11. Bölüm

759 49 4
                                    

"Bence bu Ayaz pembe don olmayı hak ediyor."

Şuan halısahada Ayaz'ın maçını izliyorduk. Ve hayatımda gördüğüm en kötü oyunculardan biri Ayazdı. Karşı takımın taraftarlarının oturduğu kısma geçmeme ramak kalmıştı. Taraftar dediğime bakmayın 3-5 kişi falan var.

"Aslında abim diye demiyorum çok güzel oynar. Şimdi niye bu kadar kötü oynuyor ben anlamadım."

Egeciğim abin diye objektif olamıyorsun. Görünen köy kılavuz istemez.

"Sana tüm kalbimle inanmak istiyorum ama baksana şuna sahada deli danalar gibi koşmaktan başka bir şey yapmıyor!"

Ege oturduğu yerden ayaklanarak sahaya yaklaştı. Bende peşinden ilerledim. Umarım abisine 'bizi daha fazla rezil etme eve dönelim ' der. İstek değil ihtiyaç.

" Abiiii! "

Egenin sesiyle Ayaz bu tarafa döndü. Bize döndüğü için karşı takımdan hızla gelen iri yarı çocuğu görmedi. Çocuk Ayaza öyle bir çarptı ki, Ayaz paspas gibi yere yapıştı. Gülme Tomris... Sakın gülme...
Ege korkuyla tekrar "Hih abi!" dedi. Hızla sahanın girişine koştu bende peşinden ilerledim.
Sahaya girip Ayaz'ın yanına vardık. Bu salağın gözleri niye kapalı. Sanki araba çarptı! Ege endişeyle abisinin yüzünü tokatlarken herkes başımıza toplanmıştı.
Her kafadan bir ses çıkarken dayanamayıp "YETER!" diye bağırdım. Bağırmam istediğim sessizliğin oluşmasını sağlamıştı. Ayaza hiçbir şey olmadığının farkındayım.

"Açılın ben doktorum. Daraltmayın ve uzaklaşın bir nefes alsın."

Tamam doktor kısmı alaksızdı ama her zaman yapmak istemişimdir. Ege dahil herkes talimatıma uyup açılmıştı. Ayaz'ın yanına çömelip nabzını kontrol ederken bir yandan da fısıldadım.

"Hiçbir şeyin olmadığını biliyorum. Seni biraz tokatliycam uyanacaksın. Sonrada nefes almakta zorlanıyormuş gibi yapıcaksın bizde burda defolup gideceğiz pembe don Ayaz."

Söyledikerlimle Ayaz tek gözünü hızla açıp kapadı. Ne salakça bir anın içinde olduğumu sorgulamadan Ayazı tokatlamaya başladım. Biraz sert geçirmiş olabilirim. Ama çok az küçücük! Ayaz dediğimi yapıp ayıldı.

" N-nefesim d-daralıyor. "

Ayazı oturur pozisyona getirip kolunun altına girip ayağa kaldırdım. Egeye göz işareti yapıp diğer koluna girmesini sağladım.

"Size daraltmayın dedim. Alın çocuğun astımı tuttu. Neyse gerisi bizde daha fazla oynayamaz."

Ayaz kulağıma eğilip "Benim astımım yok ki!" diye fısıldadı.

Onunla birlikte karşı takımdaki sarışın çocuk da aynı şeyi söyledi.
"Ayazın astımı yok ki!"

Ulan az önce doktorum dediğimde doktor olmama takılmadınız da Ayaz'ın astımına mı takıldınız!

"Sen mi doktorsun ben mi?"

Hazır sıçmışken sıvayayım bari. Ani çıkışımla yanımda gülmemek için renkten renge giren Ayaz ve Ege, bir yandan karşımda ne olduğunu anlamaya çalışan sarı çocuk ve diğerleri. Ulan Ayaz! Hepsi senin yüzünden.
Sessizlikten yararlanıp" bende öyle düşünmüştüm " diyerek çıkışa yöneldim.
Tabi yanımda Ayaz ve Efeyle birlikte.
Ayazın arabasının yanına gelene kadar kolunun altında ona destek oluyormuş gibi yaptık.
Arabanın yanına gelince hızla kolunun altından çıkıp arabaya bindim.
Çok güzel rezil olmuştum. Neyse bir daha nerde görücem oradaki insanları.
Arkamdan kahkahalar eşliğinde Ege ve Ayaz girdi.

"Gülün bakalım gülün! Ama bir daha sizin için kılımı kıpırdatırsam iki olsun!"

Ayaz dikiz aynasından bana bakarak konuşacakken sözünü kestim.

TOMRİS: SIFIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin