44.Bölüm MİRAS
Bölümü beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.'Boş bir odada tek başına yatmış uzanıyordum. Yanıma kimseyi almamış önümde duran beyaz zarf ile bakışıyordum.
Çağrı'nın benim adıma odamıza bıraktığı zarf.
Evlilik teklifi ettiği kulübede, kendi canına kıymadan önce yazdığı o zarf.Gözlerimden akacak yaş kalmamış, dilim damağım kurumuştu.
Çağrı, benim kocam, çocuklarımın babası ölmüştü. Kendisini, kendi silahı ile vurarak öldürmüştü. Geride beni, oğlumuzu, ailesini bırakıp gitmişti.
Kara toprağın altında bizi bekleyecekti.Hala şoktaydım.
Çağrı'nın yüzünü son kez bile görmeden gitmesinin şokundaydım.
Beni son bir kez görmeden canına kıymasının şokundaydım.
Sadece bir silah sesi ile edilen vedanın şokundaydım.
Ona en son dediğim sözler aklımda yankılanıp duruyordu.ALLAH SENİN BELANI VERSİN!
O kadar şiddetli bağırmıştım ki sevdiğim adamı kırmıştım. O canına kıymış ve hayatına son vermişti. Bizi değil, ölümü seçmişti.
Ellerimi karnıma doladım. "Biz onu tekrardan affederdik değil mi anneciğim?" Sorduğum soru ile dudaklarım kıvrıldı. Biz onu tekrardan affederdik ama o bizi dinlememişti. Gitmişti, bizi bırakıp defolup gitmişti.
Bu yaptığı bencillik yüzünden ondan nefret ediyordum. Beni çocuğumla bir başıma bırakıp canına kıydığı için nefret ediyordum. Her sorun çözülebilirdi ama o yine kaçmayı seçti.
Zorlukla yataktan kalktım ve başımdaki düştü düşecek olan siyah yemeni ile odadan çıkmıştım.
Okunan dualar, verilen yemekler, helvalar, oradan oraya başlarında siyah yemeni ile koşuşturan insanlar...
Hepsi çok fazla kafamı karışmasına neden oluyordu.
Vedamız tek bir silah sesi olmuştu.
Dolan gözlerimi umursamadan gökyüzüne baktım ve derin bir nefes alıp zılgıt çekmeye başladım.
Acım için..
Çağrı için..
Oğlum için..
Ölen kızım için..
Vedamız için..
Tek bir silah sesi için.
Gözlerimden akan yaşları umursamadan, insanların bakışlarını umursamadan zılgıt çekmeye devam ettim.
Kocam gitmişti.
Sevdiğim adam gitmişti.
Beni yaralayan adam beni tekrardan yaralayarak gitmişti.Evdeki kadınlar, en başta da Fethiye Hanım olmak üzere zılgıtıma eşlik etmişti ve feryatlarımızı dile getirmiştik.
Kollarımdan tutulup sakinleştirilmeye çalışmamı umursamadım. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Zılgıt çekmeye devam etmeye çalışsam da başaramadım. O kadar çok ağladım ki en sonunda kendimden tekrardan geçtim. Evimize gelen doktorun verdiği sakinleştirici ile gözlerimi yumdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI KUŞAK
Teen FictionŞu zamana kadar okuduğunuz Berdel kitaplarını unutun, bu başka.💦 Ah Mardin güzel Mardin. Taş konaklar ile dolu, tepedeki güneş sayesindeki kavrultucu sıcakları ile dolu Mardin. Doğan sadece güneş değil; bazen ölüm, bazen aşk. O dört duvarlı konakl...