17.Bölüm

593 45 30
                                    

"Baran abi ne zaman geliriz?"

Saatler ilerledikçe yollar değişiyor hava değişiyor fakat benim sorularım degismiyordu.

"Tomris bendeki de kafa be kızım. Daha var yolumuz."

Ne var yani bir milyon üç yüz elli bin dokuz yüz seksen iki kez sorduysam. Merak ediyorum.

"Merak ediyorum abi ne var? Ayrıca yol boyu sen karga sesinle şarkı soyledin ben hiç gıkımı çıkarmadım. "

O kadar çirkin bir sesi var ki.... anlatılmaz! Bazı anlar kulağımı nasıl sökerim diye düşündüm. Konuşurken ne kadar havalı bir sesi varsa şarkı söylerken o kadar kulak patlatıyordu.

"Çirkin mi? Çok ayıp ediyorsun cadoloz. Beni ne sanatçılar düete çağırdı da ben gitmedim."

Baran abi tam anlamıyla evde kalmış karılar gibiydi. Bunu ona söylemeyi şimdilik erteledim.

"Abi iyki gitmemişsin. Toplum sağlığı için gosterdigin bu büyük duyarlılık için seni tebrik ediyor ve bu kararlarının devamını diliyorum."

Baran abi bana göz devirip sessizliğini korudu. Alınmış mıydı acaba?

Saatler sonra alışık olduğum köyün yollarına gelmiştik. Bu süre zarfında Baran abi hiç konuşmamıştı. Sanırım gerçekten alınmıştı.

"Baran abi."

Böyle suçlu hissettiğim anlarda çok strese giriyordum. Vücudum kasiliyor ne diyeceğimi bilmiyordum.

Hadi Tomris yapabilirsin...

"Efendim Tomris."

Tamam sadece alınıp alınmadığını sorman gerekiyor.

"Bana kırıldın mı?"

Harika ilerliyordum.

"Hayır güzelim sana kırılmadım. Aklıma bir şey geldi de biraz daldım. Sen kendini suçlu hissetme olur mu? Hem ailenin yanına geldik bak. Sevin kız. Burdan sağ mı sola mı?"

Aklına takılan seyi ne kadar merak etsemde hadsizlik etmek istemedim.kocaman gülümseyerek "Sağa abi." Dedim.

Sonunda küçük minnoş evimizi görünce heycan bütün bedenimi kaplamıştı. Allahım buraya geldiğim için bu kadar heycanlanacagimi kim soyleyebilirdi ki?

"Sakin ol kız sanki sahneye çıkacak! "

O kadar mı belliydi? Aman be belli olursa olsun aileme kavuştum. Bu saatte bir tontikim ayaktadır.

Arabadan hızla inip eve koştum. Bir kaç kere kapıyı tıklattım. Icerden gelen adım sesleri yüreğimi hoplatiyordu. Özlemek çok başka bir duyguydu.

Kapı açılınca anneannem belirdi. Şaşkın ördek yavrusu gibi bana bakıyordu.

"Tomris?"

~yazardan~

Akasya ailesi normal bir sabaha gözlerini açmıştı. Kahvaltı saatinin yaklaşmasıyla herkes bir bir masaya toplanıyordu. Bu ailenin vazgeçilmez kurallarından biride yemeklerde herkesin saatinde masada olmasıydı. Her aile bireyi bunu oldukça benimsemişti.
Semra Hanım ve Tuğrul Bey evde olmadığı halde herkes sabahın erken saatlerinde sofradaydı.
Masada tek bir eksik vardı. Küçük kız kardeşleri Tomris.
Bartu genç kızın dün söylediklerini ciddiye almasada sofrada olmaması onu tedirgin etmişti. Gerçekten gitmiş miydi? Neden bu ihtimal genç adamı sinirlendiriyordu? Oda istemiyor muydu gitmesini. Kafası o kadar karışıktı ki!
Genç adam sinirle kardeşi Ayaza seslendi.

TOMRİS: SIFIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin