O gece uyuyamamıştım duyduklarımdan sonra ben yalnızım derken gerçekten yalnızlık kavramının tam ortasına düştüğümü fark etmem çok sürmedi ama ben Mira ağlamak bana yakışmaz güçlü durmalıyım. Naz babamın da gittiğini öğrenince onun yanında kalmamı istedi bende işi zorlaştırmamak için tamam dedim zaten eve gidersem büyük bir ihtimalle tüm geceyi korkarak geçirecektim. Ertesi sabah uyandığımda kahvaltı hazırlanmış ve yanıma giymem için naz bir çift kıyafet bırakıp okula gitmişti kahvaltımı yaptıktan sonra annemin söyledikleri babamın yazdıklarını düşünmeye başlamıştım ama çok saçmaydı hiçbir anlam ifade etmiyordu benim için. Daha fazla düşünmemeye karar verip dışarıda biraz yürümek için evden çıktım. Sokakları boş boş dolanırken düşüncelerim pusluydu kaldırımda yürürken bir şeye çarptım ilk başta bir ağaç ya da bir direk sandım ama kafamı kaldırdığım da karşımda boyu benden yüksek kahverengi saçları olan mavi gözlü bir çocuk tutmuştu beni bir süre şoku atlatamadıktan sonra onu itip insanlara sarılmayı bu kadar seviyor musun gerçekten dediğimde dalga geçer gibi eğer karşımdaki hanımefendi senin gibi güzelse tabii demişti ona deli misin bakışları atarken sapık sın yani dedim dalga geçiyorum tutmasaydım düşerdin dediğinde onu yoklarcasına baktıktan sonra tamam madem öyle sapık bey görüşmemek üzere deyip yoluma devam etmiştim ama arkamda kalan adamın hala bana öylece baktığını hissediyordum. Arkamdan Azer diye bağırıp gülmüştü arkama bakıp ona karşı kendim duyacağım şekilde gülerek gerçekten sapık dediğimde neden gülümsediğimi merak eder olmuştum. Eve vardığımda Naz ve Efe nin beni bekledikleri gayet belliydi Naz kızım seni çok merak ettik dediğinde saate bakabilmiştim ikisine dönerek biraz yürümek istedim biraz deyip yanlarına oturdum. O sırada naz önüme gelip diz üstüne eğilip yanındayız dediğinde gülümseyip biliyorum ama ben çok sıkıldım biraz eylensek ha dedim sorar gibi Efe atlayıp olur dedi Naz kızar gibi niye şaşırmadım acaba dediğinde biz çoktan evde son ses müzik açıp dans etmeye başlamıştık bile Naz bir süre bekleyip sonra bize katılmayı tercih etmişti. Akşama kadar eylendikten sonra Naz ve ben tükenmiştik Efe hala hadi dans edelim dediğinde gerçekten yorulduk yeter Efe deyip kestirip attığımda oda oturmak zorunda kalmıştı. Sonunda hepimiz oturup neredeyse 1 saat boyunca tavanı izlemiştik tabi efe aralarda sürekli oflayıp durmuştu. Sonunda Naz merakına yenik düşüp kağıttakileri anlayabildin mi diye sordu. Ona hayır dercesine bakarken çok düşündüm ama anlamlı değil dedim. Ama bir anlamı olmalı değil mi öylesine yazmış olamaz dedi efe ona sadece haklısın diyebilmiştim ve geç olduğu için yataklara dağılmıştık Naz Efeyi eve göndermemişti benim odamın yanındaki odada kalmıştı yatakta uzanırken düşüncelerime engel olamıyordum. Ama yarın okula her zamankinde iyi gitmek zorunda olduğum için uyumayı deneyip başarmıştım. Sabah kalktığımda Efe ve Naz hala uyanmamıştı daha erken olduğu içi onları kaldırmamıştım aşağı kata indiğimde yapacak bir şey bulamadığım için yemek yapmaya karar vermiştim. Dolaba baktıktan sonra menemen yapmakta karar kılmıştım ben menemeni hazırlarken Naz uyanmış ve koşarak aşağı inmişti mutfakta beni gördüğünde şaşkınlıkla donup kalmıştı. Yanıma gelip bana bakarak ev yanıyor sandım dedi ona bakıp evet biraz fazla duman var ama sonuçta yemek güzel olacak değil mi dedim kendimi inandırmak ister gibi aşağı öksürerek gelen Efe hey burada harp mi çıktı diye bağırınırken Naz yok bir şey sen git hazırlan deyip ittirirken Efe yukarı bize trip atarak çıkmıştı Yanıma gelen Naz koluma dokunup sen git hazırlan ben yaparım dediğinde teşekkür edip yukarı çıkacaktım ki aklıma giyecek bir şeyim olmadığı aklıma gelmişti arkama dönüp Naz a doğru senden giyinebilir miyim diye sorduğumda tatlıca gülümseyip sorman hata demişti yukarıya çıkıp üstüme çizgili beyaz bir crop ve bir gömlek aldıktan sonra altıma elime gelen ilk pantolonu almıştım yemeği yedikten sonra toparlanıp okula geldiğimizde okuldan içeriye girerken insanların hala bu okula gelebileceğimi sorguladıklarını biliyordum biz sınıfa doğru yürümeye devam ederken yanımıza Mert gelmişti Mert bizim sınıftan bir çocuktu yanıma gelip sana bir şey söyleyeceğim ama sinirlenme dediğinde sebepsiz yere tek kaşım kalkmıştı Mert e söyle dediğimde benden kızmayacağıma dair söz bekliyordu ona söylemesi konusunda ısrar ederken sınıfın kapısının önüne gelmiştik Mert geldik zaten içeride görüceksin deyip yanımızdan gitmişti arkamda duran Efe ve Naza bakıp ne olduğunu söylemelerini bekledim ama onlarda bilmediklerini söylediler içeri girdiğimde Ecrin denilen o gereksiz kızın yerimde oturduğunu görmüştüm ben hep orada otururdum sakince yanına gidip yerimden kalmasını söylediğimde benim bu okulda çok kalmayacağımı söyleyip buranın onun olduğunu söylüyordu kızım baksana son kez ikaz ediyorum ya kalk ya kalk başka seçenek yok dediğimde ne yapacaksın sen benimi döveceksin aaaa ama yapamazsın değil mi artık seni koruyacak bir baban yok dediğinde benim çizgimi aşmıştı Mira LANS a kimse böyle davranamazdı onu yakasından tuttuğum gibi yere fırlattığımda ilk şoku atlatamadan sırada duran çantasını da üzerine fırlatmıştım ve sıraya oturmuştum hoca geldiğinde ne oluyor burada dediğinde Ecrin düştüm de hocam demişti akıllandığını düşünmüştüm ve derse başlamıştık teneffüste bizimkilere söyleyip lavaboya çıktım lavaboda Ecrin ve birkaç kız arkamdan gelip beni tutmuşlardı ecrin sen benim yerimi alamazsın anladın mı deyip kızlara işaret vermişti kızlar beni sürükleyip tuvalete kitlemişlerdi çıkmak için çözüm ararken duvardaki yazı yıkılmama neden olmuştu duvarda baban yerde annen gökte Elina yazıyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALLIK YER VE GÖK
Ficção AdolescenteMİRA YERİN VE GÖĞÜN PRENSESİ DİĞER ADIYLA TERKEDİLMİŞ PRENSES ELİNA BEN KİMSESİZDİM ELİNA MİRA LANS