0.9

56 10 3
                                    

Elley duhé - middle of the night

İyi okumalar.

"Galiba şurada ki kafe." dedi Ecrin emin olmayan bir sesle.

"Ecrin sen yanlış bakıyorsun, ver şunu!" dedi Bilal ve telefonu Ecrin'in elinden aldı.

"Ya, ver şu telefonu Bilal!" dedi Ecrin.

Bilal elini yukarı kaldırdı, "Vermiyorum ha, bir diyeceğin mi var?" Ecrin zıplayıp telefonu almaya çalışıyordu ama karşısında 1.78 boyunda bir erkek ve kendisi sınıfın ikinci en kısa üyesi olarak, 1.56 boyu ile, telefonu almaya çalışıyordu. Ama nerde...

"Ecrin Bilal' in karşısında hiç şansın yok, boşver." dedim gülerken.

Ecrin en sonunda pes etmiş olacak ki Şevval'in yanına gidip mızmızlanmaya başladı. Evet, Ecrin biraz şımarıktı.

Şura oflayarak  konuştu. "Ne baktınız amına koyayım. Beni takip edin." dedi ve önden yürümeye başladı. En sonunda  kafeye gelmiştik. Beyaz renkte ki askılı elbisem göz kamaştırıyordu. Rezervasyon yaptırdığınız masaya geçtik. Açıkçası bayağı büyük bir masaydı çünkü resmen bütün sınıf gelmiştik. Sadece birkaç kişi gelememişti. Onların da işler olduğu için ya da aileleri izin vermediği için.

Ha dün o olaydan sonra ne oldu diye soracak olursanız ilk defa şans yüzüme güldü diyebilirim.

"kızım sen aşık mı oldun?

"Hayır." Net bir dille. Ama hala Buğra'ya bakıyordum gözüm dalmış gibi. En sonunda bakışlarımı Buğra'dan çekip Sarp'a baktım. "Neden?"

"Çünkü ben âşık oldum."

Gözlerimi kocaman açarak ona baktım. "Ne!? Sesimin biraz fazla çıkmasıyla Buğra ve arkadaşları bize bakmıştı. Kale almadan Sarp'a bakmaya devam ettim. Sarp utançtan bana bakmayı reddetti. "Kızım iyi misin ya? Öyle bağırılır mı? Seninle konuşmaya gelinmiyor."

"Ama Sarp," dedim kendimi haklı çıkarmaya çalışarak. "Öyle pat diye söylenir mi?"

"Böyle tepki vereceğini bilseydim söylemezdim bile."

Elimi havada salladım. "Sen devam et, kim?"

Tam bir şey söyleyecekti ki sözünü bölen telefonun çalması oldu. Kaşlarını çattı ve, "Buna bakmam gerek." dedi ayağa kalkarken.

Omuz silktim. "Bende zaten şimdi gidecektim." dedim Buğragilin gittiğini görünce. "Sana iyi aşık olmalar." dedim dalga geçerek.

"Alev!" diye bağırdı ama ben çoktan çıkmıştım. Buğragil önden bende hemen arkalarından gitmiştim.

Önümde bir el sallanması ile kendime geldim.

"Ne o? Daldın galiba." dedi Sarp

"Evet, dalmışım."

Siparişlerimizi vermiştik. Bi yarım saat sonra siparişler geldi de gelmez olaydı. 10 dakikaya hazır ablam, demişlerdi. Yarım saat oldu ulan.

Yarım saat!

Önümde ki yemeği yerken karşıda ki kapıda görünen sima tanıdık gelmişti.

Evet, Sweatlim, Buğra, gelmişti. Bakışlarımı Sarp'a çevirdiğimde dikkatle beni izlediğini gördüm. Yutkundum. Sonra kaşlarımı çattım. 'Ne var?' der gibi başımı salladım. Omuz silkti ve yemeğini yemeye devam etti. Buğragilin tarafa kafamı çevirmedim ama hemen arkamızda ki masaya oturdukları için seslerini duyabiliyordum.

"Merhaba efendim, ne alırdınız?" dedi garson hemen.

"Ben bir su alayım." dedi Fatih. Kıvırcık saçlı arkadaşıydı.

"Bende bir çay alayım." dedi aralarında en uzun olan Enes.

"Şekersiz, sütlü kahve alayım bende." dedi Buğra ilgizsizce.

Şekersiz mi?

Benim gibi şekere bayılan bir insan için çok zıttık. Ama umrumda değil.

Sonuçta

Oooo benim o, benim o¹...

Bizim sınıfın sohbetlerine ara sıra dahil oluyordum, ama bir yandanda arkadakilere dinliyordum.

"Kanka diyorum işte, bir sapığın var ve kendisi 10/C de."

"Valla bro bir sapığın kalmıştı o da oldu."

"Önümüzdekilerin 10/C olduğunu biliyor sunuz değil mi?" dedi Buğra bıkmış bir sesle.

"Ne?" dedi Enes hafif bağırarak. Birkaç kişi arkaya bakınca fırsattan istifade bende baktım. Gözlerim hemen Sweatlimi bulurken kahveleriyle bana baktı. Daha fazla bakışamazken hemen önüme döndüm.

"Öyle mi?" dedi Fatih şaşkınlıkla.

"Evet Fatih, evet" dedi bıkmışça. Eee haklı adamda, bıkardı, bence kim olursa bıkardı. Artık kalkma vakti gelmişti ve bizimkiler hesabı ödemeye giderken Sweatlime mesaj atmayı unutmadım.

0543******: kahvede içermiş paşam.

Mavi Sweatlim: yuh amına!
(Bu mesaj silindi)

0543******: Çoktan gördüm yakışıklı.

Mavi Sweatlim: Artık sapığım olduğunu kabul etme vakti geldi.

0543******: Olmadığım bir şeyi kabul edemem.

Mavi Sweatlim: Bekliyorum.

0543******: Sapığın değilim ki.

Mavi Sweatlim: bak cidden takıntılı bir psikopat olmadığına emin misin?

0543******: Eminim.

0543******: Neyse yakışıklı ben artık gidiyorum mekandan, kendine iyi bak
(Görüldü)

Masadan kalkıp hesabı ödeyen erkeklerin yanına gittim. Biraz dalgındım galiba çünkü kendime Sarp'ın sözü ile gelebilmiştim. "İyi misin Alev?"

"Ha? Ah, evet iyiyim. Sadece biraz dalmışım." Diye açıklama yaptım.

"Bu aralar da fazla dalıyorsun ama..." diye mırıldandığını duydum. Onu pek takmadan dışarı, kızların yanına, gittim...

Mavi Sweatli -Texting-  [Ara Verildi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin