1. Bölüm

61 4 1
                                    

"Oğlum daha çıkmadımı sonuçlar?" dedi babaannem kanepede oturmuş ağrıyan dizlerini sıvazlayan babaannem bir kaç gün önce gittiğim üniversite sınavının cevaplarını merakla soruyordu.
"Yok babaannem bu gün en geç akşama çıkar."

  Böyle rahat konuşamadı sebebi bu universteye çok fazla çalışmam ve her kesin benim kesin bir şekilde universteye rahat bir şekilde girmemi düçünmesi ola bilir ama yinede sonuçları dört gözle bekliyorum.

     Küçüklüğümden beri babaannemle yaşıyorum babam inşaat sırasında hayatını kayb etmiş ve annem beni ve babaanneme bakmak için küçük bir işe girdi.

  Babaannemin ilaçlarını ve benim okul masraflarımı karşilayamıyordu ve bu yüzden patrondan bir az maaşına zam yapmasını istemişdi patrona ona "zaten iyi çalışmıyorsun senin maaşına niye zam yapiyimki" demiş ve

annem sinirlenip patronun kafasında bardak kırmış ve patronun çekmecesi den bir az onun söylediğine göre "hakkı olan parayı almış" yani (ç)almamış.

Şimdi annem hırsızlık ve adam yaralama suçundan hapse girmişdi çıkmasına beş yıl kala hiç kimsenin bilmediği açıklayamayacağı bir zaman ve yerde intihar etmişdir.

Bende babaanneme destek olmak için okuldan sonra çalışırdım ama notlarımada iyiydi o dönemlerde motivasyon için annemin intihar notuydu

  Evet kulağa bir az saçma gele bilir ama not bir az da olsa benim motivasyon kaynağı idi.

Mektup şöyledir;

"              ~Sevgili oğlum Enes'e

  Sevgili Enes öncelikle sana bunu yaşattığım ve bu mektupla birlikte omuzların büyük yükler bağışladığı için özür dilerim umarım beni aff edersin.

   Buralar bana dar geliyor duvarlar üzerime geliyor ve beni burada istemiyorlar kaç kez burada ölümcül yaralar aldığımı tahmin bile edemezsin.

   Buraya katlanmamın sebebi yalnızca sensin Enes. Eğer bana bir şey olursa babaannene emanetsin
          Hadi Enes büyüde hayallerinin peşinden koş  seni seviyorum
                                  
                               ~ANNEN                      "
    
     

      Evet bu notun son cümlesi her an savaşma için beni ayakta tutuyordu. Bu yüzden umursamaz olmaya yetkin yaşıma geldiyimde kötü alışkanlıklar kazanmamaya yemin ettim

    ve cuma günüleri annem ve babamın mezarına gidiyordum.
    

     Ama çoçukluğumdan beri bir alişkanliğim vardı ne kadar gülersem o kadar mutsuz olurdum mesala bir gün çalışırken çoçuk olduğum için biri bana bahşiş vermişdi o gün çok sevinmişdim
   
      Eve geldimde babaannemin tansiyonu çıktığını öyrendim gereken ilaçları aldım ve ilaçlar bahşişin tamamı kaplıyordu.

   Bir keresinde sınavda okul birincisi oldum ve o gün annem ve babamı ziyarete giderken az kalsın beni araba vuruyordu anlıycanız ölümden döndüm.

     Böyle ufak tefek şeyler çok yaşadım ve o zamanlar anladım tek sorun gülmemdi evet ne zaman gülsem ya babaanneme yada bana ufak çaplı şeyler oluyor  
     
    Bu yaşadıklarım bana gülmemeyi ciddi olmayı öğretmişdi açıkcası gülmemle bu kazalar geçmişdi ve buna sevinmişdim bu benim  "Lanetimdi"
 

               Akşam üstü....
    

    Yüzüstü yatağa uzanmış uyukluyordum ve gelen arama beni kaldırdı Araz arayan ilk be tek arkadaşımdı iyi kalpliyidi
   Aramayı cevapladım
    "Alo?"

     Arazın sesinde telaş ve sevinç vardı ve aynı tonla cevapladı
    
    "Alo... Enes sonuçlar çıkmış kardeşim hangi fakülteyi kazandın?"

  "Gerçekten çıkmış mı? Hala bakmadım şimdi bakayım. Peki sen neyi kazandın?" diye sordum Araza

  "Bundan sonra kardeşin bir.... Polis"

  Şaşırmıştım ve aynı zamanda sevinmişdim

  "Gerçekten mi? Tebrik ederim seni adına çok sevindim. Bende şimdi bakıyorum"

  "Teşekkür ederim. Tamam hemen bak ve banada söyle tamamı?"

    Hemen telefonu elime aldım ve baktım sonucu görür görmez yüzümde bir gülümseme oluşudu bu gülümseme o kadar iyiydiki uzun zamandır beklediğim şeyi bulmuşdum
    
  odadan çıkıp salona girdin yüzüm gülüyordu babaanneme dönüp dedim
  
  "Babaanne!"

   "Efendim yavrum." bu babaannemin sesiydi ve mutfaktan geliyordu mutfağa gittim ve babaannemi kucaklayarak

    "Avukatlığı kazandım" dedim sessizce, babaannem şaşkın bir sevinçle bana

" Cevaplar çıktımı" dedi olumlu anlamda başımı salladım ve babaannem beni öperek dedi

"Annenin sütü sana helal olsun yavrum" gülümsedim ve bu güzel anı her zaman ki gibi Araz telefonumu çaldorarak bozdu

  "Efendim Araz" dedim

   Sinirli bir şekilde bana

  "Lan hani beni arıycaktın ş******z meraktan çatladım ne oldu? Hangi fakülte?"

Mutfaktan çıkarak

"Şeyy.... ben üniversiteyi kazanamadım  yaa" dedim

Aşalayıcı bir tonla

"Hahaha ben polis olmuşsam sende cumhur başkanı olursun gerizekalı şakamı yesinler mizah profösörü. Ee nə kazndın" güldüm ve sonra

  "Avukat oldum"

" Vay gardaşim tebrikler"

"Antrenmana gidelim mi?" dedim

  "Hadi bekliyom"

  Babaanneme seslenerek antreman gideceğimi söyledim ve çantamı almak için odama gittiğimde babaannemin

"Şükür Yarabbim yıllardır bu çoçuğun yüzü gülmüyordu şimdi güldü şükür Yarabbim"

  Bu kelimeler bana çok sıcak geliyordu soğuk kış günlerinde sıcaklığa ihtiyacı duyan gibidir bu ve Allah'a yine  böyle babaannem olduğu için şükür ettim ve evden çıktım.

   Arazla buluştuk planları kutladık ve  basketbol antrenmanına başladık çoçukluğumdan beri basketbolu seviyordum ve etrafimdakiler benimle basketbol topunun uyumunu çok sevdiklerini söylüyorlardı

Kıvırcık saçım, beyaz ten ve 1.86 boyumla basketbol için doğdum söylüyorlardı ve bu hoşuma gitmiyor da değildi bunu seviyordum

   Oyun sırasında birden telefonum çaldı ve bu *Ev sahibi Remzi bey* diye telefonuma kayt etmişdim telefonu açdım ve

   "Efendim Remzi" bey dedim

                        ............

       Ve aniden bölüm biter keyifli okumalar....

Kahrolası Hayatım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin