Tuhaf akşam yemeği

224 23 0
                                    

Kolundan dürtüklenmesiyle gözlerini araladı cadı . Karşısında bir asker ona benimle gel demişti . Kendini süzdü cadı dinç hissediyordu ama eski enerjisinin esi bile yoktu üzerinde .

Ayağa kalktı  ilerledi cadı muhafızı takip ederek . Etrafı inceliyordu aynı zamanda . Siyah tonlarında taşlarla döşenmiş yollar ,duvara asılı meşaleler vardı . Biraz yürümenin sonucunda kocaman bir yemek salonu karşıladı onu . Nekadar çok insan vardı hepsi burdamı yiyordu .

Tahta masalar vardı fakat ilerledikçe gümüşten ,altından ve odanın sonunda tamamen görkemli taşlarla döşenmiş bir taht ,yemek masası bulunuyordu . Anladıki bu sarayın sahibinin masasıydı şaşırmıştı hizmetkarlarıyla birmi yiyordu . Muhafız altın masada durmuş komutanına seslenmişti . Tüm salon kırık beyaz kaftanıyla zariftik ve güzelliğin beden bulmuş haline bakıyordu , kimse daha önce görmemişti , meraklı bakışlar atıyorlardı .

"Daha iyi görünüyorsun kaçak " ve çapkın gülüşünü gösterdi ona komutan.
"Teşşekür ederim " diyip komutanın onun yanına gelmesini belirten işaret ile yanına doğru adımladı . Komutan hemen ayaklanıp onun sandalyesini çekmiş oturması sağlamıştı . Cadı Teşşekür anlamında bir gülümseme vermişti komutana .

"Evet gelindiğine göre anlat kimsin ? "
Cadı ona baktı ne diyeceğini düşündü hiç düşünmemiştiki ne söyliceğini .
"Gözlerimi açtığımda ormandaydım , sürünerek kapının önüne kadar gelebildim ve karşındayım işte "

Alex düşündü istediği cevap bu değildi . Ama cadının konuşmaya belliki niyeti yoktu . Hissediyordu normal biri değildi karşısındaki beden . Düşünmüştü akşama kadar . Ögün hissedilen güç dalgası kesin bu bedenden gelmişti buna şimdi daha çok emindi .

"Adın nedir ve kimsin burada ne işin olduğunu anlatmalısın , bir komutan olarak sana iyi davranmaya çalışıyorum hiç yapmadığım şekilde . Ama komutan olarak senle konuşmamı istiyorsan emin ol o masa bu masa olmazdı "

Cadı etkilenmemişti , fakat bu adamında gücünü hissediyordu . Normal bir kale değildi belliki çok güçlü bir imparatorluktaydı bu adamı nasıl geçiştireceğini bilmiyordu çünkü yorgundu kimliğini söyler ise onu alıkoyabilirdi gücünü kazanamaması için ona türlü işkence edebilirlerdi korkuyordu .
Ama herzamnki gibi iç sesini dinlememişti

"Ben poena, bir cadıyım . Bi baloda olduğumu hatırlıyorum en son , tahmin edersinizki cadılarla dolu bir salondaydım devamını hatırlamıyorum buradayım işte "
(Poena:iki başlı bir tanrı bir başı iyilik bir başı intikamcıdır. İki cinsiyetli tek bedendir cezacıdır )

Demek poena . Adı nekadarda uymuştu minik bedene tabi o güç ona aitse . Alex düşündü evet ona aitti bu evrende ve kahinatta bukadar güçlü tek bir poena vardı . Oda evrenin yaratıcılarının yarattığı ilk güçlerden gelen güçlü cadıydı. tam karşısındaydı . Cadı anlamıştı kim olduğunun farkında olduğunu .

Alex'in endişeli bakışlarından anlıyordu
"Demek böyle zayıf ve kısa bir bedendeymişsin poena senin kim olduğunu hep merak ederdim ama şaşırdım. Güzel olduğun biliniyordu fakat bukadar güçsüz görünmen beni şaşırttı " piçimsi gülümsemesini atmıştı zarif cadıya .

Ondan tabiki korkmuyordu kendisi gecenin yaratıcılarının parçalarından yaratılmış abisi kadar güçlü olmasada oldukça güçlüydü poena ile eşit güçlere sahipti yada öyle zannediyordu .

Ama abisi tam anlamıyla eşitti ona emindi . Fakat cadının güzelliğinin altında yatan hayat tamamen güzelliğiyle maskelenmişti. Kendisi yıllarca tatlı ve güzel görüntüsünün altında cezalar vermesiyle ünlüydü.

𝙼𝚊𝚛𝚒𝚎 𝚕𝚊𝚟𝚎𝚊𝚞 - 𝙶𝚊𝚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin