Bölüm 9

2.3K 119 3
                                    

"Daha burada çok kalacak mısın Saul?" dedi bölgenin Alfası. Yediği yemekten kafasını kaldırıp göz göze geldi Saul alfa ile. Ona ne demeliydi? Kalması için geçerli sebebi olmalıydı ama on yıldır var olan katı bir kuralı;çok önemli bir kuralı çiğnemek yada bunu çiğnediğini açıklamak... "Sana gerçeği yalnızken anlatmak isterim Alfa." kaçarı yoktu Saul'un anlatmalıydı sormalıydı danışmalıydı. Bir alfanın oğlu olabilirdi ama hala bilmediği görmediği öğrenmediği çok şey vardı. "Yalnız olmamıza gerek yok, her şey kulağıma az çok geliyor açık konuşalım çünkü önemli bir sıkıntımız var sanırım." Alfa gayet ciddiydi. İstemeden yerinden huzursuzca hareketlendi Saul.

"Alya, ben ona kendimi gösterdim." Dedi lafı dolandırmadan. Küçümseyici bir hırıltıyla karışık kıkırdama duydu Alfa dan ona baktığında kafasını onaylamaz şekilde sağa sola sallıyor fakat yemeğini yemeye de devam ediyordu. 

"Mery bu kız neden hep bizim likanların ilgisini çekiyor anlamıyorum. Şimdide başımıza bir kurt adam sorunu çıkarıyor." Alfa eşine dönmüş şikayet ediyordu Saul orda yokmuşçasına. Kulakları hala söylediklerini kafasında geçiriyorken kırmızı harflerle 'HEP BİZİM LİKANLARIN İLGİSİNİ ÇEKİYOR' başkası da mı vardı? "Bizim likanlar derken?" sesindeki tehditkâr hırıltıyı bastıramamıştı Saul. 

"Alya o çok farklı biri, çocukluğundan beri biz doğa üstü varlıkların hep ilgisini çekti. Ama ne hikmetse hiç bir zaman bizi öğrenemeden bir şekilde sıyrıldı bir kaç sene öncesine kadar. Bir leopar adamla eşleşti tabi o bunu bilmiyordu. Sürüler arası gelen kuraldan dolayı birlikteliklerine asla izin verilmedi. Eşi onu reddetmek zorunda kaldı..." biraz duraksadı Alfa eşi Mery fırsatı yakalayınca araya girdi "O çok güçlü biri illaki bir hikmet var ki sizlerin ilgisini çekiyor. Unutma Keço bende onun gibiydim" bakışları Alfaya kilitlenmiş ve bir şey anlatmak ister gibiydi. 

"Leopar eş şu an nerede?" İçimdeki kurt Leopara karşı bir yerden onu reddettiği için minnettardı ama oda ona sahip olamayacaktı. 

"Leoparlarımız bizler gibi halkın arasında, onlar birbirlerini beraber iş yerlerinde bulmuşlardı. Ama ret gerçekleştikten sonra neler olduğundan haberim olmadı." omzunu silkerek " Pekte ilgilenmedim. Sonuçta ifşa olmadık" dedi Alfa. 

Saul içinde bir sinir dalgası hissetti. Yemeğini  aceleyle bitirip izin isteyerek ayrılmıştı. Alya'nın neler yaşadığını tahmin bile edemezdi. Gerçek eşi tarafından reddedilmişti, kırılmıştı, parçalanmıştı ve o kırgın haliyle kendini ona açmıştı. üzerinde kan kokusundan başla bir şey yoktu. Yakınlık babında hiçbir erkek yanında yoktu uzun zamandır bunu tenindeki kokusundan da anlayabiliyordu geçen geceki birlikteliklerinden erkekliğini saran kadınlığından da biliyordu. 

Alfanın yanından ayrılır ayrılmaz soluğu Alya'nın evinin önünde aldı. Evde değildi, bekledi sabaha kadar. Kulakları çakıl ezilme sesiyle dolunca kendine geldi. Arabadan inerken Alya'yı süzdü; solmuş bir üniforma içinde harap, gözlerinin altında uykusuzluktan mor halkalar vardı. Bedenindeki üzüntü kokusu burnunu kırıştırmasına sebep olacak kadar çoktu. İşte onu bu denli yaralayacak ne olduğunu merak ederek ve saatler önce duyduklarına da dayanarak yanına koştu. Onu fark ettiğinde Alya şaşırmış ve korkmuş olacak ki ellerini göğsünde birleştirip geri adım attı gözleri fal taşı gibi açılarak. Saul'u tepeden tırnağa süzdü. "Gerçekten ikiz gibisiniz" dedi Alya ve kafasından bu fikri atmak istercesine kafasını küçük bir köpek yavrusu gibi salladı. Evin girişine doğru hareket ettiği sırada Saul onu elinden tutup kendine çevirdi ve göğsüne bastırdı kocaman kollarıyla onu sararken Alya hareketsiz ve iki kolu yanlarından salkıyordu. Saul şimdi hiçbir şey düşünecek durumda değildi. Kırılmış bir kalbi iyileştirmek. Görevi belki de buydu. Herkesin canı cehenneme... 

BENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin