Sen De Kimsin?

107 21 130
                                    

Hepinize merhaba canlar~!

Elimden geldiği kadar yazmaya çalıştım. Çoğunuzu her bölümde yansıtmayı deneyeceğim ama bu pek mümkün olmayabilir. Akışına bırakın, karakteriniz olmasa bile okuyun sonuçta bu bütün bir hikaye♡ Sizleri seviyorum.

***

"Ah~ seni buralarda görmeyeli uzun zaman olmuştu Enkai! Hoşgeldin" Çok parlak bir gülümsemesi vardı. Mutluluğu gözlerinin içinden okunuyordu. "Hoşbuldum beni bu kadar özleyeceğini tahmin edemezdim Emma bir sürü devamlı müşterin var." Yanağını cimcikledi. "Hey, ne yapıyorsun hem bir sürü müşterim olması seni özlememle ne alakası var" Gözlerini devirmişti "Neyse, hmm ne alırsın?" "Sen ne öneriyorsan onu en iyisini getir bakalım" Bakışlarıyla oturmak için boş yer arıyordu. Emma nın Kahve Molası kafesi çok meşhurdu özellikle pazar günleri çok dolu oluyordu. İçecekler dışında kendi elleriyle pişirdiği güzel kekleri ve hafif yemekleri vardı. İşlevsel olarak gayet iyi, ortam olarakta gayet hoş bir havası vardı. Yeşil kapısı dışarıdan oldukça ilgi çekiyor ve insanlara adeta "bi denemelisin" dedirtiyordu.
Kendine yer bulan Enkai oturup siyah deri çantasından okumak için kitap çıkardı. "Kahven geldi, buyur afiyet olsun" bi an duraksadı "Ne ilginç bir kitap" "Teşekkür ederim, güzel ve ilgi çekici klasik olmaktan uza-"
"Pardon bakar mısınız?"
"Çok üzgünüm" gülümsedi "Sorun değil benim suçum git bakalım" "hemen geliyorum" telaşla müşterilerin yanına gitmişti. "Hoşgeldiniz ne alırdınız?" Kız erkeğe baktı "hey bize diyor duymuyor musun?" Elindeki işe bayağı odaklanmış çevresini duymuyordu. "Ah kusura bakmayın bize cevizli kremalı kek ve limonata getirir misiniz?" "Tabiki önemli değil"
"Chay, Chay şapşal şey" ayağa kalkıp yanına doğru geldi ve kulaklığı çıkarıp saçlarını karıştırdı. "Aida dur! Bu neydi şimdi bundan hoşlanmadığımı biliyorsun" "Sesini yükseltme şu an kafedeyiz" Yerine oturdu. "Görmezden gelirsen böyle olur, gayet normal bir şey yaptım." Chay biraz utanmıştı. Elini ensesine götürdü "Özür dilerim meşgul ve tatlı olmak benim suçum değil." "Tatlılıkta nerden çıktı" Gülmeye baslamıstı. "Siparişleriniz geldi. Ne kadar keyiflisiniz" "Komik bir sey söyledi de ona gülüyordum teşekkürler" "Afiyet olsun" "kimik bir şiy siylidi di"

***

"Son bir tur daha hadi oğlum yapabilirsin" Siyah renkli atının uzun yelesini okşadı. Gerçekten naif ve hoş bir attı. İlerde yapılacak yarışmalar için pratikler yaptırıyordu. "Aferin Pernod" bir buse kondurdu. "Harika bir iş çıkardın, dinlenmeyi hakkettin" atı ahırına götürdü, kapısını kapattı. Bir şey unuttuğunu fark etti "Ow evet, tamamen aklımdan çıkmış" Telefonunu cebinden çıkarıp arama yaptı.
"Alo"
"Alo merhaba Iwa"
"Merhaba canım kardeşin nasıl?"
"İyi o da seni soruyordu İwa abi bugün gelemyecek miydi diye"
"Gerçekten tamamen unutmuşum"
"Sorun değil işin yoksa şimdi gelebilirsin"
"Tabiki"
Telefonu kapatıp cebine koydu. Yola koyulmaya başlamıştı bile. Beyaz renkli ufak bahçeli evin önüne geldiğinde kapıda ki yazı dikkatini çekmişti. 'Faturalarınızdaki biriken eksiklikleri bu ay da ödemezseniz su ve elektriği kesmek mecburiyetinde bulunuyoruz. Lütfen uyarımızı dikkate alınız.'
Zili çaldı. "Ah, hoşgeldin İwa" içten bir tebessümle karşılamıştı. "Hoşbuldum" ayakkabısını çıkarıp içeri girdi. Ev eskisinden daha durağandı. Biraz ilerledi, sağ tarafta üzerinde mavi ve pembe harflerle 'Lizzy'nin odası' yazılı bi kapı vardı. Kapıyı dıkdıkladı cevap gelmemişti. "Lizzy uyuyor mu?" "Sanmıyorum senin gelmeni dört gözle bekliyordu." "Prensesim ben geldim İwa abin" kapı yavaşça açıldı. Heyecanla bağırdı küçük kız "İwa abii sonunda geldin" Saçını okşadı ve güldü. "Tabiki, geleceğim dediysem gelirim ne sandın" "Tamam siz eğlenmenize bakın bende size yiyecek bir şeyler getireyim" Liddy odanın kapısını kapatıp mutfağa gitti. "İwa abi gelsene sana göstermek istediğim bir şey var" Masanın üzerinde unicornlu bir defter vardı defteri açıp çizdiği resmi ona gösterdi. "Vay canına bu gerçekten çok güzel" Çiçekli bir bahçenin üstünde oturmuş bir kız vardı. Yanında ki erkek kıza çiçekten bir taç takıyordu. Yaşına göre oldukça iyi çizim yapmıştı. "Gerçekten beğendin mi?" Meraklı gözlerle ona baktı. "Tabiki! Benim de sana bir hediyem var gözlerini kapat" Çiçekleri burnuna yaklaştırdı. "Bu koku, zambak! Gözlerimi açabilir miyim İwa abi" "Evet harikasın" Zambakları eline aldı ve kokladı çok hoş kokuyorlardı. "Bunları hemen dikmeliyiz koparmışa benziyorsun"
"Sen burada bekle canım Liddy e söylerim ben" odadan çıktı ve mutfağa gitti. Liddy yere oturmuş düşünceli bir şekilde bakınıyordu. Yanına yaklaştı ve omuzuna dokundu. İrkilmişti "Geldiğini fark etmemişim üzgünüm dalgınlıktan unuttum getirmeyi" elinde ki tabağı aldı ve tezgaha koydu. "Liddy kapının önünde ki yazıyı gördüm. Eğer yardıma ihtiyacınız varsa size destek olabilirim" "hayır, teşekkür ederim bunu kabul edemem" "Böyle yapma ben her zaman sizin yanınızdayım" Liddy'e sarıldıktan sonra beraber zambaklar için yer buldular.

***

"Aah! Cidden çok geç kalmışım" Saçlarını karıştırdı. "Alarmı neden duymadım ki!?" Apar topar giyindi. Saçlarını düzelttikten sonra artık hazırdı. Çantasını da alıp evden çıktı. Parlak siyah arabası kenarlarında ki alev deseniyle oldukça havalı görünüyordu. Arabasına bindi ve yola koyuldu. Sürekli kornaya basıyordu. "Kahretmesin! bu iş görüşmesini de kaçırırsam bana iş yok" Hız olarak abartı yapmıyordu araba kullanırken dikkatli olması gerektiğinin farkındaydı. Kırmızı ışık yanınca durdu. Telefonu çalıyordu.
"Alo"
"Alo merhabalar Suzuki Miura ile mi görüşüyorum?"
"Evet buyrun"
"İş görüşmesi başvurusunda bulunmuşsunuz."
"Doğrudur"
"O zaman geç kaldığınızında farkındasınızdır"
"Çok üzgünüm hemen geleceğim lütfen biraz daha zaman tanıyın"
"Peki sizi bekliyor olacağım"
Yeşil ışık yanmıştı. "Neden böyle olmak zorunda ki sanki daha ne kadsr kötü olabilir!"
Arabayı sürmeye başlamıştı. Tam o sırada biri aniden önüne atıldı. Birisine çarpmanın şoku onu olduğu yerde kilitlemişti. İnsanlar toplanmaya başlamıştı. "b-bu da ne demek oluyor hayır hayır" arabadan indi birileri polis çağırmış olmalıydı "Beyfendi bizimle karakola gelip ifade vermeniz gerekiyor"
"Hayır hayır bi yanlış anlaşılma var ben, ben bilerek çarpmadım o atıldı. İntihar teşebbüsü olduğundan eminim."
"Savunmanızı varınca anlatırsınız"
"Bi dakika onu görmek istiyorum"
Sedyeye bindirilmeden önce yüzüne baktı. "Sen de kimsin?..."

----

Az buçuk içime sindi gibi ama emin olamadım >~<
Hepinizi çok seviyorum buraya kadar okuyup bana destek olduğunuz için teşekkür ederim.

----

Ağlama Diyorum(Katılım Bitti!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin