Beklenmeyen müttefik

100 16 0
                                    

İyi yada kötü neydi , kim belirlemişti bu kavramları. Zulme zulüm ile karşılık verince kötü oluyordunuz fakat intikam adı altında aynı zulmü yapınca anlaşılabilir oluyorduk . İntikam için çıkmıştı yola zarif cadı , amacını gerçekleştirecekti bundan emindi fakat bu milyar yıl yaşındaki kaleden kurtulmak epey zordu . Hoş kalenin sahibi kaledende zordu .

Gözlerine vuran hoş ışıkla yumduğu gözlerini araladı cadı , dün geceki konuşmadan sonra lordu ikna edemiceğini anlamış umutsuzlukla gözlerini yummuştu terasın koltuğunda. Bir süre etrafı inceledi , madem kaleden gidemiyordu kaleyi fetih edecekti. Gittiği her kaleden çaldığı enerji ile yoluna devam eden cadı istemeden geldiği kaleninde enerjisini çalmayı düşündü . Ama hiçte kolay değildi öyleki  Okadar güçlü büyüyle korunuyorduki cadı hissetmemişti bile enerjinin kalbini.

Bunu tahmin ettiği için en sonki  durağı gecenin imparatorluğuydu ama olan olmuştu birkere düşmüştü buraya. Nasıl yapacaktı , bu imkansızdı mattew fark etmeden çalıp gitmesi çok zordu . Lord anında fark ederdi ve gözünü kırpmadan cadıyı yok ederdi . Cadı umutsuzlukla yerinden kalktı bu son zamanlar alışmıştı artık hep umutsuzdu. Giyinip bahçeye inecekti , gözleriyle odayı taradı henüz çok erken saatler olduğu için lord yatıyordu .

Cadı lorda bakınca şaşırdı uyurken ne kadar mahsumdu. İçten içe güldü cadı az önce o gecelerin lorduna mahsum mu demişti . Büyülü sandığı açtı cadı giyinecek rahat bişeyler istiyordu şayet eğitimine devam edecekti . Mathew diğer enerjisini çaldığı kalelerdeki salak krallar gibi değildi adı üstünde o bir imparatordu . Dokuma üzerinde ilerlicekti cadı en azından kaçarım diye düşündü . Krem düz saten salaş bir gömlek ve alt seçti . Üzerine krem düz kaşmirden yapılma paltosunuda aldıktan sonra herzamnki o nefes kesici zarifliğine bürünmüştü bile.

Kapıdan çıkar çıkmaz herzamnki gibi muhafızlar karşısında dikiliyordu .
"Efendim lordun kesin emri çıkamazsınız"
Doğru ya lord odadan bile çıkmasına izin vermemişti fakat kimin umurunda.
Basit bir el hareketiyle iki muhafızıda bayılttı  cadı . Hedefi bahçeydi  hızlı adımlarla bu koca kalenin sisinden kurtulmak biraz cazip gelmişti.

Gelen acı inleme sesleriyle gözlerini araladı gecelerin efendisi . Bir gün olaysız geçmicekmiydi gerçi kainatın en tehlikeli cadısı hala kalesindeyken bu mümkümüydü asla . Kapısını araladıktan sonra yerde yatan iki muhafızı artık garipsemiyordu lord . Alışmıştı cadı her defasında muhafızlarını bayıltır ve giderdi.

Lord üzerini giyinip cadının bu saate nereye gittiğine bakacaktı , kaçacak hali yoktu bundan emindi kendisi bile kaçmaya çalışsa ülkenin etrafındaki bariyeri aşmaya o bile zorlanırdı. Bu cadının hain planlarını öğrenmek zorundaydı şayet biliyordu uzun yıllardır susan sessizliğe gömülen cadıların bir planı olduğunu hissediyordu.

Sorunsuz bahçeye geldiği için sevinmişti cadı başka muhafızlar engel olmaya çalışmamıştı ona zaten bu saatte uyanık komutanda yoktu .
Dev bahçeye baktı cadı , ne güzel bir bahçeydi . Her taraf ufak göllerle doluydu , minik şelaleler özenilmiş çiçekler , ağaçlar onu huzurlu hissettiriyordu doğa onun bazen çocuğu bazen ebeveyniydi. Açık yeşil akan berrak şelalenin yanına adımladı cadı paltosunu çıkarıp göletin kenarına oturdu Bağdaj kurup.

"Her başlangıcın bir sonu her sonun bir başlangıcı , yaşam ile ölüm ölüm ile yaşam ipi , yoktan var eden var edeni yok eden tek gerçek büyü adına ruhumu serbest bırakıyorum."

Bağdaş pozisyonunda yerden yükseldi cadı ruhundan akan beyaz hüzmeler, şelaleye doğru akıyordu . Böylesine kutsal gücü şelale zevk ile karşılamıştı , tüm şelale cadının gücü ile dolmuştu artık akan su bile ışık saçıyordu.
"Ka me ya tane vex bi lahem en ti camxilafor ti birilkone me fax "

Tüm zaman durmuştu gine o kutsal sözlerle cadı transa girmişti . Doğanın ona en güzel hediyesi dokumaydı bu sözler ile başka bir zaman evrenine geçiyordu cadı. Astral seyhat gibiydi bu yolculuk başka bi evrende ayakta açtı gözünü cadı . Gine o korkunç karanlık ormandaydı hep çok korkardı gücünden asla bu ormana gelmek istemiyordu ama bu sefer mecburdu .

Etrafına baktı zarif cadı , her taraf karanlık , ağaç ve yapraklardan önünü bile göremediği bu ormanın  gücü ile alakası ne vardıda buradaydı. Biraz ilerledi ve yıllardır sürekli geldiği bu ormandaki canavarlardan sonra ilk defa bir insan görmüştü .

"Kimsin sen ?"

Güzel genç kız gözlerini kaldırdı ve ona seslenen oğlana çevirdi. Sonunda bulabilmişlerdi birbirlerini .

"Demek sonunda beni bula bildin doğanın çocuğu " 

Zarif cadı adımlarını genç kıza doğru yönlendirdi demekki bu kız onu tanıyordu. Gücünü topladı kalbinde olası bi çarpışmada kendini hazırlıksız bırakmak istemiyordu bu evrende başına ne gelir bilmiyordu .

"Ne aradığımı bile bilmiyorum sadece her gücümü kullanmak istediğimde burda buluyorum kendimi cevaplara ihtiyacım var sanırım bana yardım edecek olan sensin" genç kız eliyle onu takip etmesini istedi . Birlikte birkaç dakika ilerlediler karşısındaki tahtadan yapılma küçük konağı görene kadar.

"Sana cevapları vereceğim cadı içeriye gelmen gerek canavarlarla uğraşmak istemeyiz değilmi " cevap bile beklemeden içeri girmişti genç kız.  cadı kararsız adımlarıyla kızın arkasından gitti. İçeriye girdiğinde göz gezdirdi etrafına tehlike varmıydı merak ediyordu.

İçerisi oldukça eskitme ağaç kabuklarından yapılmış eşyalarla doluydu. Evin farklı bir kokusu vardı tıpkı bir kütüphane gibi.  Eliyle koltuğu işaret etti genç kız zarif cadının oturması için.

"Ruhunun nasıl karanlık , günahlarının ne kadar çok olduğunu görmen için bütünü olduğun doğanın ormanı burası cadı aslında burası sensin."

𝙼𝚊𝚛𝚒𝚎 𝚕𝚊𝚟𝚎𝚊𝚞 - 𝙶𝚊𝚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin