Lady Gaga'lı yatak örtüm yırtılınca annem onu çiçekli geleneksel örtüyle değiştirmişti. Ben de üstüne oturmuş ağlıyordum. Zayn gruptan ayrılmıştı. Saçlarını kazıtıp yeşile boyamıştı. Artık 1D'yi sevmiyordum, tumblr'da pale bir blogum vardi tabii, ama gizlice 1D posterlerini saklıyordum.
Bütün arkadaşlarım posterlerinin bir kısmını yırtıyordu Zayn için. Ben ise oturmuş, posterler için ağlıyordum; yatak örtüm çok boktandı, estetik değildi ve twitter'a girmediğim her dakika takipçi kaybediyordum.
Hayat çok zordu.
Life is rough.
Bileklerimi kesesim gelmişti ama yapamazdım. Çünkü Demi ortalarda yoktu. Yeni albüm yapınca kameraların karşısına geçip kendini nasıl kestiğini anlatırken kesebilirdim belki.
Birden ağlayasım geldi ve kulaklıklarımı takıp telefonun kilidini açtım. Hemen öyküme bir sınep attım, sonra da tumblr'a girip çıplak ablalar, kaslı -ben onlara sikspekli diyorum- çocuklar reblogladım. Bir soru gelmişti. Soru biraz terbiyesizdi, ondan cevabım 'seviyesizleşme' oldu. Sonuçta çıplak insan paylaşınca size namazın farzları sorulmalıydı, terbiyesiz şeyler değil, değil mi?
Sonunda kulaklık takmamın asıl amacı olan müzik dinlemeye geçtim. 'karışık çal' a tıkladım. İLK ÇIKAN ŞARKI IGGY AZALEA FT. CHARLI XCX- FANCY OLDU. ÇOK ŞANSLI OLMALIYIM. Ağlamak istemiştim ben oysaki, Cem Adrian çıksaydı keşke. Değiştirmek istedim ama yapamadım, İggy'nin muhteşem sesi (yazar olarak parantez içinde ünlem yapmak istiyorum) beni kendimden almıştı.
Först tings först aym a relist
Dırap dis an let di hol vörld filit
Yazar sonrasını bilmediğinden bu kadar yazabildi, ama yazar salağın teki çünkü bu şarkı muhteşem bir şarkı. Neyse, ben de kendimi tutamayarak ayağa kalkıp dans etmeye başladım. Kollarını sağa sola savurmak danstan sayılıyordu di mi? Neyse ben dans ederken birden telefonumu düşürdüm, kulaklıklar da kulağımdan yavaş çekimde çıktı. Telefon yere düşünce öyle bir ses geldi ki içim acıdı lan. Neyse annem odaya saygısızca girdi, ben de ona 'anne öküz gibi girilir mi odaya yaa öff bi öğretemedim ya kapıyı çalar bi insan yane' diyerek tepkimi dile getirdim. Annem de 'seni ben doğurdum sen kime ne öğretiyosun' dedi. Birden havadan bir şapka, bir gözlük ve bir sigara gelmeye başladı ve şapka annemin başına, gözlük gözüne ve sigara da ağzına yerleşti. BU GERİZEKALI YAZAR THUG LIFE YAPTIRDI DİMİ? Yazarınız gerizekalı olunca thug life'ı önleyemiyorsunuz.
Annem sigarayı tükürdü, tavana bakıp 'kim bu amınagodumun sigarasını getirdi' diyerekten olayın şokunu atlatmaya çalıştı. Sonra şapkayı ve gözlüğü de çıkarıp kendine geldi ve beni çekiştirerek odadan çıkarıp dış kapının önüne getirdi.
"At çöpleri bakayım."
"Bari hazırlanmama izin verseydin anne yaa"
Aramızdaki bu güzel diyalogtan sonra annemin 'ben niye bunu doğurdum' bakışlarına maruz kaldım.
Aynanın önüne gidip kendimi kontrol ettim. Üstünde deterjanttan dolayı beyaz lekeler olan bir pijama altı giyiyordum, üstümde de altımdakiyle alakası olmayan ve 'alway cat lowe' yazan uçuk pembe bir şey giyiyordum. Saçlarım, uzun uzun anlatmıycam, bok gibiydi. Gözlerim doldu. Deyvid bir pale blog sahibinin böyle muhteşem göründüğüne tanık olsaydı intihar ederdi. İçimden Deyvid'e 'sitey sıtrong' dedim.
Çöp poşetini isteksizce alıp ayakkabı olarak belki görünümümü kurtarır diye spor ayakkabılarımı giydim. Bu arada kapıcımız yok. En son 'kendini iyi hissetmediği bir zaman' çöpleri toplarken Nermin Teyze'nin dairesine gelmiş, Nermin Teyze de kapıyı açıp bir şey soracakken üstüne kusmuştu. Kadının kapısı, kapısının önü, evin biraz içerisi ve en önemlisi kendisi kusmuk içinde kalmıştı. Sonra da teyze kokudan bayılmış, ambulansla hastaneye görürülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanet Olsun Bazı Şeyler
Não FicçãoHAYATINIZDA OKUYACAĞINIZ EN SAÇMA ŞEY. SİZİ TEMİN EDERİM.