Yıldızların Altında, HyunLix

Yanmam!

"Ya aga ben niye geliyorum, ben sevgilimin yanına gitmek istiyorum, sen git yap sürpriz!"

Zırlayan Beom'un kafasına bir tane patlattıktan sonra gitmesine izin verdim. Zaten silah zoruyla gelmişti.

"Ya siktir git sevgilinin yanına, sonra da ders çalışma bahanesiyle fizik labarotuvarında sevisin. Biz de zaten hemen yan taraftayız bize de eğlence çıkar"

Beom dil çıkardı ve depar atarak uzaklaştı yanımdan. Sevgili yapan herkes gruptan kopmuştu. Ama ismim de Felix ise ben o çeteyi dağıtmazdım. Hatta nesilden nesile devam ettirirdim.

Ama şimdi elimdeki korna ile Hyunjin'e sürpriz yapma gibi daha önemli işlerim vardı.

Kapıyı açıp içeri FBI gibi giriş yapacaktım ki kapının üzerinde resim dersliği yerine "Hwang Hyunjin" yazdığını farkettim.

Soyadı da ne güzeldi öyle.

Hwang Felix.... Çok hoş oldu lan.

Neyse şimdi bunları düşünmem saçma kaçar.

Derin bir nefes aldım ve kapıya tekme atıp kornaya bastım.

"BABANI SİKİM!"

Hyunjin tam da planımdaki gibi çok şaşırmıştı. Ama planımda olmayan bir şekilde bayılmıştı.

Kornayı rastgele fırlatarak yere düşmesine ramak kalmış Hyunjin'i son saniye tuttum.

"Uyan amk alt tarafı minik bir şakaydı!"

Bir yandan yüzünü tokatlıyor bir yandan da gözkapaklarını açmaya çalışıyordum.

"Hyunjin uyan lütfen!"

Sonra Hyunjin'in sesi doldu kulaklarıma
Gözlerini açmamıştı ve dudakları hareket etmiyordu. Ama sesi geliyordu. Öldürdüm mü acaba yanlışlıkla çocuğu? Ne komik olurdu he.

"Eğer Hyunjin'i öpmezsen bir daha asla uyanmayacak"

Kafamı yukarıdan gelen ilahi sese doğru kaldırdım.

"Ey ruh biliyorum benim suçum ama, şimdi baygın adamı taciz etmek gibi olacak"

Ardından aynı ses tekrar geldi.

"Olmaz olmaz öp sen"

Bu nasıl ruh amk. Neyse

Gözlerim Hyunjin'in dudaklarına kaydı. Biçimli, pembe ve dolgun dudakları vardı.

Kendine gel Felix sadece ölmemesi için öpüyorsun! Ruh öyle söyledi.

Yavaşça dudaklarına yaklaştım. İki elimi göğsüne koydum ve tam dudaklarımız buluşacakken birden durdum.

Elimin altındaki kalp atıyordu. Hem de oldukça hızlı.

Kafamı anında geri çektim ve olabildiğince sert bir şekilde tokat attım yüzüne.

"N'OLUYOR!"

Hyunjin yerinde sıçradı ve ayıldı.

"Sen birkaç saniyeliğine öldün ama ben seni kurtardım."

Hyunjin bir eli yanağında ve titreyen dudağıyla öylece bana baktı

Gözlerinin dolmaya başladığını farkettiğimde panik yaptım. Biraz hızlı vurmuştum sanırım.

"Özür dilerim Hyunjin. Ama seni kurtarmak için-"

" Tamam Felix"

Hyunjin yerinden kalktı ve düşmesi ile etrafa dağılan boyaları toplamaya başladı.