarını çevirenler bile baktı. Üstüne üstlük bir de sansürsüzdü.

-Son Kez Düşen Damla-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin