yavaşça love'ın yanına gidip kolundan çekmiştim, kafasını çevirip bana baktığında anlamadığı yüzünden belli oluyordu. kafamla ona işaret ederek benimle gelmesini söylemiştim, anladığında beni takip etmeye başlamıştı "love senden birşey isteyeceğim?" bu soruya karşılık olarak love yüzüme bakıp kafasıyla onaylamıştı. "gem'le biz konuşmuyoruz acaba sen benimle grup olur musun? en azından bu etkinlik için?" gülümseyerek bana bakıyordu ve kıkırdayarak "fot gerçekten çok tatlısın ama milk'e söz verdim" *gem'le böyle bir etkinlikte birlikte olamam, ona olan kırgınlığım ayrı hislerim ayrı zaten offf sikecem* diye düşünürken love parmak ucuna kalkıp kulağıma "hem yalnızda kalırsınız! sizi ne zamandır shiplediğimi biliyorsun nong!" kıkırdıyordu. evet doğruydu love ikimizlede lisenin başında tanışmıştı ve o zamandan beri ikimizi shiplediğini, çok yakıştığımızı ve ruh eşi olduğumuzu söyleyip duruyordu. love'ın yüzündeki gülümsemeye karşılık olarak ona samimi olmasada bir gülümseme vermiştim ve birlikte milk ve gem'in yanına yürümeye başlamıştık...
öğretmen bir iki kere mikrofona vurduktan sonra "evet çocuklar, şimdi sesimi herkes duyabiliyor! kağıtlarınızı yere koydum, yerlenize geçin etkinliği başlatıyorum" dediğinde herkes eşiyle kağıtların önüne geçiyordu. bende oflayarakta olsa yerde duran kağıdın yanına geçmiştim, kafamı yerden kaldırmıyordum ama gem'in karşımda durduğunu görebiliyordum. aslına bakarsak gem konuşmayı çok sevmezdi havalı takılmayı daha çok severdi, her gün eve farklı bir kız atan tiplerdendi kimseyi sevmezdi ama birgün okulda yürürken mook'u gördüğü an ona aşık olduğunu iddia etmişti. harbiden aşk neydi? gem aşkın ne olduğunu biliyor muydu? yoksa kızı kullanmak hoşuna mı gitmişti? bunlar aklıma takılan sorulardı. öğretmen kağıtların üstüne çıkın dediğinde irkilerek düşüncelerime son vermiştim ve kağıdın üstüne basmıştım, gem işi kolaylaştırmak adına bacaklarını açmış ve benim rahat duyabilmem için bana bir yer ayırmıştı *karnede 100 olayını duydu tabi kazanmak istiyor* birkaç dakika öyle bekledikten sonra öğretmen yandan bir küçük boy olan kağıdı alıp onun üstüne çıkmamızı istemişti, gem kağıtları değiştirirken bile ona bakmamaya özen gösteriyordum, göz göze gelmek istemiyordum. kağıdın üstüne çıkabilirsiniz komutu verilince kağıt küçüldüğü için dengede durmakta zorlanıyordum gem bunu anlamış olsa gerek bir ayağıyla parmak ucuna kalkıp bana daha çok yer açmıştı, konuşmuyorduk ve bu canımı yakıyordu. aslına bakarsak saçmalayan bendim, gem'i kendimden uzaklaşmaya zorlayan bendim bu yüzden kendimden nefret ediyordum. ona hissettiğim bu duygular doğru değildi, hissetmemem gereken hislerdi. kağıdı küçülmemiz için bir komut daha gelince kağıdı değiştirmek için eğilmiştim ki kafamı bir şeye vurduğumu hissederek kafamı geriye aldım ve acıyla gözlerimi kapatmıştım. karşımdaki kişi kafamı tuttuğum elimi tutup "fot acıdı mı? özür dilerim, ben önüme bakmıyordum" bu ses gem'in sesiydi, gözlerimi açtığımda karşımda dikilmiş bana bakıyordu "sorun değil, benim hatam dikkatsiz davrandım" dediğimde bana bakıp anladığına dair kafasını sallamıştı. kağıdı koyup üstüne çıktığımızda kağıt o kadar küçülmüştü ki ikimizinde durması imkansız gibiydi ve bu duruma karşılık olarak bir sürü çift düşüp eleniyordu. gem'le çok yakındık ve bu beni tedirgin yapıyordu, dengemi kaybetmemek için nefes bile almıyordum ama çok zordu düşüyor gibi olduğumu hissettiğimde belimde bir el hissetmiştim. bir süre gem'in belimi tutmasına izin verdikten sonra kağıdı dahada küçülmemiz gerektiği söylenmişti. gem'in yere koyduğu kağıda bakınca bu kağıdın üstüne ikimizinde durmasının imkansız olduğunu fark etmiştim, gem'inde bunu anladığına emindim yüzüme bakıp "seni kucağıma alacağım, izin ver olur mu?" konuşmakta iyi olmadığı bu cümlesinden belliydi. beni kucağına almasını sorun eder miydim? bu soruyu düşünmek isterdim ama vaktimiz olmadığından kafamı sorun olmaz dercesine sallamıştım. kağıdın üstüne basıp kucağına gelmemi ister gibi kollarını açtığında yanına doğru yaklaşıp beni kucağına almasına izin vermiştim, bütün çiftler elenmeyi sürdürürken gem beni kucağında hiçbirşey yokmuş gibi taşıyordu. son tura iki çift kalmıştı ilk çift gem ve ben diğer çift ise başka bir şubeden iki kızdı, soracak olursanız evet milk ve love elenmişti, love'in dengesini kaybedip düşmesi sonucu elenmiştiler. yerde duran kağıt tek ayak üstünde durabileceğimiz büyüklükteydi ve açıkçası gem'in hem kucağında beni taşıması hemde tek ayağı üstünde durması biraz zor olacaktı, bunu düşündüğüm için ona "beni taşıyamazsan lütfen bana söyle direk kucağından ineceğim" demiştim ama gem inatçı görünüyordu "ağır bile değilsin, bazen erkek olup olmadığını düşünüyorum" bu cümlesi beni kırmıştı ve ağlamak için kendimi zor tutuyordum. gözlerim dolmuştu, beni erkek olarak görmüyor muydu? onun gözünde ben neydim ki zaten? dolu gözlerimle yüzüne baktığımda bir şeylerin ters gittiğini anlamış gibiydi "ben senin için neyim ki zaten? aslında cevabı biliyorum. koca bir HİÇ BİR ŞEY!" bu sözler ağzımdan çıktıktan sonra arkamı dönüp kaçmıştım, evet karne notum önemliydi ama kalbimi kırıp beni bir hiç olarak gören birinin yanında duramazdım...
23.5'da gemfot'un oynamayacağını öğrendikten sonra tiktokdaki editleri izlemeye çalışıyorum...
hop selam kankilerimm🤟🤟🤟yeni bölün geldi sonunda wuhuuu🥳🥳🥳🤙🤙🤙