7.Bölüm: Fedakarlık

4 0 0
                                    

                 (Yazarın anlatımıyla)
Fedakarlık, başkasının iyiliği için kendi bir şeyinden vazgeçmek demektir. Onun mutluluğu için, kendinden vazgeçmek demektir. Aktan, şuan fedakarlık yaptığını düşünüyordu Eflal'e karşı. Onun mutluluğu için kendi aşkından, sevgisinden vazgeçmeye çalışıyordu. Çünkü sevgisinin ona zarar vereceğini düşünüyordu. Fakat onun yaptığı fedakarlık değildi. Çünkü Eflal da onu seviyordu. Yaptığı sadece Eflal'i sevgisinden mahrum bırakmaktı... Sabah olduğunda Aktan derin düşüncelere dalmıştı. Acaba Eflal de onu seviyor muydu? Gerçekten uyumadan önce söylediği şey doğru muydu? Yoksa sadece sarhoşluğun etkisiyle söylenmiş önemsiz birşey miydi? Aktan, bunun cevabını bulana kadar ona yaklaşmayacaktı. Onu saklayıp koruyacaktı, fakat duygularına engel olacaktı... O gün birlikte dışarı çıktılar ve çimenlerin üzerine biraz oturdular. Eflal yere uzandı ve gözlerini kapattı. Uzun bir süre boyunca açmadı, uyumuştu. Aktan uyumasını beklemiyordu. Öylece kalakalmıştı yalnız başına. Eflal'i izlemeye başladı...
"Gerçekten aşık mısın bana? Ben buna layık mıyım? Gerçekten seviyor musun beni? Ben seni gerçekten seviyorum. Korumak için de her şeyi yapacağım."
Eflal'e doğru yaklaştı ve kokusunu içine çekti. Bu kokladığı en güzel kokuydu, en güzel... Sonra birşey oldu, bir bağırma sesi geldi... Bu, Eflal'in babasıydı...
"Kızım nerde salak herif, söylesene!"
O anda babası yerde uyuyan Eflal'i fark etti.
"Lütfen onu uyandırmayın, bu durumu içimizde halledelim. O, çok yorgun..."
Eflal'in babası silahını çıkardı. Aktan'a doğrulttu.
"Kendi içimizde halledelim o halde..."
Tetiği çekti... Aktan halinden şikayetçi değildi. Bunun olacağını biliyordu. Bunlar yaşanırken Eflal uyanmıştı bile. Bir süre şokun etkisinden çıkamamıştı. Babasının tetiği çektiğini görünce hemen doğrulmuştu. Daha farkımda değillerdi uyandığının. Babası silahı tam ateşleyeceği anda Eflal Aktan'ın önüne atlamıştı. Herşey bir anda olmuştu. Silahın ateşlenmesi, Eflal'in atlayışı ve vuruluşu, Aktan'ın şok içinde bakakalması ve babasının oradan kaçıp gitmesi. Bir acımasızdan da kaçması beklenirdi zaten...
Eflal karnından vurulmuştu ve çok acıdığı inlemelerinden belli oluyordu.
"Aktan..." Sesi çok kısık geliyordu.
"Burdayım mavişim. Nolur dayan. Lütfen... Ben sana çok alıştım beni bırakma tamam mı?"
Aktan Eflal'i arabaya bindirip hastaneye götürdü. Acilen ameliyathaneye alındı. Aktan o zaman farketti kendisinin fedakarlık yapmadığını. Asıl fedakarlığı yapan Eflal'di. O, kendi canını hiçe saymıştı Aktan için... Aktan bunu yeni fark ediyordu. Gözünden bir damla yaş düştü. Düşündüklerinin verdiği acıyla.
"Ben seni koruyamadım Eflal... Ben bencillikten başka hiçbir şey yapmadım. Özür dilerim... Lütfen yaşa."
O anda ameliyathaneden bir hemşire çıktı. Eflal için acil kana ihtiyaç vardı. Fakat kan grupları uymuyordu.
"Ben kan veririm, uyuyor benimki."
Gelen Aktan'ın en yakın arkadaşı Anıl'dı. Bu durumları öğrendikten sonra koşa koşa gelmişti. Hemen kan vermişti Eflal'e.

Sonra yine bir hemşire çıktı.
"Yakınlarısınız değil mi?"
"Evet, benden başla kimsesi yok." Diye yanıtladı Aktan...
"Durumu iyi. Ama biraz daha geç kalsaydınız ve kan da biraz sonra verilseydi kurtatamazdık. İyi zamanlama. Geçmiş olsun."
Aktan, Anıl'a sıkıca sarıldı. Onu Anıl ve doğru zamanlaması kurtarmıştı.
"Sağol kardeşim..."
                                  ~~
1 saat sonra Aktan ve Anıl Eflal'i görmeye gittiler. Aktan, Eflal'in başına oturdu. Oturur oturmaz Eflal gözlerini açtı.
"Öldüm sandın değil mi?" Gülümsedi Eflal. Bu Aktan'ın gördüğü en sıcak gülümsemeydi. Sonra Aktan Eflal'e sıkıca sarıldı. Eflal şaşırdı çünkü beklemiyordu.
"Seni çok seviyorum Eflal. Herşeyden çok. Senden hoşlanıyorum..."

Korktunuz dimi bir an. Bir arkadaşım (biliyor kendisini) hepsi onun yüzünden. Ben yaz dizisi gibi yazmaya devam edecektim. Artık kaos ve olay ekle dedi. Jfjdjd... Neyse bb

Bir Kaçak Bir PolisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin