Çoçuğu öyle zorbalığa bıraktığım için bir az kötü olmuştum ama sonra geçti ama tek istediğim şey zorbalığa uğramam uğrarsam şimdiye kadar hiç kimseyi dövmedim ama boks kursuna gidiyorum ve hocamın yüzünü kara çıkaramam
Yarın okul bahçesine yine gittim dürüst olmak gerekirse o çoçukları takip ettim bir az meraklanmıştım. O gün boyunca sadece o çoçuklar 4 kişiden haraç almış ve 2 kişiyide bir güzel dayak manyağı yapmışlardı
ama bunca zaman boyunca bir kere bile olsun hiç onları biri takip ediyormuş düşüncesine kapılmadılar belkide hiç hissetmediler zaten hissi etseler ne olacak korkucaklarmı. Bende onlar şüphelenmesin diye takipi bıraktım
Bir hafta sonra...
"Dersten sonra kantine gidelim mi?" dedi yanımdan oturan kız galiba adı Çilek evet ilk başlarda yanımda oturmuyordu sonrada bir yer değişikliği ile yanımda oturdu ve ona bu zorba çoçuklar hakkında sorduklarımdan sonra bir az yakınlaştık hatta Uni'deki ilk arkadaş oldu.
"Olur gidelim dedim"
Ders bitti. Kantine gidiyorduk tam o sırada o zorba çoçuklar kantinin ortasında birini dövüyorlardı çoçuğun yüzü kan içerisindeydi burnuna kırılmış diyebiliriz buna rağmende her kes bir kenarda durmuş bunu izliyor ve öğretmenler bile buna hiç bir şey demiyordu. Her kesin bir sınırı vardı artık bende bu sınıra ulaşmıştım insanların küçük görülmesi yada birinin bir başkasını küçük görmesi bu dunyadakı en aşalık harekettir ve buna göz yumamazdım insanların içinden çıkıtım ve zorbalık yapan çoçuğa yakınlaştım
Yazarın anlatımıyla...
Enes insanların içinden çıkıp zorbalık yapan çoçuğun yanına yaklaştı onları karalamaya çalıştı ama Eren(müdürün oğlu) ona karşı çıktı dövduğu çoçuğu bırakıp Enese odaklandı
"Bana bak sen kendini ne sanıyorsun da bana engel oluyorsun" Enes yalnızsa Erenin yüzüne baktı Eren devam etti
"Sen kimsin lan cüce? Kimsin lan sen?!"
Enes Erenin gözün içine baktı ve dedi
"Benim kim olduğum seni ilgilendirmez seni uyarıyorum eğer yine birine zarar verirsen bak o zaman gazabıma uğrarsın" (yürü be Enes kim tutar seni)
Eren alaycı bir şekilde yülümsedi ve sonra kahkaha attı
"Senmi bana engel olucaksın senkimsin lan dağdan geldin ve kendini buranın kralımı sanıyorsun" Bir az daha güldü ve sonra
"Beni güldürdün için canını bağışlıyorum hadi toz ol" bu sözleri dedikten sonra Enese yakınlaştı Enesten bir iki santim daha kısaydı tamamen Enesin tersiydi Enes kıvırcık ve siyah saçlara sahipken Eren sarı ve düz saçlara sahipti
Enese yaklaştı ve
"Bana bak senin gibi bir çok başına buyruk gördüm hepsinde universtenin sonuna kadar güzelce ağırladım şimdi seni buradan kovdurtmadan hadi adam gibi toz ol bi dahada benim işime o küçük burnunu sokma yoksa uzar okey?"
Bu sefer gülen Enesti
"Ne o? Korktunmu? Hadi yürü ve babana koştur ne yapacaksın beni demi kovduracaksın hadi gittsene küçük çoçuklar gibi gitsene niye gitmiyon?" Enes yine güldü
Bu sözler Erene bir az dokundu bu yüzden de yumrunu sıktı ve Enese yumrukla vurmaya çalıştı Erenin yumrunu havada tutan Enes
"Seni uyardım Eren bir daha hiç kimseye zarar vermiyeceksin okey?" Enes Erenin kolunu bıraktı ve oradan Erenün yanından uzaklaştı arkasını döndü ve dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahrolası Hayatım
Fantasy"O gün her şey güzeldi ama çoçukluğumdan beri bir alişkanliğim vardı ne kadar gülersem o kadar mutsuz olurdum. Ama bu seferki mutsuzluk değil şimdiye kadarki en iyi hediyeydi"