1.6

47 8 1
                                    

Kolpa - kafam senden bile güzel

İyi okumalar.

Bir hafta geçmişti Buğra'yla  çarpışmaktan.

Koskoca bir hafta!

Ve o bir haftada bana hiç yazmamıştı.

Ama gözleri durmadan beni buluyordu, mesela bir kere benim yüzümden az kalsın maçı kaybedeceklerdi.

2 gün önce;

BUĞRA IŞIK

M

açın başlamasına on beş dakika vardı. O gün adımı söyleyen kızı unutmamıştım. Onun benim sapığım olan kız olduğundan şüpheleniyordum. Gerçi mesajlaşmalarımızda aksi iddia ediliyordu ama bunu kafamı karıştırmak için yaptığını düşünüyordum. Fatih'in sözüyle düşüncelerimden uzaklaştım.

“Buğra, hadi. Giy şu tişörtü artık. Maç başlayacak şimdi.”

Hızla tişörtü giyip sahaya gittim. Bugün 11/A ile maçımız vardı. Onlarda zorlu rakiplerdi.

Düdük ile maç başladı. Eylül topu bana attı, ben Fatih'e, Fatih'te karşıya gönderdi. İlk sayıyı almıştık.

30 dakika sonra;

15-15 beraberlik sürüyordu. Çok zor bir maçtı. Soğuk soğuk terler akıyordu alnımdan. Hakem beş dakika mola verdiğinde Asya koşarak yanıma geldi. Bana bir havlu ve su uzattı. Havluyu alıp terlerimi sildim.
Suyuda alıp hemen kafama diktim. Gerçekten çok susamıştım.

Beş dakikalık süre bittiğinde yerime geçtim. En önde yerimi aldım. Solumda duran Gamze'ye topu attım.

Bir dakika.

Bu dünkü kız.

Ne işi var lan!

Bir anda Gamze'nin bana gelen topu kurtarması ile kendime geldim. Top direkt Fatih'e gitmişti. Fatih sert bir servis gönderdi ve düdük.

16-15

Bir puan öndeydik. Ve düdük çaldı. Maç bitti, biz kazandık. Ama benim yüzümden kaybedebilirdik. Tribünde bizi tutanlar ayağa kalkıp alkışladılar. Buna o kızda dahildi.

Peki ben bu kızın benim sapığım olup olmadığını nasıl anlayacaktım?..

Maç gününden 3 gün sonra;

Can sıkıntısından patlayacaktım. Hiç bir şey yapmak istemiyordum. Zaten gece gece en fazla ne yapılabilir ki?

Elim kendiliğinden telefona girip mesajlara girdi. Parmaklarım tüm iradesini kaybetmiş bir şekilde mesaj yazıyordu.

Buğra: uyudun mu?

Sapığım: hayır.

Sapığım: da.

Sapığım: sen bana yazdın.

Sapığım: aşık oldun bana de mi?

Buğra: anladım, sen yine formundasın.

Sapığım: sen nasılsın? iyi misin?

Buğra: evet, sadece canım sıkılıyor diye seninle konuşmak istemiştim.

Sapığım: *yazışmak.

Sapığım: yaa sen sıkıldın diye benle mi konuşmak istedin?

Hem bana diyor hem de kendisi aynı hatayı yapıyor.

Sapığım: başka biriyle değil, benimle?

Sapığım: bu aşk değilde ne be.

Buğra: sen uçtun yine.

Buğra: en iyisi ben uyuyayım.

Buğra: sanada iyi geceler.
(Görüldü)

Galiba bayıldı

Sabah hızla kalkıp hazırlandım. Geç kalmıştım! Acilen çıkmam gerekti. Direkt evden çıktım. Annem arkamdan bağırıyordu

“Buğra, oğlum. Daha kahvaltı yapmadın.” diye bağırdı annem.

“Geç kaldım anne, okulda yaparım.” diye cevap verdim.

Koşarak okula gitmeye başladım. Evim okula on beş dakika uzaktaydı. Okula varmama çok az kalmıştı ki az ötede  bir  kızı  üç dört  köpeğin sıkıştırdığını gördüm. Elime büyük  bir taş aldım. Diğer elimede üç adım uzağımdaki ağacın dalını kopardım.

Üzgünüm ağaç.

Koşmaya başladım. Kıza birkaç adımlık uzaktayken taşı fırlattım.“hoşt, gidin lan!”
Köpekler uzaklaşmaya başladı. Kızı arkamda bırakarak biraz köpekleri kovaladım. Gözden kayboldukları da elimde ki dalı bıraktım. Kıza doğru yürümeye başladım. Kız yere çömelmiş korkudan tir tir titriyordu. Kızın yanına çömeldim ve, “İyi misin?” diye sordum. Kafasını kaldırıp bana dolu gözlerle baktı.

Bekle bir dakika.

Bu o kız.

Tanışmak için harika fırsat!

“İyiyim.” diye mırıldandı. Ona sarılmak istedim ama buna engel oldum. Bu çok saçma olurdu. Kıza elimi uzatıp kalkmasına yardım ettim. Gözyaşlarını sildi ve bana gülümsedi.

Anlık gelen özgüven patlamasıyla elimi uzattım.

“Buğra.” Uzattığım eli tuttu.

“Alev.”

Mavi Sweatli -Texting-  [Ara Verildi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin