Giriş 🌠

13 1 0
                                    

Yıl 2000- Ardahan

"Elvan, kızım haydi bir koşu git de ekmek al Tolga abinden." Elvan mutsuz bakışlarını telefondan ayırmadı, "Elvan, duymuyor musun beni?" diye soran annesine döndü Elvan. "Duydum anne, gidiyorum." Elvan annesinden parasını aldı ve fırına doğru yürümeye başladı.

"Elvan! Elvan! Nereye?" sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştı Elvan. "Yukarı bak yukarı teyzem," kafasını havaya kaldırdı ve balkonda Nezaket teyzenin ona seslendiğini gördü. "Efendim Nezoşum?" Nezaket teyze elindeki sepeti aşağı sallandırdı, "Nezoşun kurban olsun sana, hadi Rahmi amcana git de bana listede yazanları al, para kesenin içinde." burada böyle oluyordu işte, küçük mahallede herkes birbirini tanır, bir şey alınacaksa hep etraftaki çocuklar alırdı. Elvan başını tamam anlamında salladı ve Rahmi amcanın yanına gitti.

"Hoş geldin Elvan, ne lazımdı?" Elvan listesine baktı, "Süt, yumurta ve salça" bakkal Rahmi amca Elvan'ın dediklerini poşete yerleştirdi ve Elvan' a verdi. "Yedi lira on kuruş Elvan. Ha bu arada sizi sık boğaz etmek istemem kızım ama defter dolup taştı, ne zaman ödeyeceksiniz kızım bu kadar şeyi?" Elvan utançla başını öne eğdi, "Benim anneme sormam lazım Rahmi amca, ben bilmem öyle şeyleri" deyip elinde ki on lirayı verdi, para üstünü de alıp Nezaket teyzenin evine doğru yürüdü.

"Nezaket teyze!" diye seslenmeye başladı Elvan. "Teşekkür ederim güzel kızım, çok makbule geçti, sağ olasın." Elvan elindeki poşeti sepetin içine koydu ve fırına doğru gitti.

"Tolki! Hey! Ben geldim, bücürüğün geldi!" Tolga abi merdivenlerden indi ve Elvan' ın yanına gitti. "Bücürüğüm gelmiş, hoş gelmiş" Elvan gülümsedi "İki tane ekmek Tolki, ama sıcak olsun." Tolga abi iki tane ekmeği poşetin içine koydu "Al bakalım bücürük sıcacık, iki lira." Elvan elindeki iki lirayı uzatıp poşeti aldı. "Tolki askere ne zaman gideceksin?" Tolga abi neden sordun dercesine Elvan'a baktı. "Bir ay sonra bücüş neden?" Elvan' ın gözleri doldu. "Gitme Tolki, ya sen de ölürsen?" Tolga abinin gözleri doldu ama belli etmemeye çalıştı. "Ne o yoksa beni özleyecek misin? Ayrıca Elvan askerler ölmez, şehit olur." Elvan soru soracaktı ki Tolga abi sözünü kesti. "Henüz daha bu konuları konuşmak için küçüksün Elvan. Haydi selametle."

Elvan eve geldi, "Babam aradı mı anne?" annesi hayır anlamında başını salladı. "Henüz değil kızım. Haydi sen arkadaşlarınla oyna ben de kahvaltıyı hazırlayayım."

Elvan dışarı çıktı, ona seslenen kişiye döndü, bu Umut' tu. "Haydi Elvan ortada sıçan oynayalım!" Elvan bu oyunu hiç sevmezdi, yüzünü buruşturdu ve kaldırımda oturdu. "Hayır ola Elvan bir şey mi oldu?" dedi Umut. "Babam yine aramadı." Umut ona ne diyeceğini bilmiyordu çünkü daha on yaşındaydı. "Arar Elvan, merak etme. Benim de babam aramadı." Elvan Umut'un dizine başını yasladı. Biraz sonra Nezaket teyzenin evinden yargaralar kopmaya başladı. "Hayır, Yunus! Hayır," herkes bu acı dolu çığlığın ne olduğunu bilirdi, neredeyse her hafta yaşanan olay yine gerçekleşmişti, tüm komşular Nezaket teyzenin yanına gitmiş ona kolonya sürüyordu. Elvan Umut'a döndü, "Bir gün biz de böyle ağlayacağız değil mi?" Umut Elvan'ın gözlerinin içine baktı, sadece baktı ve gitti.

Elvan eve döndü, masanın üzerinde ki nota baktı. "Elvan' ım İsa' nın yanında dur. Ben Nezaket teyzenlere gidiyorum dua okuyacağız." tüm acıları iki kelimeye sığdırıyorlardı, Allah rahmet eylesin. Elvan kardeşi İsa'nın yanına gitti. Onunla oynamaya başladı. Ama aklında tek bir şey vardı, o da Tolga abinin "asker ölmez, şehit olur." derken ne demek istediğiydi. Şehit ne demekti?

•••

“Umut yavaş at topu canım acıdı!” Elvan ağlamaklı gözlerle dizini ovuşturdu. “Ne hassassın sen öyle, benim kolum çıktığında bile senin gibi mızmızlanmamıştım.” Elvan yeşil gözlerini kırpıştırıp Umut'a baktı. “Gerçekten kolun mu çıktı?” Umut, Elvan'ın dikkatini nasıl dağıtacağını bildiği için böyle bir yalan söylemişti.

“Hadi Nezaket teyzeye çikolata alalım da mutlu olsun.” Dedi Umut. “Senin paran var mı ki?” Umut var anlamında başını salladı. “Çikolata alacak kadar param var, haydi gidelim.” Elvan ile el ele tutuşup koşuşturarak Bakkal Rahmi amcanın yanına gittiler. “Hayır ola çocuklar ne bu telaş?” Elvan heyecanlı heyecanlı “Bize en güzel çikolatalarından verir misin Rahmi amca?” Rahmi amca çikolata rafına yönelmişti ki bir anda durdu “Annelerinizin haberi var mı çocuklar?” Dedi. “Bize değil ki Nezaket teyze için alacağız mutlu olsun diye.”
Rahmi amca Elvan ile Umut'a sarıldı “Üç tane çikolata koydum, bir tanesi de benden. Selamımı söylersiniz.” Elvan Rahmi amcanın elindeki poşeti kaptı. “Selamını nasıl söyleyeceğiz ki?” Umut parayı Rahmi amcaya verdi ve kapıya doğru yürüdü. “Rahmi amcanın selamı var diyeceksin Elvan, haydi selametle.”

Umut ile Elvan koştura koştura ellerinde ki çikolatalarla Nezaket teyzenin kapılarına geldiler, “Hadi Umut zile bas, benim boyum yetişmiyor.” Umut zile bastı, Nezaket teyze kapıyı açtı. Ne kadar çok değişmişti Nezaket teyze şu iki günde. “Merhaba çocuklar,” Elvan yüksek sesle şakıyıp Nezaket teyzenin boynuna atladı “Hoş bulduk Nezoşum, bak sana çikolatalar aldık mutlu ol diye, Rahmi amca da selam söyledi!” Nezaket teyze Umut'un elinden poşeti aldı ve Elvan ile Umut'a içeri girmelerini söyledi. “Var mıydı yavrum sizin paranız, niye zahmet ettiniz?” dedi Nezaket teyze.  “Umut’un çikolata alacak kadar parası varmış.” Nezaket teyze gülümsedi, “Tolga abi ne zaman askere gidecek?” dedi Umut, ama daha sonra yanlış bir şey söylediğini düşünerek sustu. Nezaket teyzenin gözlerinden yaş aktı. “Bilmiyorum oğlum bir hafta kalmıştı en son.” Elvan uzun zamandır düşündüğü soruyu sormanın tam zamanı diyerek o uzun zamandır cevabını bulamadığı soruyu sordu. “Nezoşum, Eğer askerler ölmeyip şehit oluyorsa bir gün geri döneceklerdir değil mi?” Nezaket teyze ağlamaya başladı, “Ah yavrum, keşke keşke ne çok isterdim. Ama bunları konuşmak için yaşın daha çok küçük.”

Elvan bu sefer de başka bir soru sordu. “Peki babam ne zaman gelecek Nezoş?” Nezaket teyze artık daha fazla bu tarz soru cevaplamak istemediği için kısa tuttu. “Babanın ne zaman geleceğini değil, gelip gelemeyeceğini düşün Elvan. Haydi sizi annenler çağırır birazdan. Alın bakalım şu şekerleri. Görüşürüz sonra.” Umut, Elvan'ı da alıp onu evine götürdü, “Anne! Anne babam aradı mı?” annesi içeriden seslendi “Hayır Elvan aramadı.” Elvan yapacak bir şey aradı, bir şeyle uğraşmak istiyordu. “İsa seninle oynayalım mı?” kardeşi İsa ona dönüp bakmadı, Elvan telefonun yanına gitti belki bir umut babası arar diye, yavaşça gözü kapandı ve uyumadan önce hissettiği tek şey annesinin babasının sağ sağlim gelmesi için ettiği dualar eşliğinde Elvan'ı kucaklayıp odasına yatırmasıydı..

ASKER YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin