kulaklıklarımı takmıştım, kalbimdeki bu ağır hissin geçmesini bekliyordum. gem benim erkek olup olmadığımı düşündüğünü söylediğinde arkamı dönüp kaçmıştım ve okulun arkasında sadece benim bildiğim, orda azacıkta olsa huzurlu hissettiğim yere gelmiştim. canım çok acıyordu, hayatım boyunca hiç kimsenin beni bu kadar üzdüğünü hatırlamıyorum açıkçası. kulağımda çalan şarkıya odaklanmaya çalışıyordum ama şarkının strange birds olduğunu idrak edince ağlama şiddetim artmıştı.
bu yüzden elimi tut ve mükemmel bir şekilde boşlukları dolduralım, birbirimize yuva olalım.
ben senin için yaratılmışım, sende benim için...
her zaman farklı tipleri severdin.
şimdiyse senin dünyana uçmak istiyorum.
duyulmak istiyorum...
yaralı kanatlarım hala çırpınıyor.
her zaman içimdeki yabancıyı sevdin...
beni, çirkin güzelini.bu sözler bana kendimi anımsatmıştı, bu şarkıyı ilk dinlediğimden beri kendime yakın hissediyordum. yüzümü dizlerime gömüp ağlarken sırtımda bir şey hissetmiştim, yanımda biri olsada pek umrumda değildi aslında zaten kulaklığım olduğundan sesinide duyamıyordum. yüzümü kaldırmayıp ağlamaya devam ettiğimde kulaklığımın birini çıkarıp bana seslenmişti "fot! yüzüme bakar mısın? lütfen?" yanımda olan kişi kimdi bilmiyordum ama yüzüne bakmamı istiyordu. yüzümü yavaşça kaldırdığımda göz yaşlarımdan dolayı kim olduğunu kestirememiştim, ellerimle gözlerimi silince karşımda p'phuwin'i görmüştüm. "nong bir şey olmuş belli, gem ile mi ilgili?" şuan p'phu'ya anlatacak gücüm olduğunu pek sanmıyordum sadece sokulup ağlayabileceğim sıcak bir yer arıyordum ve bu da p'phu'nun omzu olmuştu. hıçkırıklarımın arasında arada pi'nin bana "geçti fot bir şey yok ben burdayım!" demesini ve saçımı okşamasını hissediyordum. ağlamam yavaşladığında p'phu bana su alıp geleceğini ve bir yere kaybolmamı söylemişti ama ben dinlememiştim. kim olsa dinlerdi ki? orda kalırsam her şeyi pi'ye anlatmam gerekecekti, anlatırsam büyük ihtimalle gem ile kavga ederlerdi ve ben kavga etmelerini görmeye hazır değildim...
kulaklıklarımı geri takıp eve doğru yürümeye başlamıştım, arada gem'in söylediği cümle aklıma gelince gözlerim doluyordu ama düşünmemeye çalışıyordum. eve vardığımda annemin yüzüme iğrenmiş bir ifade takınıp baktığını görüp duraksamıştım, aslına bakarsak o bana hep böyle bakardı. niyesine gelecek olursak bir kız gibi ifadeler, hareketler yaptığımı ve onu iğrendirdiğimi söylerdi. kulaklıklarımı çıkarmadan odama doğru yürürken çantamı tutarak beni hızlıca çekmişti, kulaklığımın birini çıkarıp ona baktığımda "yine ağlamışsın! ne zaman böyle olmayı bırakacaksın? senden tiksiniyorum!" demişti, aslında annemin sözlerini o kadar takmazdım ama gem'in dediklerinden sonra üstüme gelmesi beni sinirlendirmeye yetmişti. "madem benden bu kadar tiksinip nefret ediyorsun beni atsana! sana ciddi söylüyorum, beni bu evden at! ikimizde birbirimizin yüzünü görmeyelim!" sinirle ağzımdan çıkan kelimelerdi annemin ciddiye alacağını sanmıyordum. bir anda yukarıya doğru çıkıp elinde eşyalarımla gelmesi beni şaşırtmıştı, yüzüme doğru fırlattığı eşyalarımla birlikte konuşmuştu "siktir git bu evden! yüzünü bile görmek istemiyorum!" bu cümlesiyle yere düşmüş kıyafetlerimi toplayıp kaçmıştım. nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyor olsamda sevgi hissetmediğim bir yerde kalmak istemiyordum. p'phu'ya bu olayı anlatsam büyük ihtimalle seve seve beni evinde karşılardı ama ona yük olmak istemiyordum. sırtıma taktığım çantamla düşünerek yürüyordum, annemi pek sevmezdim durmadan bana hakaret eder ve bir kız gibi olduğumu üstelerdi. yere bakarak yürüyordum hızla gelen araba boru çalmasa büyük ihtimalle şuan altında kalmıştım, arabadan inip "fot?" diye bana seslenen çocuğa baktığımda karşımda ağzında sigara ile duran gem'i görmüştüm. evlerimizin yakın olduğunu unutup onun evinin olduğu mahalleye kadar yürümüş olmalıydım, şu an onu görmek bana eziyet gibi bir şeydi. elimdeydi sigarayı söndürürken "gözlerin kıpkırmızı olmuş, sen ağladın mı?" bu sözleri söylerken yavaşça elini sağ gözümün altına yerleştirmişti ve yavaşça okşuyordu. ona orda izin vermemem lazımdı biliyorum ama canım o kadar yanıyordu ki beni birazda olsun seviliyormuş gibi hissettirmesine izin vermiştim, bir süre gözümün altını parmaklarıyla okşaladıktan sonra "benim yüzümden mi? canını mı yaktım?" bu sorusuyla birlikte ona ne diyeceğimi bilemeyip yakalanmamak için annemin beni evden atma yalanını söylemeye karar vermiştim. "annem beni evden attı" bu sözlerimden sonra sessizlik olmuştu, gem'in beni kendine doğru çekmesiyle irkilerek şaşırmıştım. o bana sarılıyor muydu? ve konuşmuştu "benimle kalabilirsin fot! bunun için üzülmene gerek yok o kadından kurtulmana sevindim" gem'in anne babası yurt dışında yaşadığı için yalnız yaşıyordu ve şimdide evini beninle paylaşabileceğini söylemişti. o evde bulunmak istemiyordum çünkü mook'un gem'in evine girip çıktığını biliyordum, reddetmeye çalışıp p'phu'da kalacağımı söylediğimde inat edip beni evinin içine sürüklemeye başlamıştı bile, kaçışım yoktu. gem ne zaman çok inat etse istediğini alırdı ve bu konudada her zaman olduğu gibi çok inatçıydı. aslına bakarsak kaldığı ev güzel ve hoştu en azından benim annemle yaşadığım eve girdiğimdeki huzursuz hava bu evde yoktu ve bu beni mutlu etmişti. etrafa bakarken gem'in bana baktığını fark etmiştim "gem yüzümde bir şey mi var?" diye sorduğumda gözlerinin içinden üzgün olduğunu anlayabiliyordum "kızarmış gözlerini sevmedim!" gem'in ağzından çıkan bu kelimeler karşısında şaşırmış bir şekilde ona bakıyordum...
yeni bölüm geldi wuhuuuuu💗💗💗🥳🥳🥳🥳