Eve döndüğümüzde kendimi Gwen ile birlikte kaldığımız odadaki yatağa attım. Çok yorgun ve bitkin hissediyordum. Telefonumu açtım ve biraz sosyal medyada dolanırsam kafam dağılır diye düşündüm. Ama aklım hala o bölmedeydi. Kim ne diye oraya bir bölme koyardı ki. Sonra yine paranoya yapıyor olabilir miyim diye düşünüyordum. Yapmıyordum.
Gwen odaya girdi. Muhtemelen üstünü değiştirmeye gelmişti.
"Ne yapıyorsun?" diye sorması beni düşüncelerimden ayırdı.
"Hiçbir şey." kısa kesmek istiyordum. O da fazla uzatmadı ve kıyafetlerini değiştirmeye başladı. O kıyafetlerini çıkarırken daha önce görmediğim bir şey fark ettim. Gwen ile çok uzun zamandır arkadaştık ancak bacağındaki kelebek dövmesini daha önce fark etmemiştim. Sonra aklıma Valencia'nın kolundaki kelebek dövmesi geldi. Tıpatıp aynısıydı. Yeni mi yaptırmıştı? Ona şimdi sormanın akıllıca olmayacağını düşündüm. Daha sonra Valencia'ya soracaktım.
Gwen üstündekileri daha rahat kıyafetlerle değiştirdikten sonra gelip yanıma oturdu.
"Ember, yaşadıklarının ne kadar zor olduğunun farkındayım ancak her zaman yanındayız. Bunun farkındasın değil mi?" demesiyle neredeyse gözlerimin dolduğunu hissettim.
"Teşekkürler." dedim ve ona sıkıca sarıldım. Çiçek gibi kokuyordu. Bedenini bedenimden ayırdı.
"Aşağı inmeyecek misin?" diyerek ayağa kalktı.
"Bavulumu boşaltacağım size sonra katılırım." dedim. Odadan ayrıldı. Bende söylediğim gibi bavulumu boşaltmaya başladım. İşimi bitirdikten sonra herkes aşağıdayken tekrar o gizli bölmeye bakmaya karar verdim. Koridorda ilerlerken eski ahşabın gıcırtısı kulaklarımı tırmalıyordu. Ayağıma bir çıkıntı değdiğinde yavaşça eğilip yerdeki halıyı kaldırdım. Olabildiğince sessiz olmaya çalışıyordum. Nedense bunu gizlice yapmam gerektiğini hissediyordum.
Çengelli tutacağı tekrardan çekmeye başladım. Ancak açılmıyordu. Daha güçlü çekmeye başladım. Yine de açılmadı. Ayrıca fazla ses çıkarıyordu. Böyle giderse biri gelecekti. Aklıma bıçakla açmak geldi. Ama bunu buraya Valencia sakladıysa eninde sonunda 'zorla' açıldığını anlardı. Bölmenin üstünde herhangi bir kilit yoktu. Öyleyse sadece sıkışmış olmalıydı. Bu kadar sıkışmış olmasının tek nedeni yılladır hiç açılmaması olmalıydı. Meraktan ölüyordum ama sabretmeye karar verdim.
Arkadaşlarımın yanına, aşağıya indim. Geldiğimi görünce yüzlerinde bir gülümse belirdi. İlk konuşan İris oldu.
"Hoş geldin Ember, şu korkaklara bir bak. Nasılda birbirlerine yapışmışlar." Gwen ve Valencia'ya doğru baktığımda onları birbirlerine sarılmış halde gördüm. İçimden kahkaha atmak geldi. Halleri çok komikti.
"Neler oluyor?"
"Korku filmi açmayı kendileri istediler ancak filmin yarısına bakmadılar bile." demesiyle onlara doğru gülümsedim. Ben korku filmlerinden pek etkilenmem. Aslına bakarsanız çoğu bana saçma gelir. İris'in bir şeylerden korktuğuna bile emin değilim. Vibranyum yanında hiç kalırdı muhtemelen. Ama V ve Gwen grubumuzun en duygusallarıydı. Korku filmlerinden çok korkar, romantik ve dram filmlerinde ciğerleri sökülünceye dek ağlarlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mona
Mystery / ThrillerHayat bazen çok zor olabilir. Ember da hayatında onu tek anlayan kişiyi kaybedince kendini toparlamakta zorlanır. Arkadaşları onu bir tatile çıkarmaya karar verir. Bu tatilde Ember bir dizi felaketle karşılaşır. Peki bu felaketlerle nasıl baş edecek?