42. CUMARTESİ

11.1K 1.1K 6.4K
                                    


.

-BEN KİMİN IZDIRABINDAN GEÇTİM?-

.
.
.

Jungkook;

Üstüm başım titriyordu, her yerim kan reva olmuştu. Ağlıyordum ve durmaları için yalvarıyordum, başıma defalarca kez darbeler almıştım. Kafamı duvarları duvarlara çarpmışlardı, bazen etimde kesikler bırakmışlardı. Çeşitli işkencelere maruz kalmıştım hızlı bir şekilde, polisler gelene kadar.

Size yemin ederim o an Taehyung'un aslında bana hiçbir şey yapmadığı fark ettim fiziksel olarak. Hayır hayır asla onun yaptıklarını savunmuyordum tabii ki! Evet canımı yaktığı olmuştu, lakin bu kadar canımın yandığını hiçbir zaman hatırlamıyordum. 

Ellerimi kaldırdım acınası bir halde. "Lütfen yapmayın, özür dilerim! Çok özür dilerim. Sa- sadece öldürseniz olmaz mı?" Hıçkırıklarımın arasından zar zor konuşmuştum, defalarca kez beni öldürmeleri için yalvarmıştım; ya beni öldürün ya da daha fazla vurmayın diye ağladım acınası bir biçimde.

Ancak karşındaki adamlar beni dinlemiyordu bile, sadece darbeler almaya devam ettim, arkamda ağlayan adamı ise zamanla duymamaya başladım. Sanırım Seokjin'i buradan götürmüşlerdi. Hâlâ evdeydik, polislerin gelmesini bekliyordum resmen. Taehyung'a ellememişlerdi. Tüm suçu V'ye atacaklarından haberdar olmuştum, şuan ki halimin sorumlusu bile V olacaktı ancak bana ne yapacakları tamamen gizemliydi.

Park Jimin davasını da, Seokjin'i de yine Taehyung'un üzerine atacaklardı. Beni ise Yoongi alacaktı, özel olarak olarak ilgileneceğini söylüyordu. Canım daha çok yanacak olmalıydı. Bir anda keşke sadece yerimde usluca otursaydım dedim.

"Yapma piç kurusu! Yapma, sana bana vur diyorum orospu çocuğu!" V ilk defa bu kadar sıkıştığının farkındaydı, böyle bir pusu beklemiyordu. Gözleri yansa da ve arada net görüşü bulanıklaşsa da sımsıkı sıkıyor ve zorla tekrar açıyordu. Öfkesi öyle büyüktü ki tüm şehri yakabilir gibi duruyordu. Gözleri bana her değdiğinde dudakları titriyordu.

"Yok, olmaz öyle. Senin özellikle izlemeni istiyorum. Deliriyorsun ya onun için, biraz daha delir hadi."

Taehyung başını iki yana salladı. Sonra bir şey fark etmiş gibi bana baktı. "V..." Birleştiğimizi zar zor anlamıştı anın kargaşası ile. "Sikeyim, şu an sana ihtiyacım vardı."

Onu hala kişiliğini çözüp çözmeme konusunda emin değildim ama bana başkasının zarar vermesi ya da alacak olması onu zaten yaralıyor gibi görünüyordu. Şimdi onu böyle görmek garipti, en az ben kadar köşeye sıkışmış gibiydi, çabaları beyhude, elleri bağlı, gözleri yaştan çok kanlıydı. Öyle ki alterimden bile yardım dileniyordu.

"Kafasına darbe bırakmayın en azından! Hasta o, yapma!"

"Aa, öyle mi? Çok şaşırdım!" Yoongi kesinlikle onunla dalga geçiyordu.

"Yapma, kişilik bozukluğu var onda. İsteyerek yapmıyor hiçbir şeyi. Kendisini korumak için alterlere ayrılıyor. Daha fazla kişiliği olacak."

"Hmm." Yoongi ona sert bir yüz ifadesi bakmaya devam etti ancak düşünüyordu, böyle bir şey beklemediği kesindi. "Seokjin hiç bahsetmemişti."

"Henüz keşfedememiştir de ondan." titrek bir nefes aldı, korkuyordu ilk defa. "Beni ondan ayırma." Gözlerinin acısından yeniden onları sıktı. "Lütfen ağzını siktiğim lütfen!" Taehyung öyle bir bağırdı ki kafasını sallayarak, ben bile yerimden sıçradım. Hatta Yoongi bile bir adım geri kaçmıştı rahatsız olmuş gibi.

7 DAYS / Taekook +18 ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin