Eve geldiğimde salonda öylece kalmıştım ne yapacağımı nereye gideceğimi bilmiyordum fazla sessizdi ve ben yalnızlıktan hoşlanmazdım yukarıdaki odama çıkıp yatağımın üstüne oturdum ve çizim defterimle uğraşmaya başladım çizdiğim birkaç çiçek resmi vardı çizim defterini kenara bırakıp önce mutfağa sonra babamın yatak odasına çıkıp gezindim neredeyse bütün evi dolaşacak kadar boşluktaydım Mira LANS yalan sevmezdi Mira yalnızlığı da sevmez ama miraya hem yalan söylendi hem yalnız bırakıldı şimdi ne yapacağım konusunda bir fikrim yoktu evde en son olarak babamın girmeme hiç izin vermediği çalışma odasına doğru yürümeye başladım çalışma odasının kapısına geldiğimde bir anda durakladım neden bilmiyorum ama ayaklarım içeriye gitmiyordu en sonunda içeri girdiğimde babamın masasına oturdum ve bir anda açık çekmecedeki kağıt dikkatimi çekmişti babam bana not bırakmıştı katlı kağıdın üstünde Kenan dan Mira ya yazıyordu zarfı açıp okumaya başladım
Kenan dan Mira ya
Canım kızım sen bugüne kadar olanlardan beni sorumlu tuttun ama annen böyle istedi kızım gök böyle istedi benim gidişim seni üzmesin ben seni her zaman çok sevdim canım kızım ve sana attığım tokat için çok pişmanım çok üzgünüm benim güzel kızım sen Mira LANS bundan sonra olacaklar için hazırlıklı olmalısın yer beni çağırdı canım kızım sen hep adının neden mira olduğunu sorardın ya çünkü kızım Mira okyanus, Dünya demek biliyor musun senin okyanus gözlerin için Mira Senin dünyaya hükmedebilecek güvenin için Mira unutma annen de bende seni çok seviyoruz son olarak masanın alt kısmında küçük gizli bir raf var o raftaki kağıtlar la birçok gerçeği öğreneceksin ama anlamaya çalış bizi güzel kızım
Kenan ve Aslı
Bu notu okuduktan sonra saatlerce olduğum yerde ağladım annem ve babam beraber mi yazmışlardı hayat anlamını yavaş yavaş yitiriken ben o notu okumayacaktım sokağa biraz yürümeye çıktığımda uzun süre yürümüştüm ve yürümeye devam ediyordum yoldan gelen geçen herkese çarpıyordum yine birine çarpmıştım ama bu biraz sert olduğu için yere düşmüştüm çarptığım yerde otururken birden ağlamaya başlamıştım zaten yüzüm halim berbat ti bana çarpan kişi benim tam karşıma kaldırıma oturmuştu ellerimi yüzümden çektiğimde karşımdakinin Azer olduğunu gördüm ve onunda beklemediği bir anda ona sarıldım birilerinin yanımda olduğunu bilmeye gerçekten çok ihtiyacım vardı karşımda sarıldığım adam şaşkın şekilde öylece duruyordu Azer in üstünden ellerimi yavaşça çekip sarılmayı bırakmıştım ama olduğum yerden kalkmadım oda kalkmadı ve yüzüme doğru eğildiğinde şaşkınca muhtemelen kızarmış gözlerimle ona bakıyordum sanki bana değil de kendine söylermiş gibi güzel kız ağlamamalı dedi ben ona bakarken daha da şaşırmıştım sağ eliyle gözyaşlarımı sildiğinde böyle de güzelsin ama ağlama dediğinde fark etmeden dudaklarımın kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı sonra ayağa kalkıp elini bana uzatıp tüm gece burada oturamazsın dedi sakinleşmiştim elini tutarak destek alıp kalkmıştım ayağa ve yine eğilip bu sefer kulağıma doğru hadi eve deyip gülümsemişti ona arkamı dönerek sen hala sapık beysin benim için dedim o da peki güzel mira önde buyurun diyerek bir reverans selamı verdi ben yürümeye başladığımda arkamda etrafı da kolaçan ederek geliyordu ona dönüp beni böyle daha çok korkutuyorsun yanımda yürü dediğimde hiçbir şey söylemeden yanımdan yürümeye başladı ve birkaç dakika sonra eve geldiğimde ona gülümseyerek iyi geceler sapık bey dedim oda gülümseyerek iyi geceler güzel mira dedi ve gitti adımı nereden bildiğini sormayacaktım hayatım yeterince sorularla doluydu iyi geceler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALLIK YER VE GÖK
Teen FictionMİRA YERİN VE GÖĞÜN PRENSESİ DİĞER ADIYLA TERKEDİLMİŞ PRENSES ELİNA BEN KİMSESİZDİM ELİNA MİRA LANS