"Evin güzelmiş."
"Öyle müstakil, tatlı bir ev."
"Benimkinin yanında şato gibi kalıyor."
Tom gülmeye başlayınca anladı Aytana ne dediğini.
"Sen geç salona ben geliyorum."
Aytana, Alice'i kucağına aldı ve onunla birlikte salona gitti. Yavaşça koltuklara oturdu ve koltukların ne kadar rahat olduğunu farketti. Alice'i de koltuğa bıraktıktan sonra kafasını arkaya yaslayıp gözlerini kapattı.
"Uyan hadi."
Aytana, Bill'in sesi ile doğruldu.
"Hoşgeldin, Aytana."
"Teşekkür ederim."
"İyisin değil mi? Son gördüğümde baya kötüydün."
"Son gördüğün?"
"Göl kenarında sarhoş olman."
Aytana utancından yerin dibine girmişti.
"Lütfen hatırlatma."
"Hayır, hayır. Çok eğlenceliydi."
"Ve utanç verici."
"Ve utanç verici."
İkiside güldü.
"Ne konuşuyorsunuz bensiz?"
"Kıskanma." dedi ve gitti Bill.
Tom elinde sarı bir içecek ile bekliyordu.
"Ne bu?"
"Seni sarhoş edicek bir şey değil."
"Yeter. Komik değil."
"Tamam özür dilerim."
Aytana, Tom'un elinden içeceği aldı ve koklamaya başladı.
"Merak etme. Limonata sadece."
Aytana bunu duyduğunda limonatadan bir yudum aldı.
"Ekşiymiş."
"Ama güzel."
"Evet."
Aytana limonatasını içti. Tom'da Alice ile oynadı.
(Alttaki kısa konuşmada kafanız karışmasın diye Tom'un söylediklerinin başına "T" Aytana'nın söylediklerinin başına "A" yazıcam.)
T"Alice kaç yaşında?"
A"7."
T"Baya olmuş."
A"Evet."
A"Kaç yaşındasın?"
T"Bilmiyor musun?"
A"Sen benimkini biliyor musun?"
T"Hiç konuşmadığın için bilmiyorum."
A"Suçlu ben mi oldum."
T"Sana suçlu demedim?"
A"Peki."
Aytana önüne dönmüştü ve sadece yere doğru bakıyordu.
"Özür dilerim."
Aytana cevap vermedi.
"Özür dilerim."
Tom hiç bıkmadan özür dilemeye devam etti. En sonunda Aytana'nın cevap vermeyeceğini anlayınca Aytana'ya yaklaşıp onu kucağına doğru çekti.
Aytana olayın şokuyla bir şey demedi ama sonra kafasını Tom'un göğsüne yasladı.
"Rahat mısın?"
"Hmhm."
Aytana gözlerini kapattı ve Tom'un kucağında uyuyakaldı. Tom'un oturduğu pozisyon çok rahat değildi ama Aytana için buna katlanabilirdi.
Aytana yarım saat boyunca uyudu ama sonra Tom'un televizyon izlemesiyle uyandı.
"Uyuyabilirsin."
"Hayır."
Aytana doğruldu ve Tom'un kucağından kendini uzaklaştırmaya çalıştı. Tom, Aytana'yı kalçasından tutarak kendine yakınlaştırdı.
"Biraz daha kal."
Aytana rahatsız bir yüz ifadesiyle Tom'dan uzaklaştı ve ayağa kalktı.
"Özür dilerim. Rahatsız olacağını tahmin etmedim."
"Sorun değil. Tuvalet nerde?"
"Üst katta soldan 2. kapı."
"Peki."
Aytana hızlıca yukarı çıktı ve lavaboya girdi. Öncelikle aynaya baktı. Çok çirkin görünüyordu. Saçlarını bileğindeki toka ile topladı ve yüzüne su çarptı. Suyun soğukluğuyla biraz üşümüştü ama yüzüne su atmaya devam etti. İşi bitince elini, yüzünü havluya sildi ve çıktı. Kapıda Bill bekliyordu.
"İyi misin?"
"Evet, gerçekten iyiyim."
"Tamam hadi gel o zaman bir şeyler yapalım."
"Tamam."
Aytana gülümsedi ve Bill ile birlikte aşağı indi.
"Ne yapmak istersiniz?"diye sordu Aytana.
"Sen ne istersin?"
"Odaları gezmek."
"Peki, gezebilirsin."
Aytana kafasını sallayıp ilk başta alt katı gezmeye karar verdi. Salondan çıktı ve mutfağa gitti. Gerçekten büyük bir mutfaktı. Çokça siyah ve gri renkler kullanılmıştı. Amerikan tipi mutfaktı ve gayet güzeldi. Bahçeye çıkmadan önce evin içini gezmek istedi. Mutfaktan çıktı ve üst kata gitti. Tuvaletin yanındaki kapıyı açtı. Ebeveyn odasıydı. Çok kurcalamak istemedi. Biraz göz attı ve kapıyı geri kapattı. Tuvaletin diğer yanındaki odaya girdi. Misafir odasıydı. Tertemizdi. Bir lavabosu, bir çift kişilik yatağı, büyük bir dolabı, bir boy aynası, 2 komodin ve son olarak büyük bir balkonu vardı. İçerde biraz dolaştı ve hemen karşıdaki odaya girdi. Yine bir tuvaletti. Çok kurcalamadı ve son olarak 3 oda kalmıştı. Tuvaletin karşısındakine girmeye çalıştı ama kapı kitliydi. Çok zorlamadı yandaki odaya girdi. Bill'in odasıydı. Siyah renkten çok koyu gri ile dizayn edilmişti ama yinede açık renklerde vardı. Çok kurcalamadı. Rahatsız olabilirdi. Çıktı ve son odaya girdi. Yüksek ihtimalle Tom'un odasıydı.
Kapıyı açtığı anda büyülenmişti sanki. Odanın vibe'ı (nasıl diyeceğimi bilemedim) çok farklıydı. Ve çok güzel kokuyordu. 1-2 dakika kapıda dikildikten sonra içeri girdi. Gitarlar vardı. Düzenli bir odaydı. Etrafa dağılan kıyafetleri saymazsak tabii. Daha fazla odada kalıp onları bekletmek istemedi ve aşağı indi.
"Sonunda geldin."
"Ev çok güzelmiş."
"Bugün misafir odasında kalırsın."
"Burda mı kalacağım?"
"İstemez misin?"
"Bilmiyorum."
"Benim için. Hem birbirimizi daha iyi tanırız."
"Peki. Alice nerde?"
"Havuzda."
"Ne?"
Aytana bahçeye koştu. Alice şişme deniz yatağının üstünde yatıyordu. Aytana gülmeye başlayınca diğerlerininde içi rahatlamıştı.
Aytana sanki aklına bir fikir gelmiş gibi Bill ve Tom'a döndü.
"Biz niye havuza girmiyoruz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Month With U -Tom Kaulitz
Fiksi Penggemar"Son bir ayın var. Bana bu hayatın yaşamaya değer bir şey olduğunu kanıtla, Tom."