Annesini hiç tanımamış ve babası tarafından sürekli hakarete maruz kalmış bir insan ne kadar güçlü olabilir?...
Ben Min Yoongi. Babamla beraber bir artı bir evde hayatını devam ettirmeye çalışan ve lise üçüncü sınıfa giden bir öğrenciyim.
Küçüklüğümden beri Annemin kim olduğunu bile bilmiyorum. Çünkü babam olacak şahıs, yıllar önce onun öldüğünü söyledi. Ama ben buna kesinlikle inanmıyorum. Babam ise her fırsat bulduğunda alkol alan ve olmayan parasıyla kumar oynayıp duran şerefsizin tekidir. Her gün, saçma sapan tanımadığım insanlar evimizi izler ve babam evde olduğu zamanlar, babamın onlardan aldığı ve geri ödemediği paraları istemek için onu tehdit edip giderlerdi. Biraz önce de olduğu gibi, babamın evde olduğunu bilen ve benim kesinlikle tanımadığım bazı adamlar babamı salonun ortasında dövmüş ve çekip gitmişlerdi. Kısa boyum yüzünden onların gözüne batmıyor olmalıydım. Çünkü bana asla dokunmuyorlardı.
Bu yüzden, babam deminden beri burnundan soluyor ve her zaman yaptığı gibi bütün hıncını benden çıkartıyordu. Artık onun hakaretlerine yeteri kadar alışmıştım. Hatta her seferinde evimizi izleyip duran adamlara bile alışmıştım. Ama biraz önce, bu sefer de yeni bir işe girmiş olduğumu öğrenen babamın dediklerine, kulaklarım asla alışmamıştı.
"Bu yaptığın bardağı taşıran son damla oldu yoongi! Seni vereceğim."
Vereceğim?... Babam olacak herif şu anda ne saçmalıyordu kesinlikle bilmiyordum ama, yine alkolün etkisinde olduğu kesin bir gerçekti. Önceden de işe girdiğimi öğrendiği zaman sinirlenir, ama en azından okul masraflarımı karşıladığımı bildiği için bunu da umursamaz ve işine bakmaya devam ederdi.
"Ne vermesi baba!? Neden bahsediyorsun?"
"Kumar borcumu ödemem gerekiyor."
Dedikleriyle beraber şok içinde kalmıştım. Sırf kumar borcunu ödemek için beni başka birine vereceğini söyleyen bir manyak ile beraber, hâlâ koltukta oturmaya devam etmem ve dediklerini sindirmeye çalışmam başlı başına bir hataydı.
"BEN SENİN OĞLUN OLMAKTAN BAŞKA NE YAPTIM BABA? YAPTIĞIM TEK ŞEY OKUMAYA ÇALIŞMAK, SENİN GÖTÜNÜ TOPLAMAK VE OKUL MASRAFLARIMI KARŞILAMAK İÇİN BİR İŞE GİRMEKTİ! VE SEN, KUMAR BORCUNU ÖDEMEK İÇİN BENİ SATACAĞINI SÖYLÜYORSUN!"
"EVET, AYNEN ÖYLE SÖYLÜYORUM."
"SEN NE BİÇİM BİR BABASIN!? HAYVANLAR BİLE KENDİ ÇOCUKLARINA BÖYLE DAVRANMIYOR!"
Yüzüme yediğim tek bir tokat, yere düşmem için yeterli bir sebep olmuştu. Tek elimle acıyan yüzümü tutmaya devam ederken, babam eskimiş koltuğun üzerinde duran ceketimi alarak bana fırlatmıştı. Ve salondan çıkarken yüzüme bile bakmadan konuşmaya başlamıştı.
"Giy şunu!"
"Nereye gidiyoruz?"
"Benden kurtulacağın yere..."
Kendi oğlunu satacağını söyleyen bir adamdan her şeyi beklerdim. Yaptığı aptallıklar yüzünden ölmek istemediğim için, onu daha fazla sinirlendirmeden dediğini yapmak zorunda kalmıştım. Ayakkabılarımı giyerek evin kapısını sertçe kapatmış ve karşı kaldırıma doğru yürüyen babamın peşinden gitmeye başlamıştım.
Başımı yukarı kaldırmış ve kısa bir saniye gökyüzüne bakmıştım. Görünmeyen yıldızlar yüzünden havanın kapalı olduğunu anlamış ve birkaç dakika sonra yağmurun yeni yeni yağmaya başladığını fark etmiştim. Ve birazdan hızlanırsa eğer hasta olacağımdan yüzde yüz emindim. Bu yüzden gideceğimiz yere bir an önce varmak için dua ediyordum.
Tabi başıma gelecekleri bilseydim eğer, bunun için asla dua etmezdim...
Babam akşamın dokuzunda, uzaktan görmüş olduğu taksiyi durdurmuş ve içine bindikten sonra, onun yanındaki yerimi alarak etrafıma bakmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unknown Value
Ficción Generalİstediği her şey ona aitti. Ona ait olmayan ve elde edemeyeceği hiçbir şey, bu hayatta yoktu. Buna ben de dahildim... |TAEGİ| -Semetae -Ukegi (Fic içerisinde alıkoyma, argo kelimeler, zorbalık, zorla dediklerini yaptırma ve yaş farkı gibi unsurlar v...