47. PAZAR

10.7K 958 4.4K
                                    

.

|BAŞKA BİR EVRENDE, EN GÜZEL HALİNLE|

.

Şimdiki zaman 2063;
Jungkook.

Bu oldukça çılgıncaydı.

Yani sanki öldüğüm an rüyadan uyanmışım gibi hissettim ve belirli renkler gördüm. Bu renkler bir aktarma yapıyormuşum gibiydi. Sanki çok hızlı bir trendeydim ve her şeyi bir pencereden geçer gibi gördüm. Ama bir trenin içinde değildim, sadece her yer koca bir şeffaf pencereden ibaret gibiydi ve bu sonra yavaşladı. Işık hüzmeleri gözümü aldı. Birkaç dakikaya sesler olduğunu fark ettim ve sıcak soğuk kavramları zamanla tenime hücum etti.

Birkaç saniye gözümü açık tutmak istedim en azından ama yapamadım.

Bir yerden çıkarıldım ve biri beni adeta kucakladı. Bu sarılmak gibiydi, belki de zaten öyleydi ama beni gerçekten sımsıkı sardılar, üzerime konulan bir battaniye ile birbirine bağlanmış kirpiklerimi çözmeye çalıştım, ne kadar başarılı olduğum ise müphemdi.

"Ah, kardeşim benim! Tanrım, sana hiç kızgın değilim lütfen iyi ol."

"O zaten iyi olacak endişelenme."

Sonra yeniden derin bir uykuya daldım, kendimi toplamam için buna ihtiyacım varmış.

***

"Uyandı uyandı, toplayın herkesi!"

Pekala bu sefer gerçekten ayıktım, karşımda sanki tanıdığım ama aynı zamanda tanımadığım insanlar varmış gibi hissediyordum. Karşıma önce sarı saçlara sahip biri çıktı. Dudakları ip iriydi, gözleri gülünce yok oluyordu. İlk onu gözüme kestirdim çünkü en yakınımda olan oydu. Ne kadar da mutlu görünüyordu.

Yine de onun hakkında en çok dikkatimi çeken şey bana oldukça tanıdık gelmeseydi, yine de bunu fazla umursamadım. Sadece ilk yerimi yadırgadım, bu yüzden bağırdım.

"Neredeyim ben?! Siz kimsiniz?"

Hepsi rahatlamış gibiydi ve sarışın olan adam bir başka adama sarıldı. "Şükür, ona geri kavuştuk."

"Ben size demiştim." Bir kadın onlara sarılmadan sevinçlerine ortak oluyordu.

Tek kaşımı kaldırdım ve onları sorgulayacak biçimde baktım. Sonra nerede olduğumu algılamaya çalıştım, bir hastane odasına benziyordu yine her yer beyazdı. Umarım bu açmadığım herhangi bir oda değildir? Neden her yer beyaz? Oh, yoksa yine mi rüya?

"Taehyung... Nerede?"

"Ah, şuna bakın, ilk sorduğu kişiye bakın. Nerede olacak? Hapishanede. Tabii ki her zaman oradaydı yani, tabii işler biraz değişti. Siz değiştirdiniz."

Her zaman derken? Ağrıyan başımı ellerim arasına alırken aşağı kayan gözlerim ile kıyafetlerimi fark ettim.

Üzerime baktım, altımda siyah bir eşofman ve onun üstümde de rastgele siyah bir tişört vardı. Saçlarım kuruydu, elimde yüzümde herhangi bir yara yoktu ve ağrı sızı da hissetmiyordum. Sadece çok uyuduğum için eklemlerim tutulmuş gibiydi.

"Sakin ol Jihyo. Kendine gelmesi biraz zaman alabilir. Henüz eski belleği yüklenecek de ohoo (!)"

"Ne diyorsunuz?"

"Biraz zamana ihtiyacın var, çok değil belki de bir yarım saat sürebilir. Orada ne kadar fazla kaldıysan, bu süre o kadar uzayabiliyor. Benim sadece yirmi dakikamı aldı her şeyi hatırlamam. Ayrıca ben de bu sabah uyandım. Benim için de her şey yeni."

7 DAYS / Taekook +18 ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin