Farkediş

79 13 3
                                    

Pişmanlık... neden pişman olurdu insan hata yaptığı içinmi ? kırdıkları içinmi ?yetermiydi bazen pişmanlık . İki kelime onarırmıydı yaşanmışlıkları özür dilerim. Cadı özür bile dilememişti aldığı canlar, bıraktığı hasarlar, yok ettiği hayatlar , pişmanmıydı şimdi? o da bilmiyordu. Biliyordukki cadının bi amacı vardı. O amaç için onlarca krallığa kalelere gitmiş kralların kraliçelerin güvenini , ilgisini , aşkını kazanmış hepsini birer birer kandırmıştı.

Kalelerin kendine has gücü , enerjisi vardı. Cadı ilk basit kalelere gitmiş hepsinin fark ettirmeden  enerjisini çalmıştı. Yerinede yeni bir büyü koymuştu . O koyduğu büyü bizzat zarif cadıya hizmet ediyordu yani bir nevi kale cadıya ait oluyordu cadıya itaat ediyordu. Her gittiği kalede bir kaç yıl geçirip türlü numaralar hileler ile kralları kraliçeleri ölmüş süsü verip taht sahibinide değiştirip başka kaleleri hedef alır giderdi.

Yaptığı bu oyun ilk ilgi çekmesede döneminin yönetici ulusların yardımcılarının dikkatini çekmişti . Fakat hilenin ve oyunların prensi zarif cadı bu ihtimalide düşünüp bir oyun yazmıştı . Gerçi yazdığı oyun yalan sayılmazdı , cadının maskelerine kapılmayan kimse olmuyordu . Cadıda herkesi aşık ettirdiği dedikodusunu dünyaya salmıştı.

Çoğu zaman savaşların çatlaklarından sızardı . Güçlü krallığı yenmek için 2 basit prenslikler birleşir savaş ilan ederdi krallıklara. Poena tam o esnada belirirdi krala yardım edeceğini söylerdi .

"Sayın kral freezom ben güç için açılan savaşları asla onaylamam. Ülkenizin halkı ,çocukları sebepsiz ölmemeli vicdanım kaldıramaz "

Hep bunun gibi oyunlarla kralların kraliçelerin güvenini kazanır , eşsiz büyüsüyle prensliklerin üzerine gazap yağdırır gibi ustası olduğu ateşten yağmur yapıp yağdırırdı askerlere. Büyücüler ne kadar engel olmaya çalışsada evrenin oğluna nekadar direnebilirlerdiki hemde krallıkların orduları onlarla karadan savaşmaya devam ederken.

Bu savaşlar cadının hep aleyhineydi, krallıkların enerjilerini değiştiği gibi savaş açan tarafında enerjisini çalmaya fırsat bulurdu. Cadı savaş çıkmazsa bile aşık ettirdiği komutanlar arasında çatışma çıkarır iki ülkenin birbirine düşmesini mutlaka sağlardı. Cadı tüm ömrünü resmen amacı uğruna harcamıştı bu oyunlarla. Lakin hala ulaşamadığı onlarca ulus vardı ve bu uluslar yıkım bıraktığı ülkeler gibi değildi.

Güçlülerdi , politikaları kuvvetliydi lakin poena halledeceğini düşünürdü hep taaki matthew savaş bitirene kadar. Şüphesizki dönemin en güçlü imparatorluklarındandı gecenin ülkesi. O savaşı bitirince kalan ülkelerde çekilmişti herkes sınırını çizmişti. Gecenin ülkesi bile yeterli toprağa doyduysa biz neden savaşalım diyorlardı çoğu haliyle. Lakin poena elinden geldikçe savaş çıkartmaya devam ediyordu fakat savaş sayıları çok azalmıştı , aynı zamanda dikkat çekmeye başlamıştı.

Hangi ülkeye adım atsa savaş çıkıyordu bu yüzden çok uzun süre kaldıktan sonra savaş çıkartıyordu fakat bu onu çok yavaşlatmıştı. Devayı kara cadılardan buldu. Kara cadılar onu desteklemişti poena amacını tam anlatmasada biraz gazla onları ikna etmişti. Kara cadılar adeta bir gölge gibi birçok ülkelere sızmış , ülkelerdeki cadıları ayaklandırıp hepsine güç kullanmayı öğretmişlerdi lakin baş kara cadı pek hoşlanmamıştı bu isyanlardan.

Biraz araştırmadan sonra sebebi doğanın çocuğu olduğunu öğrenmişti. Poenaya engel olmak istemiyordu atalarının gazabına uğrardı onu ifşa ederse lakin en uyumlu kılıfı bulmuştu bile. Bir balo vermişti tüm soylu cadıları çağırmıştı o gün poenanın seyhat edeceği güne denk getirtmişti. Cadılar portal açıp poenayı uğurlicaklarken baş kara cadı sözleriyle poena poralıb içine girdiği an büyüsüyle tütsülediği bir hançeri arkasından gönderip portalın gideceği yönüde değiştirmişti.

Biliyordu gecenin ülkesinden cadının sağ çıkmicağını emindi . poenayı öldürebilecek sayılı güçlerden biri o ülkenin lordundaydı. Baş kara cadı eğer poena amacını gerçleştirseydi tüm övgü tebrik ve tüm yetkiler ona ait olacağını biliyordu , kıskanmıştı. O her adımda zafere ilerleyip övgü alırken onun adı dışında hiçbir ismin geçmeyişi baş kara cadı zelxiyi çok sinirlendiriyordu. Engel olmasının tek sebebi buydu.

Poena ah zarif büyücü... bukadar günahı tek bir intikam uğru adı altında işliyordu. Şüphesiz o güzel yaşlanmayan çehresinin altında binlerce mahsum kanı vardı . Bu yıllardır içinde kaybolmaktan korktuğu orman aslında onun vahşetiydi bunu yeni öğrenmişti karşısındaki güzel kızdan. Demekki dokumasının ne olduğunu öğrenmemesinin sebebi günahlarıydı. Doğa ona bu gücü verirken adalet için vermişti lakin poena hile ile siyahın en koyu tonları ile devam ediyordu.

Atalarıda ona izin verirken cadının böyle hilelere başvuracağını bilmiyorlardı . İzinlerini geri almışlardı lakin ne fayda cadı artık onları dinlemiyordu, devam ediyordu. Matthewi öldürmeye çalıştığı gün bile atalar ona yardım etmemişti, cadıyı ölüme terk etmişlerdi. Poenanın uyguladığı cezaları bilseniz kanınız vücudunuzu terk ederdi.

Gözlerini güzel kızın gözlerine çevirdi
"Bu tam olarak benim gücüm ile alakası nedir ? Dahada önemlisi sen kimsin?"
Güzel kız cevapları cadıya elbet verecekti lakin başı ağırmaya gücü çekilmeye başlıyordu anlamıyordu bu keskin ağrının sebebini . Cadı rengi solan kızda birşeyler olduğunu fark etmiş yanına adımlamıştı.
"Neler oluyor neyin var ? " endişeyle gözlerini kıza çevirmişti cadı . Kız artık dayanamıyordu bu keskin ağrıya kesik kesik dökülüyordu cümleleri.
"Biri buraya büyük bir güç veriyor burayı yıkmak ister gibi , dışardan bir müdahele var bedenine "

Cadı o an hatırladı matthewin bahçesinde transa geçtiğini. Kesin matthew transını bozmaya çalışıyordu.
"Hey hey bu mümkün değil dimi , transımı bozamaz lütfen bana anlat cevaplara ihtiyacım var " kız yavaş yavaş kalbine sızan kara  dumanla gücü adeta yok oluyordu.
"Yeterli zaman kalmadı , o kimse çok güçlü transının içine bile müdahale edebiliyor beni yok ediyor. Ondan kork cadı o çok güçlü . Belliki sana gücünü kullanmamış lakin sakın sakın onu hafife alma . " cadı gözlerinin önünde eriyen kıza çaresizlikle bakıyordu . İlk defa bir ümit doğmuştu içine aylar sonra lakin o da eriyordu gözlerinin önünde.

Genç kız kesik kesik poenaya hediyesini vermişti cümlesiyle. "7 kural var dokumada ahhhh" büyük bir inilti bırakmıştı. "Onları öğren , kadim kitaplara ulaş , o engelleri aş. " ellerini kalbine götürdü genç kız son nefesinde bile cadıya yardım etmeye çalışıyrodu. Zarif cadı maskelerini indirdi , hiç tanımadığı biri son nefesinde ona yardım ediyordu ve yardım ettiği için ölüyordu . Gözleri çaresizlikle doldu .
"Her kadim beden gibi senin gücünde düğümlerde saklı o düğümleri at cadı"

Gözlerini yummuştu genç kız . Poena kucağında artık nefes almayan kıza baktı. Sanki içinden bir parça ölmüştü . Yüreği sızlıyordu, o an anlamıştı o gerçekten onun bir parçasıydı. Ruhunun bir parçasından doğmuş ona yol gösteren sisti bu kız.

𝙼𝚊𝚛𝚒𝚎 𝚕𝚊𝚟𝚎𝚊𝚞 - 𝙶𝚊𝚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin