3.bölüm: emanetim

28 1 0
                                    

Bütün bakışlar hala üzerimde iken herkes pür dikkat bizi izlemeye devam ediyordu buna Mert' te dahil. Aramızdaki mesafeyi hızlı adımlar ile hemen kapattım. " neymiş bakalım emanetim?" yerinde dikleşip bana bakarken kafamı biraz daha kaldırdım hatta daha fazla çünkü baya uzun boyluydu. Derin ve anlamlı bakışları etkisi altına alırken tırsmadım değil baştan aşağı dikkatle beni süzerken bir iki adım geri çekildim. Bu hamlemi görünce keyifle gülümsedi "senin için önemli olması lazım yanımda değil " bu çocuk ne ayaktı "derdin ne lan senin" bir anda beni çekip sağ yumruğunu geçirmek için hamle yapmış tı ki adını bilmediğim çocuk sol eliyle hemen engelledi "şşş sakin ol şampiyon" mert sinirli bir nefes verirken dikkatimi çeken bir şey oldu çocuğun sol kulunda ki izmarit izi... "nilay..." kolumda birinin eliini hissettim. Alara idi bu. "sınıfa gidin" diye devam etti mert ama bakışlarım çocukta sabit kalmıştı. Hala yerimde hareket etmezken bir şeyleri yerine oturtmayı çalışıyordum. çocuğun bakışları bana dönerken yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. "Hadi" tam o sırada zil sesi duyuldu. "karıştırdınız galiba benim herhengi birşeyim kaybolmadı." diyip kolumdaki Alara ile sınıfa ilerledim. "knk o kim? tanımadığına emin misin?"

"eminim, bilmiyorum kim olduğunu" sınıfa girer girmez yerime oturdum. Ellerimi çenemin altında birleştirip, düşünmeye başladım tanıdık geliyordu ama nerden? kapının açılıp öğretmenin gelmesi ile kendime geldim. Aklıma tam o anda gelen ile çantamı alıp içine baktım. Ve o anda anladım emanet. dediği şey her zaman yanımda bulundurduğum, küçükken Mert'in hediye ettiği bir toka idi. Hızlıca yerimden kalktım, kapıya doğru hızla ilerlerken  arkamdan seslenen hocaya "hocam çok acil birine bakmam gerekiyor " diyip ilerledim. Kimdi ki bu simdi? Nerden bulacaktım. Merdivenleri inerken bir tane kızı kolundan tutup, durdurdum. "Sabah ki gelen çocuğu tanıyormusun?" Tip tip yüzüme bakarken cevap vermesini beklemeden yoluma devam ettim.

O kadar hızlı koşuyorum ki çok kısa sürede kendimi bahçe de buldum.  Soluklanıp boşalan bahçeye baktım kimse yoktu herkes sınıftaydı. Geç kalmıştım. Derin bir nefes çekip vücudumu rahatlattım. Cebimde titreyen telefonda kimin mesaj attığını tahmin ediyorum. Arkama dönüp sınıfa giderken arka taraftan çıkan Mert ve tanımadığım bir kaç çocuğu gördüm. Sigara molasından geliyor olmalılar. Rotamı onlara çevirip, yanlarına gittim.
"Konuşmamız lazım " Mert rahatsız olmuş bir şekilde bana bakarken gözlerimi devirdim. "Çok rahatsız etmicem sadece sabah ki çocuğun bilgileri lazım kim o?" Bakışları sertlik kazanırken "hayırdır,  ne alaka " işte şimdi tam dikkati bende idi. "Şey ya" dedim. Ne diyeceğimi bilmezken "hmm şey işte " alayla gülüp, "şey şey tabi ya, yok bilgi falan ikile Hadi sınıfına " bir şey dememe izin vermeden. Omzuma çarpıp gitti. Bir iki adım atmışken geri döndü. " hem ne yapacaksın bilgi alıp sanane yani sanane  " sitemli bir şekilde söylediklerine  seslice ofladım. "Doğru diyormuş" yanındaki arkadaşlarına bakış atıp işaret verdi. Bizi yalnız bırakmak için okula doğru yürüdüler. Ürkütücü bakışlar ile üzerime doğru yürürken bir adım geri atacaktım ki kolumdan tutup adım atmama engel oldu. Aramızdaki mesafe sıfıra sıfır olurken elimde olmayan heyecanımı belli etmemeye çalıştım. "Sende iyi alıştın ha kolumu tutmaya " bir şey söylemeyip sinirden koyulaşan mavi gözleri daha da koyulaştı. "Ne emaneti anlat Nilay dinliyorum"
" kolumu bırak" bırakması için sertçe çektim. Ama ise yaramadığı gibi dahada sert tuttu. "Önce kolumu bırak anlatıcam " yavaşça kolumu bıraktı her an kaçmama hazırlıklı gibiydi. "Öncelikle tanımıyorum kim? Ama doğruymuş nerde buldu nerde denk geldik onuda bilmiyorum. Sınıfta çantama baktım ve yoktu farketmemişim büyük ihtimal ondadır" ,

"İhtimaller dahilinde yani, yok onda değildir." Ondaydı ya emindim o gece saklandığım yerdeki çocuk o olması lazım. "Bence onda hem sen neden bu kadar abarttın ya bir ihtimal yani "

Basit TürevlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin