Her insanın hayatında bir dönüm noktası vardır derler. Kiminin hayatına giren bir başkası değiştirir bütün akışı, kimisi için trajik bir olaydır her şeyi tepe taklak eden. Bu dönüm noktası ne olursa olsun, bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı gerçeği bıçak gibi keser tüm yaşanmışlıkları. Bir öncesi vardır şimdi, bir de sonrası.
Yirmi üç yıllık hayatımın büyük bir çoğunluğunu kendi dönüm noktamı bekleyerek geçirmiştim. Görünmez bir el aniden hayatıma girip değiştirecekti bütün gerçekliğimi, iyileştirecekti benliğimi. Yaşayacağım dönüm noktasına bel bağlamıştım uzunca süre. Hayatım her gün yokuş aşağı yuvarlanmaya devam ederken, ben dönüm noktamdan ümidimi kesmemiştim.
Bir şeyin gerçekleşmesini ne kadar büyük bir hevesle beklerseniz, o kadar imkansızlaşır. Dönüm noktamın hayatımı birden bire mükemmel bir noktaya taşıyacağını düşünürken, gerçekler beni tepetaklak etmişti yeniden. Dün gece daldığım uykudan bu şekilde uyanacağımı bilsem, uyur muydum sahiden?
Yıllardır beklediğim dönüm noktası sonunda yaşanmıştı fakat beklediğimin aksine kendimi içinden nasıl çıkacağımı bilmediğim bir durumun içinde bulmuştum. Hayatımın bir daha asla eskisi gibi olmayacağını anladığım an, hayallerimle zıtlaşan bir duyguydu bedenimi kucaklayan.
Kapının ardında kim olduğunu bilmediğim bir adam beni bekliyordu. Ne yapmam gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Burada oturmaya devam ettikçe ise elime bir şey geçmeyecekti. Zihnimdeki düşünceleri bir kenara bırakıp tamamen dürtüsel davranmaya karar vermiştim.
Oturduğum yerden hızlıca kalkıp dolap gibi görünen şeye ilerledim. Eğer adam hazırlanmamı istiyorsa, o halde hazırlanmalıyım diye düşündüm. Gerçeklik algımı yitirmiştim, bu odadan çıkmak için hemen hazırlanmalıydım.
Kapağını açtığım antika görünümlü dolabın içinde birçok güzel elbise vardı. İzlediğim tarihi dizilerdeki kadınların giydiği elbiselere benziyordu. Fakat buradakiler çok daha güzeldi. Kumaşları, desenleri, renkleri... Hayal edebileceğimden bile daha göz alıcıydı. Şaşkındım, sonumun nereye gideceğini bilmediğim yabancı bir yerde giymek için kırmızı kadife elbiseyi seçtim.
Ellerim titreyerek hızlıca elbiseyi giydikten sonra, saçlarımı yapmak için gözlerim ayna aramıştı. Birkaç kez odaya bakındıktan sonra köşedeki ahşap sehpanın üzerinde orta boylarda bir ayna olduğunu fark ettim. Kenarları altın rengi kaplamalı ve süslemeli bir aynaydı. Bir Leydi için yapıldığı çok belliydi. Bulduğum bu güzel aynayı elime alıp kendi suratıma baktığım an gözlerim yeni bir şokla açılmıştı. Burada uyandığım andan beri zaten yaşadığım her şey şok ediciydi. Fakat fiziksel özelliklerimden birinin değişmiş olması, bünyemde daha çarpıcı bir etki yaratmıştı. Normalde kızıl-kahve olan saçlarım artık siyahtı.
Daha önce rengini hiç bu koyulukta görmediğim saçlarımı inceledim uzun uzun. Normalde bir kez bile boyamamıştım ama artık tamamen farklı bir renge sahipti. Yaşadığım olayın açıklamasının ne olabileceği zihnimde daha net belirmeye başlamıştı şimdi. Elanna Stark her kimse, onun yerini almış olmalıydım. Hiçbir mantığa oturtamasam da bundan başka seçenek aklıma gelmiyordu.
Sonunda saçlarımı incelemeyi bırakabildiğimde, aynanın etrafında bulduğum birkaç tokadan birini alıp, iki yandan hızlıca ördüğüm saçlarımı arkada birleştirmiştim. Üst kısımları örüp alt kısımları açık bırakmıştım. Tıpkı tarihi dizilerdeki kadınların yaptığı gibi. Aynaya son bir kez bakıp kendimi şimdiye kadar hiç bu kadar güzel hissetmediğimi fark ettiğimde, ayaklanıp kapıya doğru ilerledim.
Kapıyı açtığımda hemen önümde durmuş beyaz zırhlı adamla göz göze geldim. Boyu neredeyse iki metre kadardı. Açık kahve saçları kulağının altında bitiyordu. Muhtemelen benim yaşlarımdaydı, oldukça genç görünüyordu. Beni görmesiyle konuşması bir oldu. "Eğer hazırsanız bir an önce gidelim, Leydim. Prenses Rhaenyra sizi bekliyor." Bahsini ettiği Prenses Rhaenyra'nın gerçekten de Rhaenyra Targaryen olma ihtimali mideme kramp girmesine sebep oldu. Yaşadıklarını baştan sona bildiğim, trajik ölümünü anlatan satırları defalarca okuduğum kişiyi birazdan canlı canlı görecektim belki de. Sanki bir filmin içindeydim, başrolü ise bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Frozen Flame || Daemon Targaryen
FanfictionElanna Stark. Kışyarı lordunun asil leydi kızı. İstemeden bedenine sahip olduğum kadın hakkında bildiğim tek şey buydu. Dördüncü duvar dedikleri şey her neyse, sanırım onu yıkmış olmalıydım. Çünkü karşımda kanlı canlı Daemon Targaryen'i görmemin ba...