7.Yıldız

7 3 0
                                    

Emin adımlarla koridoru benimle birlikte geçen kadın, bileğindeki bıçakları boğazımdan bir an olsun bile ayırmadan oturma odasına giriş yaptı ve beni koltuğa Kuron'un yanına itti. Şaşkınlık içerisinde elindeki tek kozu olan beni neden bıraktığını anlamaya çalışırken Jyra bunu fırsat bilerek bacaklarındaki bıçakları tetikledi ve karşısındaki kendinden biraz daha uzun olan kadına doğru bir tekme savurdu. Kadın bunu tahmin etmiş olacak ki hızlıca geri çekildi ve ortamda bir komedyen varmış edası ile kahkaha atmaya başladı.

"Erkeğine bir şey yapmadım kızılcık, dikenlerini çıkarmana gerek yok."

Jyra hırçın bir şekilde tısladı.

"Lanet olası göğüslerini yerinden söktüğümde de umarım hala böyle gülüyor olursun."

Jyra yerde kayarak kadının bacak arasına girmeye çalıştı, bunu daha önce de görmüştüm bacağındaki dikenleri kurbanının ayak bileklerine saplayıp kendiyle birlikte döndürüyor ve alaşağı ettikten sonra ortaya çıkan dikenler ile karşısındakini çiğniyordu. Yerde kayarak ilerlediği an karşısındaki kadın havaya zıpladı ve ters takla atarak yerde ilerlemekte olan Jyra'ya çok içten gelen bir tekme savurdu. Duvara dönerek çarpan Jyra'nın aniden nefesi kesildi ve dizlerinin üstüne düştü. Bu manzaraya daha fazla şahitlik edemeyeceğime kanaat getirdim ve ayağa kalkmaya yeltendim. Kuron bir bildiği varmış gibi aniden kolumdan tutup beni geri koltuğa oturttu.

"Drag, bak."

Eliyle Jyra'nın boğazını gösteriyordu. İlk bakışta fark etmemiştim ama Jyra, eliyle boğazının etrafına dolanmış bir şeyi tutuyormuş gibi hareket sergilediğinde fark ettim. Suikastçi ipi. Bu lanet olası şey bir parmak ucu implantı ve inanılmaz nadir bulunan bir silah. UV ışık tutulmadığı sürece asla belli olmayan ve tamamen beynin nörosnaptik uzuvları ile eşleştirilen bir ip. Kullanan kişi yeterince hakimse silaha, parmak ucundan çıkan ip sanki bir uzuvmuş gibi yönetilebiliyor ve o yüzden inanılmaz ölümcül olabiliyor. Şimdi ise kalkmaya yeltenmemi fark etmiş olan o kızıl gözler büyük bir zafer edası ile olduğundan daha fazla parlıyor ve dimdik benim gözlerime baskı kuruyordu. İnatlaşmayı ve zaferi seven bir kadın. Sergilediği tavır hoşuma gittiği için içimde tutmaya çalıştığım sinirle karışık gülme isteğini bastıramadım ve sırıtmaya başladım.

"Sevdim seni kızılcık, silahlarınız beş metre ileride olduğuna ve arkadaşınızın da sefil hayatı benim elimde olduğuna göre artık konuşabiliriz diye düşünüyorum. Ne dersin Drag?"

İsmimin kısaltmasını söylemek için yıllardır bekliyormuş gibiydi. Ben başımla onayladıktan sonra Jyra'nın nefes alabilmesi için boynundaki ipleri biraz olsun gevşetti. Jyra boğuk bir öksürük krizine girdikten kısa süre sonra nefesini tazeleyebildi ama boynunda her an kellesini alabilecek iplerin oluşunu unutmamışa benziyordu. Temkinli bir şekilde ellerini bacaklarına yerleştirip bacaklarındaki dikenleri geri yuvalarına itti. Odadaki herkes pür dikkat kadının kızıl gözlerine kilitlenmişti. Bu konuşmanın artık başlaması gerektiği anlamına geliyordu. Söze ilk giren Kuron oldu.

"Ne yapmaya çalıştığını şuan anlamakta güçlük çekiyorum o yüzden beni aydınlat. Banyodayken Dragna'yı öldürebilirdin ama o zaman seni öldürmememiz için bir sebep kalmazdı yani kozunu oynadın bunda bir problem yok. Fakat az önceki gösteri de neydi öyle ve şu an neden hala karşımızdasın ? Gitmemen için bir sebep göremiyorum."

Soruları oldukça mantıklı gelmişti kulağa. Ama benim asıl merak ettiğim başka bir şeydi. Kadın tam söze girecekti ki...

"Seni salak orospu, ne yaptığın konusunda bir fikrin var mı ? Eğer şimdi beni öldürmezsen seni daha sonra bulup yok ed..."

Dragna Ve Takım Yıldızı (Kitap 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin