Omay Koralp Akgün
Ellerimi yıkayıp peçete ile kuruladım. Cevapsız aramalara sonra bakacağım için telefonu geri yerine koydum.
Masaya geldiğimde Bilge'yi göremediğim için gittiğini düşündüm. Mesaj atıp atmadığını görmek için telefona baktığımda herhangi bir mesaj yoktu.
Etrafa baktığımda tek tük olan insanların olmaması da beni şüphelendirirken, hesabı ödemek için kasaya gittiğimde kasada ki çocuğun da baygın olmasıyla yanına eğildim.
Kafasına aldığı darbe sonucu bayılmıştı. Ayağa kalkarak Bilge'yi aramaya başladığımda hiçbir yerde bulamadım.
"Bilge! Neredesin?!"
Hiçbir yerde bulamayınca seslensem de geri dönüş alamadım. Endişeli ile saçlarımı karıştırarak telefonumu çıkarıp buraya bir ekip istedim.
Ekipler geldiğinde bayılan adamı sedyeye alarak ambulansa kaldırdılar. Kamera kayıtlarına bakmaya gittiklerinde bende onlarla gittim. Benim gittiğim an herşey başladığı için o zamana sardım.
Bilge'nin ekrana çıkmasıyla gülümsesem de bu çok kısa sürdü. Piç herifler onu alıp götürdüğünde hiçbir şey yapmamıştım.
Sinirle arkama döndüğümde Serhat'la karşılaştım. Ona doğru ilerleyip duvara sabitlediğimde ağzından kaçacak herhangi bir lafla onu vurabilirdim.
"Sen yaptın değil mi?! Bilerek getirdin bizi buraya!"
"Abi, sen ne saçmalıyorsun! Tamam kimseye güvenmediğini biliyorum ama o kadar yanında çalıştım hiç mi tanımıyorsun beni!"
Gözlerinde ki ifadeyi yok sayarak onu omuzlarından itekledim. Cebimde ki hışırtı ile elimi cebime attığımda kolyeyi gördüm.
Eğer bir kaç dakika önce ona bunu verseydim şuan yerini bilebilirdim.
Kolyede bir kaç değişiklik yapmıştım. İçine takip cihazı koyup telefonuma bağladığım için yerini görebilecektim. Etrafında ki tehlike geçince de cihazı çıkaracaktım.
Kolyeyi geri yerine koydum. Hızlı adımlarla restorandan çıkıp arabama bindim. Karakolun önüne ne zaman geldiğimi hatırlamıyordum bile.
Hızlıca kamera bölümüne girdiğimde aldığım plakayı söyleyip geçtiği her sokağı bana bildirmelerini söyledim.
Kendi odamda stresle beklerken bir yandan haber var mı diye kontrol ediyordum. Medyaya duyulursa daha büyük felaket olurdu.
Kapı açıldığında bana uzatılan dosyayı aldım. Selam verip çıktıktan sonra aklım başımda olmasa bile dosyayı incelemeye çalıştım.
Arabanın geçtiği sokakların isimleri olduğunu anladığımda bir yandan kayıtlara da bakıyordum. Kamera kaydı bir yerden sonra kesiliyordu çünkü orman yoluna girmişlerdi.
Sandalyenin arkasına yaslanıp yüzümü sıvazladım. Tam bulacağım derken ellerimin arasından kayıyordu.
Araba anahtarını alıp odadan çıktım. Bir gelişme olursa bana haber vermelerini söyledikten sonra karakoldan çıkmaya çalıştım.
Emniyet amiri beni takip et işareti yaptığı zaman arkasından yürümeye başladım. Onun odasına geldiğimizde arkamızdan kapıyı kapattı.
"Kızı koruma görevini istediğini söylememiş miydin Omay? Bu kız nereye kayboldu!?"
"Evet söyledim. Şimdi izin verirseniz nerede olduğunu bulmaya gideceğim."
"Yaralı halinde mi? Saçmalıyorsun Omay. Oraya bir ekip ile gitmelisin."
![](https://img.wattpad.com/cover/338962764-288-k3905.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Son Kez Düşen Damla-
Mystery / Thriller"Eymen Kızılyurt cinayetinden tutuklusunuz. Susma hakkına sahipsiniz. Söylediğiniz her şey aleyhinize kullanılacaktır." -Gelecek bölümlerde hikaye açıklaması değişecektir. #cinayet 1. 09/09/2023