21.06.2009

244 27 5
                                    

Sabah erkenden kalktı ve giyinmeye başladı. Yanına bir not defteri ve bir kalem aldı. Bir de köpeği Alice'i.
"Hadi Alice, yürü bakalım."
Kapıdan çıktı ve yavaşça ayakkabılarını giymeye başladı.
"Bi' dur artık."
Alice'e elinde olmadan biraz bağırmıştı.
"Özür dilerim."
Yere oturdu ve Alice'i kucağına alıp biraz okşadı.
"Gidelim mi artık."
Alice kalktı ve zıplamaya başladı. Aytana'da doğruldu ve apartmandan çıkıp güzelce yürümeye başladı.
"Nereye gitmek istiyorsun?"
Alice havlamaya başlamıştı.
"Peki."
Aytana garip yollardan geçerek yine o sokağa gelmişti.
Yavaşça yürürken bir anda Alice, Aytana'nın elinden kaçtı.
"Dur!"
Aytana'da koşmaya başladı ama Alice bankın önünde durdu. Tom orda elinde 2 simit ile bekliyordu. Aytana'nın dudaklarının kenarı ufak bir şekilde kıvrılmıştı. Tom ilerleme kaydediyordu.
"Bu gün seni gezdirmek istiyorum, Aytana."
"Nereye?"
"Göl kenarına."
Aytana kafasını salladı ve sırtını banka yasladı.
"Seninle konuşmak istiyorum."
Aytana cevap vermedi.
"Bana ne yaşadığını söyle lütfen."
Aytana'nın canı sıkılmıştı.
Yavaşça ayağa kalktı ve Tom'un elini tuttu. Tom hemen ayağa kalktı. Aytana ise Tom'un elini açıp içine bir kağıt parçası bıraktı.
"Gölün kenarında seni bekliyor olacağım."
Alice'i de alıp sokağın sonuna doğru yürümeye başladı. Tom ise sadece arkasından bakabildi.
Aytana eve geldiğinde içinde uzun süredir hissetmediği bir şeyler hissetti.
Dolabını açtı ve ne giyebilir diye baktı. Kıyafetlerini yıkamaya üşendiği için yarısı kirli sepetindeydi ve giyebileceği çok bir şey yoktu.
O sırada içeri Alice girdi ve Aytana'nın çiçekli elbisesini askıdan çıkarmaya çalıştı.
"Bunu giymeliyim?"
Aytana düşündü ve elbiseyi alıp giydi. Üstüne ince bir ceket aldı ve kendisine kahve yapmaya gitti. Kendisine güzel bir kahve yapıp içtikten sonra dişlerini fırçalamaya gitti. Mümkün olduğunca aynaya bakmıyordu. Çirkin yüzünü görmek istemiyordu. Aynaya bakmadan diş fırçasını aldı ve evde geze geze dişlerini fırçaladı. Bir yandanda telefonundan müzik açtı. Hem dans etti hem de dişlerini fırçaladı. İşini halledince Alice'i kucağına aldı ve kapısını kilitleyip göle doğru gitti. Gölün etrafında çok insan olmazdı genelde. Ama Aytana sıkıldığında oraya giderdi. Su ile konuşmak onu çok rahatlatıyordu.
Uzun bir yol yürüdükten sonra göl kenarına gitti. Daha Tom gelmemişti. Rahatça yere oturdu ve Alice ile oynamaya başladı.
"Hazır mısın?"
"Ne?"
Aytana arkasını döndü. Arkasında Tom vardı ve yanında bir çocuk. Yani Bill.
"Selam."
Aytana kafasını sallayıp önüne döndü.
"Konuşmayı sevmiyorsun sanırım."
"Çok sevmem."
"Peki."
Bill önüne döndü ve Alice ile oynamaya başladı. Alice ise Bill'in elinden kaçıp Tom'un kucağına yattı.
"Beni gerçekten seviyor."
"Evet."
Aytana kafasını salladı.
Boş boş göle bakıyorlardı.
"Ne konuşucağız?"
Aytana Bill'e bakmadı bile. Sadece göle taş atmaya başladı.
Uzun süren sessizlikten sonra Tom konuştu.
"Biraz şarap ister misin?"
Aytana hemen kafasını Tom'a döndürdü.
"Evet."
"Hemen geliyor." dedi ve sanki bir barmenmiş gibi şarapları kadehlere doldurmaya başladı.
Aytana'nın yüzünde minik bir gülümseme belirmişti. O sırada Tom içinde bir şeylerin uyandığını hissetti.

A Month With U -Tom KaulitzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin