TESADÜF

120 9 21
                                    

İYİ OKUMALAR!

Saat 03.37'ydi ama ben, gördüğüm kabuslardan dolayı uyuyup uyuyup uyanıyordum. En sonunda artık uyumamanın daha mantıklı olacağına karar verip doğruldum. Yastığımı dikleştirdim ve yaslandım.

Telefonumu elime aldım. Instagram'da takılmaya karar verdim. Instagram'a tıkladığım an karşıma Merve'nin arkadaşlarıyla olan bir postu çıktı, çok mutlulardı. Aşağı kaydırmaya devam ettim, karşıma çıkan herkes mutlu görünüyordu. "Tabii kamera önünde mutlulardır, onların görünen hayatı sahte." diye teselli etti beni iç sesim. Birden karnım guruldadı. Acıktığı için alarm veren midemi onaylayıp mutfağın yolunu tuttum.

Buzdolabını kurcalarken oturma odasından gelen bir takırtı sesi kulaklarımı doldurdu. Sese doğru ilerlerken tedbir amaçlı elime bir tava aldım. ( Ailem, 1 hafta eve gelmeyecekti. ) Oturma odasına girdiğimde hırsız olduğunu düşündüğüm kişinin camdan atladığını gördüm. Çığlığı basıp küfrettim ve ben de onun peşinden gitmek için kapıya koştum. Anahtarı aldığım gibi bir hışımla hırsızın peşinden koşmaya başladım. Bir yerden sonra izini kaybettirmişti. Elimde tavayla sokağın sonuna gelmek üzereydim. Telaşla sağa sola bakarken soldaki sokak direğinin ışığının altında tanıdık bir sima gördüm. Alnının kenarından kan akıyordu ve evet. Tahmin etmeniz zor değildi ki bu Yağız'dı.

Topallayarak yürürken göz göze gelmiştik. Bana sinirle karışık endişeli bir ifadeyle bakarken yanına koştum.

-Yağız? Bu saatte buralarda ne yapıyorsun? Hem de üstün başın kan lekesi? Kamyon mu çarptı, ne oldu?

Dalga geçmeme gözlerini devirdi, yüzümdeki solgun ifadeyi görünce kaşlarını çattı. Gözlerimin altı mosmor olmuştu.

+Peki sen? Senin ne işin var sokaklarda gecenin köründe? Canına mı susadın?

Onu dinlemeyerek elimi alnının kenarına götürdüm. Bu sefer engellememişti.

+Gece gece sokaklarda elinde tavayla ne yapıyorsun?

-B-ben şey...

+Ney...?

-Hiç... Eve hırsız girdi de... Ben de onu kovalıyordum?

Derken sözümü kesti.

+Tavayla mı?

-Yağız-

+Yağız ne Yağız? Hiç kendini düşünmüyorsun, hadi geldi sarhoş biri sana saldırdı, ne yapacaktın? Tavayla mı engelleyecektin onu da? Hem bu halin ne senin?
deyip gülmeye başladı.

Kurbağalı pijamalarıma laf ettirmezdim. Pembe tüylü terliğime de aynı şekilde.

-Ya, Yağız. Bunları sonra konuşuruz... Sen önce şu haline bir bak, ondan sonra beni azarla!

+Ne varmış halimde?

Tavamın tersini çevirip ayna gibi Yağız'a kendini gösterdim.

+Cık.

-Valla hiç öyle cıklama bana. Sokağın ortasında şu şekil yürümek istiyorsan sen bilirsin.

+Üff... İyi o zaman, gidelim.

Yine kolunu omzuma attım. Pişkince sırıtarak tüm ağırlığını üzerime verdi.

-BEN SEYİT ONBAŞI DEĞİLİM!

+Yine yaralı haldeyken senin eline düştüğüme inanamıyorum, resmen çekiliyorum. Mıknatıs mısın?

-Evet ama ben çekmem, iterim.

+Ups... Tamam, sustum.

Bu iki olmuştu. Bir daha yaralı halde görürsem omzuma almayacağım, SÜRÜKLEYECEĞİM BU ÖKÜZÜ!

ZÜMRÜT VE KÖMÜR L&YHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin