2 hafta sonra
O tuhaf günden sonra 2 hafta geçmişti. Garipti ama o olay sanki hiç olmamış gibiydi aramızda hiçbir şey değişmemiş gibiydi,sanki 2 hafta önce o gece elimde teflon tavayla gecenin bir vakti hırsız kovalarken Yağız'ın yaralı haliyle sokakta hiç karşılaşmamış gibiydik. Ayrıca o gece benim evimde kalmıştı. Nasıl oluyordu da hem birçok şey yaşamış olup hem de hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyorduk? Ancak birçok şey de değişmiş gibiydi. Her şeyden önce hocalarımız değişmişti. O lanet Matematikçinin tayini çıkmıştı ve yerine çok daha tatlı bir hoca olan Savaş hoca gelmişti. Bu Savaş hoca hem çok daha iyi ders anlatıyor hem de dakika başı quiz yapmıyordu.
Bunun dışında bir hocamız daha değişmişti. Artık yeni bir Fizikçimiz vardı bu Fizikçi aynı zamanda Kimya dersine de giriyordu. Kendisinden deli bilim adamı hissi alıyordum ancak sistemli bir şekilde ders anlatıyordu. Laboratuvara ne zaman girsem kendimi gelecekte gibi hissediyordum. Tüm atölye çeşit çeşit tüp ve asit ile doluydu.
Geçtiğimiz 2 hafta boyunca herhangi bir illegal olay yaşamadığım için orkestra kulübüne ve ilk aşkım kemana daha çok odaklanma fırsatım oldu. Aynı şekilde kulüpteki üst sınıflarımı da tanıma fırsatı buldum. Öğrendim ki son sınıf, kulüp başkanı ve baş kemanist Tayfun kemana ek olarak ilkokuldan beri çeşitli dövüş sanatlarında lisanslı bir sporcu olarak turnuvalara katılmasına rağmen spor kulübüne katılmak yerine kemana olan aşkını tercih edip çocukluk aşkı dövüşe noktayı koymuş. Tayfun'un bu hikayesini dinlerken bir üst sınıfım olan Ece de bizi dinliyordu belli ki o da benzer bir durum yaşamıştı ki benim gibi gözleri dolmamıştı.
Sınav haftası her geçen gün daha da yaklaşıyordu. Her ne kadar derslerime günü gününe çalışsam da sınav haftası yaklaştıkça gerildiğim ve daha çok çalışmam gerektiğini düşündüğüm için öğle arası okul kütüphanesinde ders çalışmaya karar verdim. Zil çaldığında adımlarımı kütüphaneye doğru yönlendirdim. Sınav haftası yaklaştığı için millet harıl harıl ders çalışıyordu, bu yüzden kütüphanenin dolu olduğunu ve boş yer kalmadığını düşünüp ilk gidenlerden olmak için merdivenlerden yukarı koşmaya başladım. Liseye yeni başladığımız için okul yönetimi biz yeni öğrencileri ilk kata yerleştirmişti. Bu, sabahları her ne kadar bizim yararımıza olsa da kütüphane 5. katta olduğundan dolayı çıkarken nefes nefese kalmıştım. Yarı ölü bir şekilde o upuzun 5 kat merdiveni çıkıp kütüphanenin kapısının kolunu indirdiğimde kütüphanedeki tüm masaların dolu olduğunu gördüm. O anki yorgunluk ve hayal kırıklığının eseri olarak tam yüzüm düşmüş bir şekilde çalışmak için başka bir ortam aramaya koyulacaktım ki birisinin kalktığını gördüm. Kimse o yeri kapmasın diye koştum ve oturdum. Arkama yaslanıp bir 'oh' çektim ki, "Burası kütüphane biliyorsun değil mi?" diyen tanıdık bir ses duyup kafamı çevirdim ve Yağız'ın hemen dibimde bana kötü kötü baktığını gördüm.
Başta bağıracaktım ama ağzımı kapatmayı akıl ettim ve kısık bir sesle :
- Sen burada ne arıyorsun? diye sordum.
Ukala bir sesle :
+ Birileri müsaade ederse ders çalışacağım ama bir türlü fırsat verilmiyor.
Açıkça bana gönderme yapıyordu. Tek kelime etmedim. Ama ne yapabilirdim ki, bu okulu ben mi dizayn etmiştim? Şemasını ben mi hazırlamıştım?
Hayret bir şey ya! Sen gel 5 kat merdiven çık, yer bulmak için canını dişine tak ve uyuz bir kıvırcık gelsin. Dibinde seninle ukala ukala konuşsun. Yok öyle bir dünya! İçimden geçen her şeyi haykırmak istiyordum ama kütüphaneden atılabilirdim. Zaten zar zor çıkmıştım, bir de derslerine gömülmüş son sınıfların öfkeli bakışları altında kovulmak istemezdim. Öfkemi sonraya saklayıp çalışmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜT VE KÖMÜR L&Y
FanfictionOrtaokulda gördüğü zorbalıkların da etkisiyle liseye geçmiş olan Leya'nın Akai İchigo Akademisi'nde kömür gözlü bir kıvırcık ile yaşadığı maceralar Konusu: mafya ,okul hayatı ,müzik