Late Night // Gojo Satoru

Faith

Tozlanmış raflardaki resimler bu evin geçmişi ile ilgili bilgi veriyordu.Narin parmaklar çerçeveyi bulurken resmi kendine doğru çekmiş ve incelemeye başlamıştı.

Resimdeki siyah saçlı küçük çocuk kaşlarını çatmış,memnuniyetsiz bir surat ifadesiyle objektife bakmıştı.Oysaki yanındaki güzeller güzeli olan bir kız,bir güneş misali parıldıyordu.İkisinin üstüne doğru eğilmiş,iki elinde dondurma tutan adam ise mutlu görünüyordu.Uzaktan bakıldığında huzur veren bu aile tablosunun arkasındaki hikaye oldukça ilginç olmalıydı.

Lisa çerçeveyi yerine koymuş,arkasında dönerek evin içinde dolanmaya başlamıştı.Gözleri,duvarda asılı olan saate kaydı.Saat çoktan gece yarısı geçmiş ancak Gojo henüz gelmemişti.

Genç kadın arkasında duyduğu çıtırdı sesi ile arkasına baktı.Kapının ucunda,uykulu gözleriyle ona bakınan küçük çocuğu gördü.Onu korkutmamak adına Lisa inanılmaz nazik bir ses tonuyla gülümsemişti."Merhaba."dedi yumuşak bir ses tonuyla.

Megumi kaşlarını çatarak karşısındaki kadını izlemişti.Gojo'nun ona yeni bir bakıcı getireceğini biliyordu çünkü eski bakıcıyı köpekleriyle korkutmuştu.Genç kadından gelen enerjiyi hissettiğinde yüzünü buruşturmuştu.

"Sen yeni bakıcı olmalısın.Gojo-sensei nerede?"

Kaba sesi Lisa'yı şaşırtmıştı.Genç kadının çocuk ile çocuk olma derdi yoktu ancak kendini tutamadı."Megumi kız ismi değil mi?" diye sordu onu sinir ederek.

Küçük çocuk kaşlarını çatmış,omuzlarını silkmişti.Lisa,az önceki sorusu için pişman olmuştu.Gecenin yarısında,küçük bir çocuğa böyle bir soru sorduğu için üzülmesini istememişti.Konuyu değiştirmek için derin bir nefes aldı ve kendinden emin bir sesle konuştu."Gojo bir göreve gitti sanırım.Çok geç olmadan geleceğini söyledi."

Megumi, karşındaki genç kadının "görevden" bahsetmesini şaşkınlıkla karşılamıştı.Gojo eve gelen bakıcılara genelde işinin çok meşgul olduğunu,o yüzden her saat müsait olamadığını söylerdi.Diğer bakıcılardan hiçbiri onun görevi gittiğini bilmezdi.

Kücük çocuk meraklı gözlerle genç kadını inceliyordu.Uzun boylu,kumral oldukça genç bir kadındı.Zarif duruşu,morarmış gözaltları ve yorgun yüzüyle bütünleşmiyordu,ahenki bozuluyordu.Genç kadının yavaşça buzdolabının yanına gitmesini,içeriden süt kutusunu çıkarmasını hipnoz olmuş gibi izliyordu.Ne zaman ki Lisa ona sade bir şekilde gülümsedi,Megumi o anda bulunduğu transtan çıkmış kafasını sallamıştı.

"Ballı süt içer misin?Uyumana yardımcı olacaktır."

Lisa sorusunu tekrarlarken Megumi'nin ona olan bakışlarını yakaladı.Genç kadın,küçük çocuk tarafından izlenildiğini farketmişti.Onun bakışlarından rahatsız olmamış daha çok bunu normal bulmuştu.Gecenin yarısındaki evinde gördüğü yabancıyı inceleme hakkı vardı.

Lisa eliyle sandalyeyi işaret etti,Megumi'ye oturmasını söyledi.Süt kaynarken bir yandan tezgahta kalmış iki tabağı yıkıyordu.Bu işi birden benimsemesi zor olmamıştı.Daha küçük bir çocukken bile evi çekip çeviren kişi ebeveyni değil kendisi olmuştu.

"Bal nerede?" diye sordu küçük çocuğa.Megumi ise omuzlarını silkmiş,bilmediğini söylemişti.Genç kadın,çekmeceleri karıştırdı bir süre sonra sarı kavanoz buldu.Dolabı açıp bir kupayı almış,kaynamış sütü bardağa dökmüştü.Dalgın bir şekilde işini yapmaya devam etmişti.Bardağı küçük çocuğun önüne koyarken kendi de karşı sandalyeye oturmuştu.

"Biraz soğumasını bekle." dedi otoriter bir sesle.Bacak bacak üstüne atmış,gözleri bir noktaya takılmıştı.Megumi,onun bu tavırları karşısında sanki okuldaki bir öğretmeniyle ya da arkadaşlarının anlattığı gibi bir anne ile birlikte oturduğunu hissetmişti.